Sahilin sakin ve soğuk esintisi sakinleştiriyordu aklını. Denize doğru baktı hava kararmaya başlamıştı. Rüyasında ki çocuğun göz rengi gibiydi deniz, vahşet ve hüzünle dalgalanıyordu.'Neden ağlıyordu acaba?' diye düşünürken Alice onu dürttü.
"Şimdi gidersek anca yetişiriz tiyatroya. Çok dolaştık dışarıda hava karardı iyice... Lenora?"
"Tiyatrocuya sormak istiyorum. Hiç çocuğu oldu mu? Diye." Lenora gözlerini denizden ayırmamıştı, ayıramamıştı.
"Endişelenme,o sadece bir rüyadı."
Bu sözüne karşı Lenora derin bir iç çekti ve arkasını dönüp Alice'e gülümsedi.
"Haklısın" dedi. Alice bir nebze de olsun onun sakin ve durgun halini bozabildiği için mutluydu.
Tiyatroya doğru yavaşça yürümeye başladılar.
Hava iyice kararmıştı ve tiyatro yolu boş arazilerin olduğu bir yerden geçiyordu.
Birbirleriyle konuşarak yürürlerken minik bir kız Alice' nin ayağına doğru top attı.
Alice kıza nazikçe gülümsedi ve topu ona geri attı. Bu minik kızın çok hoşuna gitmiş gibiydi ve koşarak gelip Alice' e sarıldı.
O da minik kıza karşılık verdi. Alice çocuklarla oyun oynamayı ve çocukları çok seviyordu.
Minik kız Alice' in elini tuttu ve onu oyun oynadığı boş sokağa doğru çekti.
Lenora gülümsedi ve 'hadi biraz oynayalım minik kızla' der gibi kafa salladı ve göz kırptı Alice'e.
Lenora kenardan izliyordu, kız arada ona bakıp güldüğünde o da ona gülüyordu.
Lenora havaya baktı, hava karanlıktı gece çökmüştü iyice.
" Alice hadi gide-!" Alice topu aniden ona doğru attı ama Lenora tutamadı ve top karanlık bir sokağa doğru yuvarlanmaya başladı.
Yer hafif eğikti bu yüzden top durmadan karanlığa görülüyordu, minik kız ise iki elini açmış topu yakalamaya çalışıyordu ve topla birlikte karanlığın bir parçası olmuştu.
Lenora karanlığa bakıp " Geri gelsin onu evine bırakalım, sonra tiyatroya gideriz." Dedi.
Alice ise minik kızın gittiği yöne baktı ve " Çok tatlı, değil mi?" Diye sordu ve Lenora gülerek " Evet" dedi minik kızın gülümsemelerini hatırlayarak.
Biraz zaman geçti ve-
" ...Bir topu almak bu kadar zor mu, bir Çocuk için(?)" Lenora miniğin gittiği yere doğru bakarak Alice' e sormuştu sorusunu.
Alice ise endişelenmeye başlamıştı ve " gidip bakalım mı? Başında bir şey gelmiş olmasın?"
Lenora yaslandığı demir levhadan doğrulup minik kızın gittiği karanlığa doğru yöneldi. Karanlık sokaklarda yürümeye başladılar. Lenora telefonunun ışığını açtı ve yürüdükleri sokağa tuttarak Alice' e baktı.
" Etrafına bak, kızı görürsen söyle."
"Evine gitmiş olabil- Orada!" Alice önde giden Lenora' nın kolunu tuttuğu gibi sağ taraflarında kalan boş arazideki eve doğru çekti.
Lenore evi gördüğü anda buz kesti. Tüm duyguları eve bakarken korku ve dehşete dönüşüyordu.
'Bu imkansız' rüyasındaki ev karşısında duruyordu.
Kirli beyaz, hafif yıkık üç katlı, bitişik iki ev, kocamandı ve çok korkunç görünüyordu. Rüyasından bile korkunçtu ama bu rüya değil GERÇEKTİ.
Minik kız evin önünde durmuş kocaman eve bakıyordu. Alice ve Lenora' yı görünce evi gösterdi ve
" Topum içeri girdi hüüğh..." diye ağlamaya başladı. Alice minik kızın kafasını okşadı ve " burada bekle, biz alırız topunu." Dedi.
Lenora ise eve yaklaştıkça kendi nefesinde boğuluyormuş gibi hissediyordu.
Alice Lenoraya kısa bir bakış attı ve önden içeriye girdi. Lenora ise girmek istemiyordu ama onu yanlız bırakmazdı hemde böyle bir yerde!
Evin iç duvarlarında küçük çocukların çizimleri vardı ve bu terk edilmiş evi daha da korkutucu yapıyordu.
Lenora telefonunun ışığını açtı ve Alice' in yüzüne doğru tuttu. Alice telefonu yüzünden çekmesi için Lenora' nin koluna vurdu. Lenora, Alice' nin bu hareketine gülümsemeye başlamıştı çünkü hem korkuyor hem de minik kızın topunu alıp hemen gitmek istiyordu.
İnce bir koridordan geçtikten sonra Lenora telefonun ışığıyla etrafa bakmaya başladı.
Önlerinde yukarıya ve aşağıya inen merdivenler vardı. Apartman merdivenlerine benziyordu ama daha karanlık ve kasvetlisi.
"Top aşağıya gitmiş olabilir mi?" Lenora soruyu sorarken aşağıya doğru telefon ışığını tutuyordu ama tam görünmüyordu en alt kat.
"Her neyse burdan bir an önce çıkalım yeter ve hem sen neden telefonunun ışığını açmıyorsun?" Lenora hala karanlık olan bodruma bakıyordu. Tüylerini diken diken eden bir esinti hissetti yukarıdan ve kafasını kaldırdı.
'Camlar mı açık? Tabi ne kadar saçma bir soru terk edilmiş bir ev ne beklerdim ki.' diye iç çekti.
Alice ona cevap vermeyince arkasına döndü ama Alice arkasında yoktu.
********
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• KANLI BİR TİYATRO •
Teen Fiction"ölüm müydü yaşamı sonlandıran yaşam mıydı içinde bizi defalarca öldüren yeşil huzuru sağlar mıydı ellerin kan kırmızısıyken giden mi? kalan mı üzülür ikiside birbirini özlerken kimin kaybıydı bu? Ne ölümün ne yaşamın, ne geleceğin ne geçmişin ruhl...