Gol Sevinci

521 27 5
                                    

O akşamın üzerinden iki gece geçmişti.

Kylian ile konuşmamıştım çünkü bana söylediği şey kafamı karıştırmıştı. Çünkü söylediğinden hiçbir şey anlamamıştım.

İçimden gelen bir ses bu sefer benim ona gitmem gerektiği yönündeydi ama korktuğun tek şey ona karşı hissettiklerimdi.

Layla ile de konuşmuştum bu sırada. Bana projesini yetiştiremediğinden ama hocasından ek süre aldığını anlatmıştı.

Onunla da çok iletişime geçmek istemiyordum çünkü anlamasından korkuyordum.

O yüzden belli bir mesafede kalmak Layla ile benim için her zaman faydalı olacaktır.

Aynı şey Mbappe için de geçerliydi ama ondan kendimi ne kadar uzak tutabilirim, bilmiyorum.

Gerçi ben kendimi uzak tutsam bile o gelir miydi? Gelirdi.

Bu sefer senin gitmen kazım dedim içimden, bu sefer senin sıran.

Saate baktığımda saat dokuz buçuğu biraz geçmişti.

Yarın cumartesiydi ve kütüphane bir hafta boyunca kapalı olacaktı. O yüzden tüm hafta yapmak için bir şeyler bulmam lazımdı.

Yarın aynı zamanda maç da vardı. Ona gitmek mantıklı bir fikirdi. Güzel olurdu.

Anlık gelen özgüvenle Kylian'ın numarasını tuşladım.

—Ella
_Bu saatte rahatsız ediyorum ama...
_Yok önemli değil, zaten bir şey yapmıyordum.
_Ha, tamam iyi. Şey diyecektim acaba yarınki maç için bana bilet ayarlayabilir misin?
_Nasıl bir soru bu, tabikide ayarlarım.
_Teşekkür ederim.
—Sen ne yapıyorsun, evde misin?
—Evet haftaya değil sonraki hafta pazartesiye kadar kütüphane kapalı. O yüzden yapacak bir kaç şey düşünüyordum.
_İsterseniz bu bomboş haftanızı benimle gayet keyifli bir şekilde geçirebilirsiniz.
_Hmm bunu bir düşüneceğim. Kulağa güzel geliyor.
_Bencede düşünmekte fayda var. O zaman yarın için sizin için bir bilet.
_Aynen öyle istersen Layla'yı da çağıralım.
_Iı tamam ben onunla konuşmaya bakarım.
_Peki tamam. İyi geceler.
_İyi geceler Ell

Telefonu kapatıp koltuğun üzerine fırlatıp ellerimi saçlarımın içinden geçirdim.

Üstündeki kazağın beni boğmaya başladığını hissettiğimde üstünü değiştirmek için odama gittim.

Kazağı bırakıp bir tişört geçirdim ve ince bir hırkayı yanıma aldım.

Kendime atıştırmak için bir şeyler yapmaya kadar verdiğim anda gözüme piano çarptı.

Piano ile bakışırken içimden gelen sesle ona yöneldim.

Başına geçip tozlanmış kapağını kaldırdım.

Elimle kaba taslak temizledikten sonra bir kaç notaya bastım.

Notaları duymak beni germişti. Her ne kadar çalmayı sevsem de çaresizliği hatırlatıyordu bana.

Bu hissi yok sayarak bir şeyler uydurmaya başladım. İnanılmaz fazla şey çaldım.

Bir sürü klasik şarkı, eski beste, pop şarkıları çaldım. Ve en sonunda daha önce hiç duymadığım o ses birleşimine kulak verdim.

Bunu şu an kendim yapıyordum ve inanılmaz güzeldi.

Hemen telefonumu getirip bu şarkımın bir videosunu çektim. Buna söz yazmak o kadar isterdim ki.

Hearts Adore / Kylian MbappeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin