Lisa Söylediği şey garip hissettirmişti, ama gram yumuşamamıştım. Hatta sinirlerim kat be kat artmıştı.
"Ben senden sevgi beklemedim Jungkook! Senden bana biraz ilgi göstermeni, bana yalan söylememeni, sınırını aşmamanı istemiştim. Çok zorlanıyor olmalıydın ki bunların hiçbirini yapmadın." diyerek onu ittim.
"Yapma Lisa, bizim ilişkimiz çok güzeldi biliyorsun." dediğinde gülmeye başlamıştım.
"Biz güzel falan değildik Jungkook. Yaptığın hiçbir şeyin hafife alınır bir tarafı yok. Mesela arkadaşıma grup teklif etmen." dediğimde, yüzünü ekşitip "Onu öylesine söylediğime emin olabilirsin." dedi.
Emin olamazdım, ki olmamalıydım. Çünkü kaç defasında bunun şaka olmayacağını, olsa bile zamanla gerçekleşmesini istediğin bir şaka olacağını bilirdim.
"Bu dediğine kendin inanıyor musun?" dediğimde, gülüp "Sen inanmıyorsun, ben inansam ne olur ki?" demişti.
"Bak Jungkook," dedim ve derin bir nefes alıp verdikten sonra sözüme devam etmeye başladım.
"biz bir daha birlikte olamayacak kadar birbirimizi çok kırdık, ilişkimiz boyunca seni her aradığımda ya açmadın ya da "İşim var, seni sonra ararım." Diyip telefonu kapatıyordun ve her bunu dediğinin gecesi ben uyumuyordum. Aramanı bekliyordum, ve o arama hiç olmuyordu. Ertesi gün de aramıyordun, ben sana kendimi hatırlatmadığım her süreç boyunca sen beni unutuyordun. Bu yaptıklarının bende ne gibi yaralar bıraktığını oturup hiç düşünmedin mi? Bende seni delicesine sevdim Jungkook, ama artık çok geç. Yaptığın hatalar, hatam var mı bilmiyorum ama yaptığım hatalar, bizi çoktan bu raddeye getirdi. Biz bittik Jungkook." , acı bi gülümseme yüzüme vurunca, gözlerim dolmaya başlamıştı.
"O yüzden bir daha olabileceğimizi sanmıyorum. Ben seni herkese savundum, ve sen insanlara seni savunmamı boşa çıkartıp, insanları haklı çıkarttın. Ve inanır mısın? Sana en çok burda kırıldım. Sonra kırgınlıklarımın ardı kesilmedi, gözüm açılmamıştı sonra gözüm açıldığında, artık gözümde bir gram değerin kalmamıştı." gözümden yavaşça bir damla akıyordu.
"Böyle deme Lisa, bu hayatta en çok bana değer verdiğini herkes bilir." demişti.
"Yılbaşı gecesini hatırlıyor musun Jungkook?" dediğimde göz kapaklarını kapattı.
"Hatırlıyorum." demişti. "O gün söylediğin her bir sözü aklıma kazıdım, artık hiçbir şekilde bana beni sevdiğini inandıramazsın. Dedim ya 'Artık çok geç.'" diyip arkamı dönüp eve doğru yürümeye başladım.
"Peki o zaman, son bir kez sarılabilir miyiz?" dediğinde, gökyüzüne bakıp "Hayır." diyip ilerlemeye devam ettim. Kapının önüne geldiğimde, arkamı dönüp ona baktım. Yavaş yavaş yürümeye başlamıştı, "Özür dilerim." diye içimden geçirdim. Kırdım.
Eve girdiğimde, Jaehyun ve Tae film izlemeye devam ediyordu. "Kızlar nerde?" dediğimde Taehyung bana dönüp, bana flaş tuttu.
"Bir dakika," diyip Taehyung koltuktan kalkıp bana yaklaşmaya başladı. Gözlerime pür dikkat bakıyordu, gözlerim dolmamayı durduramıyordu.
"Lisa?" diyip bana acır gözlerle bakmaya başlamıştı. Kafamı sağa yatırıp gülümsedim, ardından bir gözyaşım tekrardan aktı.
"Bugün çok duyguluydum ondan galiba." diyip gözyaşımı sildim.
Bana sarılıp "Yine sarılabilir miyiz?' dedi dimi?" diye sorduğunda kendimi durduramamıştım artık tam olarak ağlıyordum.
Kendini çektikten sonra ağladığımı gördü. "Ah be kızım." diyip koltuğa geri oturdu.
Olduğum yere çöküp gözlerimi silmeye başladım. Jaehyun uyuyor olmalıydı, gözlerini açıp "Noldu oğlum?" diye bağırdı.
Taehyung, bana kalmayıp "Jungkook kanka kim olabilir?" dedi.
"Sikicem o çocuğu artık ya." dediğinde buruk gülümseme yine suratıma gelmişti.
"Ya yemin ederim, üzüldüğüm tek şey iki buçuk senemin zarar ziyan olması. Neye yanacağını bile bilmiyorum Çabaladığım onca şeyin boşuna olduğuna mı, yoksa kurduğum hayallerin çöp olmasına mı yanayım? Abi çöp oldum ya, kullanılıp her seferinde bir kenara atıldım. Ne yazık ki hiç akıllanmayıp, geri dönüşüme gittim, ve yine çöp olup bir kenara atıldım. Abi ben artık birini güzelce sevebileceğimi bile düşün-" lafım Jennie'nin yüksek sesiyle kesilmişti.
"Lan noldu?" diyip benimle birlikte yere oturdu.
Rosie "Yine Jungkook dimi?" demişti. Kafamı yukarı aşağı salladıktan sonra, dış kapı sertçe kapanmıştı.
Hepimiz bir telaş ile ayağa kalkıp kapıya doğru yöneldiğimizde, abimi kızarmış bir surat ile göreceğimizi düşünmemiştim.
"Lan iyi misin?" dedi Taehyung.
"Çabuk yukarıya çıkıp maddeleri tuvalete atın, çabuk!" diye bağırmıştı.
Jaehyun ile Taehyung merdivenlerden koşarak yukarıya çıktı.
"Oğlum yakalandım, müşteriye maddeyi verirken görüldüm! Oğlum bak ikinci yakalanmam olursa 10 yıl net yerim." dediğinde içimi bir korku sarmıştı.
Hepimizin ağzından çıkan tek şey "Siktir!" olmuştu.
Eğer yapılan iş, tanrı tarafından sevilmiyor veya aşağılanıyorsa her zaman bir cezası olurdu. Ya işler yolunda gitmez, ya da hayatın. Ne olur bu sefer yardım et be tanrım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm hakkında düşüncelerinizi buraya yazar mısınız?