Lisa
Yataktan çıkmaya niyetim yoktu, ama bir yerde zorunlulukla okula gönderilecektim. Normal değildi bugün, hiçbir şey yolunda gitmeyecek gibiydi.Tanrım, ben her gün bu yastığa kafamı ertesi güne uyanmamak niyetiyle koyuyorum. Her seferinde bok gibi hislerle, bu yataktan kafamı kaldırıyorum. Sebepsiz, boş yere içimde oluşan kırgınlıkların saşmalıktan öte bir şey olmadığını biliyoruz. Ben sebepsiz yere gözlerim dolunca delirdiğimi falan düşünüyorum. Tanrım, bu sabahlarında, içimde oluşan burukluğunda bir anlamı olmalı. Onun dışında, yaşattığın kaderin pek sardığını düşünmüyorum.
Sessizce hazırlanmaya başladım, abim büyük ihtimalle uyuyordu. Bu sabahın köründe okula gitmeyi hiç sevmiyordum. Hele ki o dolu minibüse binmekten nefret ediyordum.
Okula geldiğimde, Tae şaşırmıştı. Elinde ki keki yerken laf etmeye başladı.
"Aman aman aman, şaşırdım." diyip gözlerini büyüttü. "İlk defa okula gelmedim Tae." dedim.
"Öyle bir şey mi söyledim aptal?" diyip kafama vurdu. Ellerini alıp üstüne sildi, "Yine mi duş almadın?" diyip gözlerini devirdi.
Sessiz bir biçimde "Şu gözlerini sikicem artık." demiştim.
"Pardon?" diyip kulaklarını yaklaştırdı. "Ananı diyorum Tae, ananı çok seviyorum." dediğimde gülümseyip, kekini yemeye devam etti.
Sınıfa geldiğimde Rosé'yi görememiştim. Hemen aradım, açmamıştı. Büyük ihtimalle metrobüsteydi, çünkü kalabalık ortamlara telefonu açmazdı.
Sıraya oturduğumda, Taehyung yanıma geldi ve hiç beklemediğim bir soru sordu.
"Jungkook ile barışmayı düşünüyor musun?" demişti. Genelde pek ilgilenmezdi ilişkimizle, çünkü ilişkimizi hiç sevmiyordu.
"Bilmiyorum." dediğimde, gözlerini bana yaklaştırdı.
"Jimin dün bana yazdı, bende şaşırdım. Bir araya gelmek istedi, biliyorsun aşık bana," dediğinde kafamı salladım.
"Çok laf ederdim bu hareketine ama mesele bu değil. Mesele, Jimin ile buluştuğumuzda Nayeon'un bir arkadaşı ile gelmesi, özellikle mesele şu Jungkook'un ardından gelmesi." dediğinde kafamı ona döndürdüm.
"Ne alaka Taehyung?" dediğimde, gözlerini devirip "Salak bir şey olmasa demezdim zaten, ama karşımda kızla Jungkook flört etti." dediğinde gülümsedim.
"Kıza kıyamam ya, sıradan olduğunu bilmiyordur şimdi. Jungkook geçen benimle barışmak için yalvardı bana." dediğimde yüzünü ekşitti.
"Sende sıradansın galiba aşkım onun için, çünkü sanırım kızla sevgili oldular." dediğinde çok şaşırmıştım.
"Ciddi misin?" dediğimde Nayeon gelmişti.
Gülerek girmişti sınıfa, beni gördükten sonra sırama doğru gelip, masaya oturdu. Ve bir Nayeon klişesi olan laf cambazlığına başladı.
"Hayatım Jungkook'a karşı hislerin hala var mı?" demişti.
"Olsun veya olmasın, seni ilgilendiren bir şey görmüyorum burada." diyip telefonumu elime aldım. Telefonumu elimden çektiğinde ona dönüp baktım. Telefonunu elinde sallayarak "Hayatım Jungkook'un artık bir ilişkisi varda, hani üzülme diye." dediğinde gülümseyerek ayağa kalktım.
"Bak tatlım, şu an neyin havasını kesiyorsun bilmiyorum ama benim hayatım ve duygularım kimseyi ilgilendirmez. Özellikle seni, ve Jungkook için cinsel ihtiyaç olan bir kızı." diyip elinde sallayan telefonumu aldım.
Kapıdan Charlie öğretmenimiz girdiğinde sıradan kalkıp, masasına doğru yürüdü.
Yerime geri oturduğumda, Taehyung kalkıp masasına doğru gitti. Rosé hala gelmemişti ve bu beni tedirgin ediyordu. Ailesel bi mesele yüzünden, çok sevdiği okulunu ve derslerini aksatmasını istemiyordum.
Ders bittikten sonra, Rosé kapıdan çok mutlu bir şekilde girdi. Bağırarak "Lisa sana anlatmam gereken bir sürü olay var." diyip yanıma oturdu.
Kafamı ona çevirdiğimde "Ben anlatmaya başlıyorum, sus dinle ve araya hiç girme." dediğinde kafamı salladım, ve devam etmesi için elimi döndürdüm.
"Dün akşam, yakında olacak düğün için alışveriş merkezine gidip kendime elbise alacaktım, orda birkaç mağazaya girip çıktıktan sonra hani bir tane kafe varya sütlü kahvesi çok güzel." kafamı sallayıp "Detaylara girme Rosé." dedim. Gülümseyerek "Jisoo diye bir kız vardı ya, şu Jungkook'un çekim yaptığı." kafamı salladım. Abi o kadar gerizekalı bir kız ki, "Araya girme." diyip onay vermem için bir hareketimi bekliyordu.
"Kafede bunları yan tane görmeyeyim mi?" dediğinde gözlerimi devirip "Lan şunu tepkimi beklemeden, dümdüz anlatsana!" dediğimde "Öyle tadı olmuyor ki Lisa." demişti.
"Ya ben zaten olay varsa tepkimi veririm. Anlat sen." dediğimde kafasını sallayıp, devam etti.
"İşte gördük Lisa, sonra hiçbir şey demeden lavaboya doğru yürüdüm. Erkekler lavabosundan Jimin saçlarını düzeltir bir şekilde çıktı. Beni gördükten sonra, gülümseyip kolumdan tuttu beni. Ve ardından burda ne yaptığımı sordu, bende cevapladıktan sonra beni yanlarına davet etti. Senin için, yani belki bir şey olur sana söylerim konuşacak konumuz olur diye "Tamam." dedim, sonra lavaboya gireceğimi söyledim. "Ben seni beklerim." dedi." Gülümseyerek Rosé'ye döndüm.
"Bu ilişkinizi onaylardım tatlım ama, Taehyung başından beri Jimin sevdalısıdır ve Jimin de bir orospu çocuğudur." dedim.
"Bana ne Lisa? Bu arada Taehyung gay mıydı?" demişti. "Anlat." dedim.
"Her neyse Lisacım. Çıktıktan sonra, karşımda telefonu ile oynuyordu. Öksürüp ilgisini çekmeye çalıştım. "Geldin mi?" diyip telefonunu cebine attı. Kafamı sağa sola salladığımda gülümsedi." Şu an Jimin'e karşı çoğalan hisler hissediyordum.
"İşte oturduktan sonra Jungkook bana gülümsedi ve Jisoo ile tanıştım. Çok samimi bir kızdı fakat tepeden konuşuyordu biraz. Her neyse, Jisoo'nun telefonu çalmıştı. Açıp masadan uzaklaştı. Jungkook bana dönüp "Bu söylediğimi yanlış anlama ama saçların çok güzel." dedi. Jimin'de onu onayladı." Burda ne döndüğünü şu an tüm iliklerime kadar hissetmiştim.
"Sonra Jisoo geldi, bir kaç mevzu konuştuktan sonra. Jisoo "Ben evi ayarlayacağım, aşkım." diyip Jungkook'un yanağını öptü ve kalktı gitti." Kafamı ağzımı açık bir şekilde Rosé'ye döndürdükten sonra "Ne oldu?" dedi.
Gülümseyerek "Sevgililerdi yani." dedim.
Kafasını salladı."Her neyse kanka olay bu değil, olay ikisinde bana grup seks teklif etmesi."