Salpan - what if you stay

Ebeveyn SalPan 1

Ebeveyn SalPan

Önemli not:
•Çin seferinden sonra ve Alpagu/Vera'nın ölümünden önce son kalan dağlılar - kurtardıkları köleler, kendi obalarını çeçek ve savaş yüzünden kaybeden obalılar ve Batugayı destekleyen Gök Orda halkından insanlar ile - Dağ obasını tekrar kurdu.
Hanlığı Çolpan üstlendi.
Sefer için güçlerini birleştirip zafer elde ettikten sonra Alpagu ile barış anlaşması yaptıkları için sürgün de değillerdi. Hem Gök ordaya uzak olmayan hem de yurdun en verimli ve sulak topraklarına yerleştiler.

•İntikam planını harfi harfine yerine getirip Alpagu ve Veradan kurtulan dörtlü, Batugan'ın halk ve kurultay tarafından Gök hanı seçilmesiyle yollarını ayırdı.
Batugaya olan aşkını artık içinde tutamayan Akkız, savaşta yaralıyken itirafta bulundu. Taçlanma töreninden sonra ise toy kurup evlendiler. Ulu Kağan çift başlı kurt ve Ulu Ece Pençe olarak tahta geçtiler.

•Saltuk ise Dağda, evdeşinin ve çocuklarının yanında yaşamasına ramen yasavul görevinden atılmamıştı. Batuga, yasavulun savaştaki yiğitliğine ve strateji kabiliyetlerine şahit olduktan sonra ondan vazgeçmedi.

____________________________________

-Han'ım... kusuruma bakmayasın. Ama aynı hatayı iki kere yapman-
-Tilbe, Tengri aşkına zaten başım çatlar, bir de sen başlama.
Güldü Tilbe. Çolpanın heyecanlı hallerini seviyordu, o yüzden üstüne gitmek istemişti.

-Saltuk beg bu gece gelmeyecek, yarın on'a nasıl anlatacağını düşüne dur. Ben çocukları yatırayım.
Deyip çıktı kadın.

~

Birkaç saat sonra yatağın sol tarafında yalnız yatan Çolpan, sağına döndü.
Özlüyordu evdeşini.
Saatler önce görmüş olsa da özlüyordu.
Yanındayken bile özlüyordu.
Ama bunu on'a asla söyleyemezdi.

-Anaaa
-Tılsım Bike ve Toygar Tegin! Kaç kere anlatmam gerek size kendi odanızda kalmanız gerektiğini? Babanızı kandırıp bazen izin alıyor olabilirsiniz. Ama ben yemem.
-Ana nolursun burda kalalım nolursunn. İki gündür ikinizi de görmeyiz.
-Olmaz dedim. Hayde odanıza. Bir daha istemiyorum.
Balaların yüzü düştü o an. Birbirlerine bakıp göz kırptılar. Tılsım, kalkarmış gibi yapıp anasına döndü.

-Babamın kokusu da kalmamış yastığında zaten. Hani babam bakmazken koklamayı çok seviyorsun ya on'u, ondan dedim anacım. On'a anlatırım artık bu bildiklerimi.
Anında yüzü kızardı Çolpanın. Bu balalardan çok çekeceklerini biliyordu ama daha 6 yaşında olmaları on'u korkuttu.

-Sen Dağ hanını tehdit mi edersin hmmm?
-Dağ hanı küçük bir bike tarafından tehdit edildiğini mi düşünür?
Çolpan, kızının bu hallerini Batugaya benzetiyordu. Bu akıllıca davranışın annesinin hoşuna gideceğini biliyordu bike.
O sırada Toygar, babasının tarafına yatmış gözlerini kapatıp annesinin bu küçük oyuna inanması için Gök Tengriye yalvarıyordu.

-Toygar, düzgün yat oğlum sabaha kadar boynun ağrır böyle.
-YANİ KALABİLİR MİYİİZZZ?
İki bala da aynı anda heyecanla bağırmıştı.

-Shhh! Tüm oba uyancak. Sadece bu seferlik izin veriyorum, alışmayın. Hadi yatın çabuk.

~~~

Ertesi sabah Saltuku yürekleri ısıtacak bir görüntü karşılamıştı. İşini daha erken bitirip evine dönmek için tüm gece uyumayıp, bitince de derhal yola koyulmuştu.
Çocukları odalarında görmeyince, kendi odalarına bakmaya gitti.
Tılsım ve Toygar, analarını ortalarına almış, sımsıkı sarmışlardı.
Toygar, anasının saçlarını elleriyle burnuna getirmiş, koklayarak uyuyordu.
Çolpanın yüzünde ise bir gülümseme vardı. Saltukun kalbi huzurla doldu o an.
Bu görüntüye ulaşmak için ne çok zorluklardan geçmişlerdi.
Ama değmişti. Bu birkaç saniye için bile her şeyin tekrar üstesinden gelmeye razıydı Saltuk.