Ne Kadar Resmi?

751 31 6
                                    

Sabah uyandığımda çok enerjiktim ve telefona baktığımda alarmın çalmasına beş dakika vardı.

Alarmı kapatıp banyoya gittim. Güzel bir duşun ardından günlük cilt bakımımı yapıp dişlerimi fırçaladım.

Odama geri geçtiğimde altıma mavi bir kot, üstüne de siyah belden bağlamalı crop tişört -umarım anlatabilmişidir- giymiştim.

Makyajımı yapıp saçlarımı yarım bir şekilde topladım. Çantamı da alıp kütüphaneye gitmek için yola çıktım.

Kulaklıklarımı takıp yürürken telefonuma bildirim gelmişti.

Hiç şaşırmamak üzere mesaj Linda'dandı.
Her sabah olduğu gibi kahve isteyip istemediğimi sormuştu.

Ben de istemediğimi yazıp yürümeye devam ettim.

Bütün ihtimalle mesajına bu kadar erken cevap verdiğim için şaşırmış olsa gerek "Vaay birileri uykusunu güzel almış" diye yanıtlamıştı. Öyle Linda'cım öyle diye iç geçirdim.

Kütüphaneyi vardığımda içeriye girip açık tabelasını değiştirdim. 6 aya kadar hala kitapçı olsak da kütüphane olmuştuk ve birisi ölen annesinin tüm kitaplarını bağışlamıştı.
 
Aynı zamanda kitapçıyı kütüphaneye çevireceğim söylediğinde buranın asıl sahibi ile çok sevinmiştik.

Burasının tadilatının sonra Linda'yı işe almıştık. Çom tatlıydı ve çok seviyordum onu.

Önceki günden teslim verilmiş kitaplsrın listesini çıkardıktan sonra onları arabaya yerleştirip raflarına dizmek için yola çıktım.

Ben tam giderken kapı açılma sesiyle arkamı dönmüştüm. Baktığımda Linda gelmişti.

_Günaydın Lin, ben yerleştirmeye başladım. Bak sen keyfine.
_Oy süpersin sen Ell. Şaka yapmıyorum, yok senin gibisi.
_Saol Lin. Sen de olmasan.

Ben ilerlerken arkamdan bağırdı:
_Kitapları yerleştirdikten sonra gel bir şeyler aldım yeriz onları, diyr bağırdı resmen.

Biri eğer kütüphanede böyle bapırdığımzı görseydi yemin ediyorum çok şaşırırdım. Ama kimse yoktu sonuçta değil mi?

Kitapların yarısını yerleştirdiler sonra Linda'nın yanına dönüp getirdiği şeylerden yemiştim.

Ben işime devam etmek için dönerken sabah grupları gelmeye başlamıştı.

Gidip kalanını yerleştirip döndüğümde saat on bir olmuştu.

Linda sabah teslim aldığımız kitapları yerleştirirken ben de verilen taşların listesini ve kimde olduklarının listesini çıkardım.

Bu sırada telefonuma mesaj gelmişti.
Gelen mesaj bilinmeyen numaraydı.

Profil fotoğrafını görmek için " . " şeklinde kaybettiğimde fotoğraftan Mbappe olduğunu görmüştüm.

Zaten bana mesaj kim atabilirdi ki başka?
Yani dün numaramı aldığına göre...

Mesajda "Günaydın Ella. Ne zaman uyandığını bilmediğim için mesajı şimdi attım ama anneme seninle görüştüğümüz anlattım. O da ilk başta çok şaşırdı. Akşama yemeğe bekliyor, tabi sen de istersen?" yazmıştı.

Fayza teyze beni yemeğe mi bekliyprdu. Şaka mıydı bu? Yani asla beklemiyordum. Yıllardır görmediğim insanlar.

Daha doğrusu yıllardır insanlarla bir araya gelme işlemini çok fazla gerçekleştirmememden dolayı biraz çekiniyordum.

Ne yazıcam, me yazıcam diye düşünürken kadın o kadar yemeğe çağırmış. Gitmezsem de çok ayıp olurdu.

O yüzden geleceğime dair bir mesaj atıp Mbappe'yi de kil çocuk diyr kaydettim.

Öple yemepi arasında Linda ile konulurken akşama bir yemeğe gideceğimi söylediğimde çok şaşırmıştı.

_Sen şimdi akşama, bu akşam, sen, yemeğe gidiyorsun. Kendi başına değil, biri davet etti. Ne kadar resmi bir yer, yoksa benden gizli erkek arkadaşı mı yaptın?

_Hayır sadece çok uzun yıllardır görmediğim bir arkadaşım ve ailesi. Yemeğe çağırdılar. Aile dostlsrımızdı. Gitmezsem ayıp olurdu ne yapayım Linda ya off.

_Tamam sakin ol. Ne kadar resmi bir yemek peki? 10 üzerinden puanlasan.
_Yani 6 - 7 gibi olabilir ya. Bi kere elbise giysem çok ağır kaçar gibime geliyo. Daha rahat ama şık şeyler giymeyi düşündüm.

_Bak söylüyorum şimdi. Kütüphaneye geçerken bana uğruyoruz. Bende krem rengi deri pantalon var onu giyiyorsun. Üstüne yarım kollu turuncu üstünü giyiyorsun. Altına da beyaz ayakkabı düz. Üstüne de bir şey almayıver. Aklı a hiçbir şey gelmedi.

_Ay tamam ama çok bi gerildim yani.
_Sakin ol alt tarafı bir yemek.

Akşam olması çok kısa sürmüştü. Açıkçası birazcık gergindim ama göstermiyordum. Mbappe bana yedi de gelip beni alabileceğini dair bir mesaj atmıştı. Ben de tama demiştim ve şu an onun gelmesini bekliyordum.

Aynadan kendime bakarken çok mu şık oldum diye düşünüyordum.
Tam olarak Linda'nın dediği gibi giyinmiştim. Saçlarımı sıkı bir atkuyruğu yapmıştım.

O sırada telefonuma gelen bildirimle derin bir nefes aldım.

"İnebilirsin, geldim ben."

Ayakkabılarımı da giyip aşağıya indim. Evin önünde olan arabay bindiğimde Kylian'a dönüp "Çok resmi de olmamış dimi?" diye sorduğumda gülümseyip "Hayır çok güzel olmuşsun, tam yerinde." demişti.

Ben de tebessüm etmiştim. Evlerine giderken gün hakkında konuşmuştuk. Daha doğrusu genel olarak o anlatmıştı çünkü ben ne anlatabileceğim bilmiyordum.

Yani kütüphanede kaç kitap dizisini ni anlatsaydım ya da kaç kitap verdiğimizi.

Eve vardığımızda zili çalarken ellerim terliyorum. Kylian bana dönüp " Sakin ol biraz ellerin çok titriyor." demişti.

O öyle diyince hemen ellerini pantolonun kenarlarına koyup ona bakıcaktım ki kapı açılmıştı.

"Hoşgeldiniz çocuklar. Seni tekrardan görmek çok hoş Ella."

Hearts Adore / Kylian MbappeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin