Merhabalar. Uzun zaman sonra yeni bir bölüm getirdim. Kitabı yakın zamanda final yapacağım, belki sonra düzenleme vs. de yaparım çünkü birçok eksiği var. Bölümler kısa, biliyorum ama kısa yazmayı seviyorum. İnşallah bundan sonra bölümleri ara vermeden hızlı hızlı yayımlayıp kitabı tamamlayacağım 💜 Tatil de geldi zaten, sınav derdim de ortadan kalkmış oldu böylelikle :)
Kitabım için yapmış olduğu bu güzel video editi için RiverHunterrr 'a çok teşekkür ediyorum, bunu kendi isteğiyle yapmış olması, gönlünden gelmesi beni çok mutlu etti 💜 Instagram'da paylaştım, Youtube'da da belki paylaşırım. Aşağıya kendi kanalında paylaşmış olduğu o videoyu koyayım izlersiniz :)
📖
Hayal'den Devam
Korkuyordum.
Mutlu olmaktan korkuyordum. Ölesiye sevmekten korkuyordum. Bunların her ikisini de yaşıyordum fakat yaşadığım bu şeylerden korkuyordum. Bazen öyle anlar geliyordu ki, bu mutluluğum bir anda bozulacak ve her şey mahvolacakmış gibi hissediyordum. İçime bir korku yerleşiyordu. Mutluydum fakat kahretsin ki içime yerleşen bu duygu yüzünden mutlu olmayı istemiyordum. Aklıma yaşadığım kötü anılar bir bir akın ettiğinde, o an çok komik bir filme dalmış gülüyorken bile yüzümdeki gülümsemeyi anında silmek zorunda kalıyordum. Hayatım gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçiyor, kendimi bayılacakmışım gibi hissediyordum.
Her gün Onur'la birlikte dışarı çıkıyor, temiz hava alıyor ve ruhlarımızı dinlendiriyorduk. Benim hayatım yüzünden yolunda gitmeyen işleri, yavaş yavaş düzene girmeye başlamıştı. O bir doktordu ve eğer benim yüzümden mesleğini kaybetseydi, kendimi asla affetmezdim. Çünkü o benim sadece bedenimdeki yaraları değil, ruhumdaki yaraları da iyileştirmişti ve istiyordum ki sadece bana değil başka insanlara da yararı dokunsun. Bedenen bile olsa dokunsun istiyordum. Böyle güzel bir mesleği, doktorluğu, benim olaylı hayatım yüzünden kaybetsin istemiyordum.
O bir doktordu fakat ben onun hayatına girdiğimden beri evinde ve arabasında silah taşıyordu.
O bir doktordu; herhangi birini yaralaması veyahut öldürmesi değil, iyileştirmesi gerekiyordu. Fakat benim hayatım yüzünden kendini bu işlere bulaştırmıştı. Evet, bitmişti, adalet yerini bulmuş ve kötüler kaybetmiş, kendi bataklıklarında boğulup gitmişlerdi lakin bu durum onun bu savaşta eline silah aldığı gerçeğini değiştirmezdi. Hiçbir şekilde değiştiremezdi.
Ben ise kendi mesleğimi, öğretmenliğimi, onun sayesinde elime almıştım. Biraz zor olmuştu fakat başarmıştık.
"Hayal... Güzelim, sen yine neden daldın ki öyle?" Bana güzelim demesinden çok hoşlanıyordum ve o da bunu bildiği için sürekli bana böyle hitap ediyordu.
"Hiç, bir şey yok. İyiyim ben." Tedirgin dolu bakışlarını bakışlarıma sabitlediğinde ona iyi olduğumu inandırmak istercesine elimi elinin üzerine koydum. "Gerçekten iyiyim. Sana asla yalan söylemem. Sadece... Yaşadıklarımız bir an aklıma gelince kötü hissettim... Neyse, boş ver. Bugün akşam yemeğinde ne yapmamı istersin?"
Konuyu değiştirmekten başka çarem yoktu çünkü maziyi daha fazla konuşacak ve düşünecek olursak eğer, kendimi hiç iyi hissetmeyecektim.
"Her seferinde bu soruyu sormaktan ve aynı cevabı almaktan yorulmadın mı?" dedi, hemen ardından bir babanın kızının yanağını sıkarken ona gösterdiği şefkatle sağ elini sağ yanağıma uzatıp bir makas aldı. Böyle anlarda onu çok tatlı buluyordum. "Sen ne yapsan yerim, hiç sıkıntı değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayal | +18
RomanceYetişkin okurlar içindir ⚠️ Yanına yaklaşıp en alttaki düğmeyi ben kapattım ve yanağına da küçük bir öpücük bıraktım. Aldığım karşılık ise Onur'un beni iki kolumdan tutup duvara yapıştırması ve seri bir şekilde dudaklarıyla dudaklarımı birleştirmesi...