15|İçimizdeki Bardak

70 9 6
                                    



Sarada'dan

"Annem nerede,hastanede mi?"

Sorduğum bu soru,Yedinci'nin kafasında bir takım şimşeklerin çakmasına sebep olmuştu sanırım.

"O...Sarada,bak.Bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama..."

Aklımdan geçen binbir türlü ihtimal kafamın içindeki sesleri bastırıp ön plana çıkmak için çabalıyordu.Bu yüzden de mantıklı düşünemiyordum.

"Ama ne?"

Sarı saçlarının arasından alnına düşen bir kaç ter damlası,şakaklarındaki geçerek yavaş yavaş aşağıya iniyordu.Durdu.Durdu ve yüzüne ciddi bir ifade yerleştirip zorla konuştu.

"Babanın katilini bulamadık ama Sarada,annenin katili senin gidişindi.
Sen uzaklardayken,annen yapayalnız kaldı.
Yemeyi,içmeyi hatta nefes almayı bile reddetti.
Ve en sonunda ..."

Gözlerindeki masmavi okyanusta tsunami yaşanıyordu Yedinci'nin.
Ve kıyıya vuran su gözyaşı olarak devam ediyordu yoluna.
Yanağındaki çizgiler de bu tsunaminin içinde boğulan insanlardı adeta.

"Yalnızlığa dayanamayıp Sasuke'nin yanına gitmeye karar verdi."

Aslında çoktan ne ima ettiğini anlamıştım ama duymayı bekliyordum.
Belki şaka yapıyordur,bir anda şaka bitecektir diye düşündüm ama...
Hayat şakalardan ibaret değildi.

Her anımda yanımda olan kadının,cenaze törenine bile gidememiştim.
Onunla beraber ağlayıp,babamı onunla beraber özleyememiştim.

Üstüne üstlük onun tek ilacını,babamı...
içilmesi tehlikeli bir zehir haline getirmiştim.

İç sesimi durduramıyordum.
Sürekli bağırıyorlardı.
Bazılarıysa halime gülüyordu.

...
Gülüşmeler...Daha fazla ses...Ama aslında etraf çok sessiz...
...

Ve bir kırılma sesi duyuyorum.
Bu içimdeki bardağın kırılma sesi olmalı.

İçimdeki bardak,evet.
Herkesin içinde en az bir tane bardak vardır.
Ve her birinin içinde farklı miktarlarda su.

Bardaklar sevdiklerimizi temsil eder,içindeki su da onlara olan sevgimizi.

Ve bazen sevdiklerimiz hayatımızdan gidince,bardaklardan bir tanesi kırılabilir.
Bardak kırıldığı zaman da,içinde ki su bir sel oluverir.

O sel de gözlerimizden akar gider dış dünyaya.
Tıpkı şu an bana olduğu gibi.

Hissedebiliyorum.
Yanaklarımın ıslandığını,gözlerimin bulanıklaştığını hissedebiliyorum.

Mitsuki'den

Sarada duyduğu şeylerle ani bir şok yaşamıştı.
Ama neyseki durumu hemen toparlayıp onu kendine getirmeyi başarmıştım.

Şimdi ise Yedinci'nin evinde,salonda beraber oturuyorduk.
Kızı Himawari büyümüş ve nihayet kararını verip ninjalık yolunu seçmişti.
Hinata teyze ise yaşı ilerlediği halde hala küçüklüğümdeki gibi görünüyordu.

Fakat Boruto ortalıklarda gözükmüyordu.

"Yedinc-"

"Bana Naruto-san diyebilirsin dattebayo."

"Naruto-san,Boruto nerede?"

"Ah,o mu...Yine İwabelerle antrenmana gitmiştir.Gelir birazdan."

"Peki."

"Sen onu bunu bırak şimdi,Sarada'yla aranda ne var senin?"

Gözlerini kısıp bir elini çenesine koydu ve sanki beni daha yakından incelemek istiyormuş gib yaklaştı.

"Biz evliyiz Naruto-san."

"Ne?"

"Evet,doğru duydun.Ülkenin diğer ucunda bir evimiz bile var."

Eli hâlâ çenesinde,benden uzaklaştı ve bir şey düşünüyormuş gibi gözlerini yere dikti.
Ağzında kendince bir şeyler mırıldanmaya başladı.

"Tam da Sarada'yı Boruto'ya almayı düşünürken..."

"Üzgünüm ama Sarada bir karpuz değil."

Bana taraf döndü ve ellerini değişik biçimlere sokarak açıklama yapmaya çalıştı.
Ağzımdan yanlışlıkla kaçırdığım bu sözler onu şaşırtmış olmalıydı.

"Ah,pardon.Az önce cümleyi yanlış kurdum.Öyle demek ist-"

"Önemli değil." Sarada'ya karşı kullandığım ve en işe yarayan gülümsememi takındım yine.

O sırada Sarada da uyanıp yanımıza gelmişti.
Ve ne tesadüftür ki,aynı anda kapı çalmıştı.

"Boruto geldi sanırım."
Yedinci ayağa kalkıp kapıyı açtı.






















Karşımızda,büyümüş ve eskisinden daha farklı görünen bir Boruto vardı.

__________

Bir kaç bölüm sonra final dedim hâlâ yazıyorum.
Aferin bana.

VârisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin