Cihan paşamız 1 haftalık ceza yediği için bugün gelmemişti. Geldiğin zaman seninle hesaplaşırız artık.
Şimdi de Cihan'ın odasında uzanıyordum. Tavana bakıp kendi kendime hayal kuruyordum. Geldiği zaman neler yapardık acaba? Sürekli bunları düşünüyordum. Onunla geçireceğim her an benim için önemliydi. O döndüğünde her şey güzelleşecekti. Çünkü benim bu 6 ayda ömrüm kısalmıştı. O gelseydi ve güzelce eğlenseydik.
Cihan'ın yatağında ne ara uyuyakaldım bilmiyorum ama uyandığımda hava kararmıştı. Kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Mutfağa gidip sabah marketten aldığım pizzayı fırına attım. Pişen pizzaları servis ettikten sonra yanıma kola da aşıp salona geçtim. Cihan'ın en son izlediği diziyi açıp kaldığı yerden izlemeye başladım. Vurmalı kırmalı beklediğim dizi bir dram dizisi çıktığı için az kala ağlayacaktım. Zaten Cihan yok bir de bu diziler başıma bela olacak. Diziyi kapatıp YouTube'dan video açtım. Böyle daha iyiydi. Pizza bittiğinde tabağı kenara bıraktım. Koltukta iyice yayıldığım sırada kapı çaldı. Bu kimdi be ? Cihan'ın evi de bir apartman dairesiydi. Kapıcı falan olmalıydı. Kalkıp kapıyı açtığımda karşımda şapkalı biri vardı. Kafası önündeydi. Korkmuştum. Ancak bunu belli etmedim. Şapkalı elinde tuttuğu paketi bana uzatıp arkasını dönüp gitti. Neye uğradığımı şaşırmıştım. Uzattığı paketi alıp içer girdim. Bana ait olamaz diye düşünüyordum ancak üzerinde adım yazılıydı. Paketi açıp içinde bulunan kazağı elime aldım. Pakette bir de not vardı.
"Adreste yazan yere gel. Seni alacaklar."
Bu kimdi? Tabi ki gitmeyecektim. Gördüğüm diğer detaya kadar. Kelebek resmî vardı kutuda. Küçük bir kelebek resmî. Cihan? İyi ama onun cezası vardı. Ya izin aldıysa? Gitmeden öğrenemezdim. Kazağı hemen giyinip çıktım. Adreste yazan yer bir kafeydi. İçeri girdiğimde 2 kişi bana onlarla gelmemi söyledi. İşler iyice saçmalıyordu. Kafenin arkasına doğru giderken ışıklar sönmüştü, ıssız bir alan olmuştu iyice. Korkuyordum. Gelmek bir aptallıktı. Koridorun sonuna doğru ilerledim. Kapıyı açtım. Yerde biri yatıyordu. Çığlığım etrafta yankılandı. Koşup baktım. Cihan'dı. HAYIR!
Sıçradım olduğum yerde. Yine dalmıştım. Aman Allah'ım o da neydi öyle? Korkunçtu. Hemen gidip Cihan'a yazdım. Görmeyeceğine bile bile...Sabah uyandığımda dün gördüğüm kabusun etkisinden zor çıkmıştım. 2 saat önce Cihan bana iyi olduğunu ve korkmamam gerektiğini yazmıştı. Birazdan dışarıya, avm'ye gidecektim. Alışveriş yapıp kafa dağıtmak istiyordum. Avm'ye gelip mağazalara girmeye başlamıştım. Bir çok çeşit vardı ancak hiç biri bana uymuyordu sanki. Ya da benim kafam dağınık olduğu içindi. Ben dalmış yürüyorken telefonuma mesaj gelmişti.
Ruhumun Şifası; Neredesin güzelim?
Siz; Senin eve yakın avmye geldim. Alışveriş yapıyorum. Sen ne yapıyorsun? İyi misin?
Ruhumun Şifası; İyiyim seni merak etmiştim. Yazacağım tekrar komutan geldi.
Siz; tamam dikkat et.
Mesajım görüldü bile olmamıştı. Sıkıntıyla telefonu cebime bırakıp yürümeye başladım. Mağazaların önünden geçmeye devam ederken birden birinin yanımda yürüdüğünü fark ettim. Avm kalabalık diye umursamadım. Ancak duyduğum ses beni dumura uğratmıştı. "Berfin..."
Ama bu? Bu Cihan'ın sesiydi. O tarafa döndüğümde kapşonu kafasında bir Cihan ile karılaştım. Hemen boynuna atladım. Ağlamaya başladım. Saçlarımda elleri yer bulmuştu. Beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
-Cihan izin mi aldın?
-Hayır güzelim. Askerliğim bitti. Ceza falan yoktu. Sürpriz yapmak istedim.
-Cihaaannn! Ben çok kızmıştım ve çok korkmuştum. Sana bir şey olacak diye aklım çıktı 6 aydır.
-ŞŞŞTTT geçti. Buradayım. Sapasağlam. Özür dilerim geç geldim. Dün çıkar çıkmaz annemleri gördüm. Sana söylemesinler diye tembihledim.
-Önemli değil. Sen geldin ya bana yeter o.
-Geldim ömrüm, geldim.
Cihan'dan ayrılıp elini tuttum. Şimdi keyfim yerine gelmişti. Üstelik bilmeden aldığım izin sayesinde neredeyse 2 hafta onunla olacaktım. İşte bu en büyük şükürüm olacaktı. Gelmişti. Sevdiğim adam sağ salim dönmüştü. Darısı diğer bekleyenlerin başına. Herkes kavuşmalıydı. Bizim gibi...
Ellerimize bakıp başımı Cihan'ın omzuna yasladım. Gülüşlerim artmıştı. Beraber yemek yedikten sonra eve döndük. Cihan yanıma duş alıp gelmişti. Bu yüzden direkt salona gidip film açtık. Kafamı omzuna koydum. İzlediğimiz şey umurumda değildi. Onun varlığı buradaydı. Kokusunu doyasıya soluyabiliyordum. Ve bu bana yeterdi. Gözümü kapatıp yürekten şükrettim. Uykum gelmeye başladığında Cihan saçlarımdan öpüyordu ve son duyduğum " geldiğime göre artık soyadımı almanın zamanı gelmiş."