Cihan sizinle bir takım sohbetler etmiş. Duydum. Evet sizden saklamıştım o kötü günleri ama kendimi çok zor toplamıştım ve sizi de etkilemek istememiştim. Ve bence bana siz de kızacaktınız haklı olarak. Cihan asla hak etmiyordu bunu çünkü. Keşke yaşanmasaydı ama maalesef oldu keşke diyorum ama değiştiremem geçmişi. Sadece geçmişte ki hataları telafi etmeyi becerebilirim. Ki emin olun bunun için elimden geleni yapıyorum. Yapacağım da. Sizinle konuştuktan sonra düzen değişmedi hala aynı. Ders,ders,ders. Bir öğrencinin hayatının bundan ibaret olmaması gerektiğini düşünüyorum ancak yine kendimi bunun için de buluyorum. Tanrım bu çile ne zaman bitecek? Bir an önce bitsin lütfen. Pil tükeniyor çünkü. Bugün Cihan benden adresimi istedi. Şimdi diyeceksiniz ki yanına gelecek. Hayır tırtıllar bu mümkün değil çünkü Cihan bunu şu an ki durumumuz da benden gizli yapamaz. "Aile baskısı problemi işte." Yaşayanlar bilir. Baskıcı bir aileye sahip olmak zordur ama ben artı yönlerinin de olduğunu düşünüyorum ya da benim huyuma uygun diye bilmiyorum yani orasını. Sorgusuz verdim adresi. Çünkü o bir şey yapıyorsa sorgulamama gerek yok demektir zaten en iyisini biliyordur. Ki Cihan Bey Hazretleri fazla detaycı. Her şeye dikkat ediyor o yüzden sorgulamıyorum. Ne de olsa o yapacağı şeyin benim üzerimde 10 yıl sonra bile bırakacağı etkiyi düşünmüştür. Sizinle bu detayları konuşup, düşünürken Tamay yazdı. Canım Üveyim. Üvey dediğim kendini zorla üvey yaptı. Annem onunla daha samimi malum. Anne sen benim momsın hatırla bunu.Bir şey olursa direkt Tamay biliyor mu? Her şey ona sorar onunla konuşur. Bir olay olunca beraber azar işitiriz beraber övülürüz. Bazen şikayet ediyoruz ama güzel. Bir şey sorunca annem ditek şey diyorum;Ya biliyor,bilmiyor ne fark eder mom? Sonuçta çok sevgili üveyim illa ki seninle bunun gıybetini yapacak. Haksız da sayılmam.
Tamay; Size geldim kapıyı aç zevzek.
Aynen böyle yazmış. Biri bu kıza benimle nasıl konuşması gerektiğini hatırlatsın. Üveyimsin tamam ama kırılıyorum. Seni uyuz. Ayrıca bu neden hep bizim evde? Demeyeceğim. Annemin yemeklerini seviyor. Gelip konuyor. Afiyet olsun tosunuma. Ben böyle ona bulaşıyorum falan ama tanısanız seversiniz. Bir bff de bulunacak özellikler sıralı mübarekte. Hey maşallah. Yürü de endamını görelim beybim! Ay neyse. Cevap yazamam şu an aradım direk.-Ne var, ne konuşuyorsun sen yine.!?
-Çünkü ablan olarak sana emir verdim aç kapıyı.
(Ablam deme sebebi benden 3 ay büyük olması)
-Annem yok evde.(Külliyen yalan dizi izliyor.)
-Banane aç kapıyı Berf. Tekmelerim yoksa.
-Senin anahtarın vardı zaten salak,açsana.( Evet anahtarı var. Bizim evin anahtarı. Hep bizde çünkü.)
-Elim dolu.
-Ok kapat.Yüzüne kapattım. Umarım tekmelemez. Kapıyı açmaya gittim. Elinde sadece bir pastane poşeti vardı ve sırıtıyordu. Beni bilerek ayağına çağırmıştı uyuz şey.
-Aptal hani elin doluydu?
-Sana gıcıktım,ayağıma gel diye yaptım. Böyle ol sen benimsin kurallarımı çiğneme.
(Hahh şu konu; Tamay'in beni paylaşamayıp kıskanması ve bu yüzden triplenip süründürmesi başladık demektir. Gazamız mübarek olsun. Başa gelen çekilir.)
-Tamaaayyyy abartma. Sadece sevdiğim çocuğa adresimi verdim.
-Napim?
-Zıkkımın kökü.
-Ben de seni Berf.
-Ver pastayı dilimleyeyim.
-Ekler de var sen seversin.
(İşte bu beklenmedik hamle.)
-Sen bana kızgınken ekler mi aldın?
-Evet?
-Kanser miyim,doğru söyle.
-Hayır aptal canım çekti benim de.
-Huh güzel henüz Cihan ile yaşlanmadım. Ölemem.
-Berf seni hangi yolla öldüreyim sen seç istersen. Baya meyilli duruyorsun çünkü ölmeye. Kırmayalım seni.
-Şaka beybi. Ne ölümü saçmalama tövbe.Gel öpeyim.
-Yılışma. Ama öp. Çekeyim Cihan'a atarım. (Şerro smile. :) )
-Cihan'ımdan uzak dur. Kızdırma onu.
-Anlamadım Berf'cim. Tekrar eder misin cümleni.?
-Ihım şey yani acaba çok karışmasan mı? O da uzakta günah yani ondan.
-Banane?
-Ama günah?
-Bir dakika sorayım.
-Neyi?
-Umuruma,umrumda mı diye soracaktım.
-Aptal.
-Aynayı sal.
-Uyuz