Maç

919 58 4
                                    

(Şimdi ikisinin de biraz daha büyümesini açısından 2 yıl ileri sarıyom)

2 yıl sonra
Hem okul hem iş gerçekten çok zor yürüyordu. Ben de konservatuardaki eğitimimi dondurmuştum. Son 6 aydır kütüphanede çalıştığım saatleri arttırmıştım.

Kylian'ın maçına gitme olayına ne oldu mu dersiniz? Tabikide ilk zamanlar ev ihtiyaçlarından hiç köşeye para ayıramadım. Ama tam zamanlı çalıştığımdan beri biriktirdiğim paralarla sonunda bugün maça gidebilecektim.

Kütüphanedeki müdür Jeremy'den biraz erken çıkmak için izin almıştım. O da bunu beklediğimi bildiğimden izin vermişti en azından.

Çıkmak için eşyalarımı hazırlayıp bi an önce eve gitmek için yola koyuldum.

Eve vardığımda gidip hemen bir duş aldım. Çıktıktan hemen sonra saçlarımı yaslayıp kuruttum.

Dişlerimi fırçalarken kendime de bakmayı ihmal etmedim. Büyük kahverengi gözlerim uzun kahverengi saçlarımı tamamlıyordu.

İşlerimi bitirdikten sonra dolabımın karşısına geçip ne giymem gerektiğini düşündüm. Tabiki de forma için ayrı para biriktirmemiştim. Ne yapsaydım bir altı ay daha mı bekleseydim yani?

Üstüme lacivert oversize bir tişört geçirip altıma siyah dar pantalon giydim. Ayakkabı olarak da beyaz spor ayakkabı tercih etmiştim.

Oraya gidince ne yapmam gerektiği konusunda tam bir fikrim yoktu ama kafamda kurmuştum biraz o yüzden heyecanlıydım.

Hiç mesaj atmış mıydım? Hayır atmamıştım. Eğer görmezse ki çok büyük ihtimalle görmeyecekti. Görse bile belki de onu eskiden tanıdığını söyleyen bir sürü insan olabileceğinden beni görmezden gelecekti. Kafamdan düşünceleri atıp stada gitmek için yola çıktım.

Stada vardığımda maçın başlamasına yarım saat vardı. Hemen güvenlik kontrollerinde geçip yerimi buldum. Kalenin biraz sol arkasına doğru almıştım.

Yer konusunda kasmaya pek gerek yoktu sonuçta. Maça gelirken kendime bir adet atkı almayı da unutmamuştım. En azından boş gelmedim diye düşünürken takımlar sahaya çıkmaya başlamıştı.

İçimi bir heyecan kaplamıştı. İlk maçım olduğundan mı yoksa onu göreceğim için mi bilmiyordum ama sadece heyecanlıyım ve bunun üzerine pek fazla durmadım.

İlk yarı 0-1 geri düşmüştük. Taraftar da öyle olduğundan fazla destek olmuyordu. Ben de gidip kendime kola alıp geldim. Ben onu içip bitirene kadar ikinci devre başlamıştı.

İkinci yarıda Mbappe sürekli gol pozisyonlarına girmeye çalışıyor. Neymar'da sürekli ona orta deniyordu ama daha hiç gol gelmemişti.

Tam o sırada Neymar Mbappe ile tiki taka yapınca Neymar topu ağlarla buluşturmuştu. Hemen ikisi birbirine koşup bizim olduğumuz tarafta kutlamışlardı.

Tüm stadyum bir ağızdan bağırıp tezahürat yapmaya başlamıştı. Öyle olunca takım gaza gelip daha fazla pozisyon denemeye başlamıştı. Tam o sırada Neymar Mbappe'ye bir top kesti ama Mbappe güzel vuramamıştı. Öyle olunca topla direk göz göze gelmiştim ve ağır çekimde topun yüzümün sol tarafına çarpışınca izlemiştim.

Top yerde sekerken bir elimle yüzümü tutuyordum çünkü top sert gelmişti. Hemen etrafımdaki insanlar dönüp yardımcı olmaya çalışmıştı. Ama benim tek yaptığım Mbappe'ye bakmaktı. Aynı şekilde o da bana bakıyordu.

O an, tam da o anlık tanıştığımız güne dönmüştüm.

Flashback

Oraya doğru ilerleyip domatesi aldığım sırada suratımın sol kenarında bir acı hissettim o anda gözümden yaşlar süzülürken başladı ve elimle yanağımı kapattım. Maria teyze tam yanıma gelicekken tüm çocuklar bana bakıp gülmeye başlayınca daha da elimdrki domatesleri yere bırakıp arkama bakmadan koşmaya başlamıştım.

Şimdiki zaman

Bi anlık yaşadığım dejavu yüzünden tepkisiz kaldığımdan insanlardan bazıları kenardaki görevlilerden biriyle konuşuyordu. Bu sırada tribüne atlayan sağlık görevlileri ile karşılaşınca ne yapacağımı şaşırmıştım. Tüm herkes dikkatini bana vermişti ve ben çok gerilmiştim.

Sağlık görevlisi gelip bana şöyle bi bakınca yüzümün nasıl olduğunu çok merak etmiştim. Adam yanındaki çantasından buz torbası çıkarıp bana gözümün altına tutmam için vermişti.
Bir yandan da bana bir şeyler anlatıyordu.

_Burası morarabilir. Olabildiğimce fazla buzu tutmaya çalışın. Maçtan sonra yandaki turuncu ceketli birine söyleyin sizi tekrar bi kontrol edelim demişti. Ben de kafa sağlamıştı. O yerine geçerken tribünler adamı alkışlıyordu. Ben bu sırada gözüme topu tutarken Mbappe'yi bu tarafta bir şey arıyormuş gibi görmüştüm. Kafası karışmış gibiydi.

Belki de topu birinin suratına vurduğundandır diye düşünüp bunun üstünde çok durmadım.

Bu olaydan 10 dakika sonra 1 gol daha atmıştı Psg. Böylece maçı 2-1 kazanıp 3 puanı kendine yazdırmıştı. Maç bitince telefonumu çıkarıp yüzüme baktım. Buz tuttuğundan o kadar fazla morarmamıştı ama daha çok morarmanın geçmesine 3 gün varmış gibi sarımtırak bir renk halini almıştı.

Ben de telefonu kaldırıp aradaki görevlilere gidip sağlık görevlisinin bana söylediği şeyi onlara söyledim. Bir tanesi beni sahanın kenarından stadın içindeki bir klinik tarzı bir odaya sokmuştu. Orada beklerken bana buz veren adam bir daha gelmişti. O oraya krem tarzı bir şey sürerken içeriye ilk başta Neymar'ın kafası sonra da Mbappe girmişti. Adam bana ne yapmam gerekenleri söyleyip çıkmıştı ama ikisi hala dikiliyorlardı

Neymar Mbappe'ye bakıp hadi konuş dercesine dürteklediğinde bana dönüp "Topu suratına attığım için özür dilerim bilerek olmadı"demişti. Ben de gülümseyip "önemli değil" diye geri yanıt vermiştim. Sonuçta ilk yapışın değil diye geçirdim içimden.

Sonra bana bir şey söyleyecek iş gibi bakınca kafa sallayıp ne olduğunu sordum. Mbappe tam kınuşacakken Neymar araya girip "Seni daha önce tanıyıp tanımadığını merak ediyor ama sormaya çekiniyor" diye şakımıştı. O da kafa sallayıp yarım yamalak bir şekilde başını öne eğip "Ondan işte" dedi.

Ben de ona bakıp "Eğer tanımaktan kastın daha önce de suratıma top atmansa evet beni tanıyorsun" diyivermiştim.

Bi anlık heyecanla kafasını kaldırıp bana baktığında Neymar ayağına doğru bir tane geçirmişti ki o hemen ciddi haline geri dönüp. Telefonumdan bir fotoğraf açıp göstermişti. "Sen bu musun peki, bu kola aldığım kız?" dediğinde hafif bir sinirle.

" Yalnız o kola almayı düşündüğün ve paran yetmediği için kendime kola almış kız olmayasın?"

Bi anlık heyecanla gelip bana sarılmıştı. O an bi anlık şaşırmaya karşılık vermemiştim ama ben de ona sarılmıştım. Cidden beni hatırlamasına o kadar sevinmiştim ki gerçekten bu hayatımın en güzel günüydü.

Hearts Adore / Kylian MbappeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin