3. bölüm gökyüzüm siyah olsa da

27 3 2
                                    

Son nefes hayattaki en değerli şeydi. Kimi düşünüyorsan ona aittin.

...

Yavaşça gözümü araladığımda direkt adini gördüm. Elimdeki hissettiğim baskıyla elime baktım. Elim avucunun içindeydi. Bedenim oldukça yorgundu.

"İyi misin?" Daverin bu sorusuyla gözüm ona dokundu. Başımı olumlu anlamda salladım.

Sırtım koca bir ağaca yaslıydı. Yavaşça doğruldum. Adin elini çekicekken daha çok sıkı tuttum elini.

Güce ihtiyacım vardı. Gözümden bir damla yaş düştü. "O burda mı?" Diye fısıldadım.

Adin soruma anlam veremezcesine gözlerimin içine baktı. Yapma diye fısıldadı iç sesim. Lütfen bu sorumun kaynağını bil.

"Kim?" Bu soru barkından gelmişti.

Yutkundum. Hemen sormak istemiyordum. Kalbim korkuyordu alıcağım cevaptan. "İkra" diye fısıldadım sanki onlara adını söylemiyordum. Ona sesleniyordum. Gelip beni bulması lazımdı çünkü ben onsuz çıkışı bulamıyordum.

Umut ederek adine baktım. Başını sallamasını bekledim. Sonuçta o da denizde kaybolmuştu. Hemde aynı denizde, ölüsü ise hiç bulunmamıştı. O da burda olmalıydı.

Başını olumsuz anlamda salladı adin. Gözümü sıkı sıkı yumdum. Bu cevabı istemiyordum. Onsuz  artık dayanamıyordum. Gözlerimi açtım. Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim.

Ağlamamak için sıktım kendimi. Başımı eğdiğimde adinin elini hala sıktığımı farkkettim. Yavaşça ayırdım elimi avucundan.

"İkra kim?" Bu soru dâverden gelmişti. Gözlerimi ona çevirdim. Ne olarak anlatmalıydım onu. Kuzenim kelimesi onun için basit kalmaz mıydı?

Sessiz kaldım. Anlatsam bir faydası olmicaktı. O burda değildi. O kim olduğunu bilse bile onu getirmicekti.

Dâver ise sorusunu üstelemedi.
Adine döndüm donuk bakışları üzerimdeydi. "Siz gidin biz arkanızdan gelicez." Dedi gözlerini benden ayırmadan.

Dâver haricinde diğerleri ilerlemeye başladı. Dâverin gitmediğini görünce adin dönüp ona baktı. Dâver ise bir şey i çözmeye çalışıyor gibiydi. Hafifçe güldü. Başını aşağı yukarı sallayıp yanımızdan ayrıldı. Ne yaptığını anlamamıştım.

Adin ise önümden kalktı ve tek elini bana uzattı. Bir süre tereddüt ettim. Elini çekmeyince elinden destek alarak ayağa kalktım.

"Aç mısın?"

Bu soruyu beklermiş gibi başımı onaylarcasına salladım.
Baya bir açtım. Geldiğimden beri hiçbir şey yememiştim.

Adin ise hafifçe tebbesüm etti. "tahmin etmiştim." Arkasını dönüp yürümeye başladı. Bir kaç adım sonra bana "takip et bakalım dünyalı kız." Dedi.

Bunu demesiyle onu takip etmeye başladım.

Bir kuyunun yanına geldiğimiz de durdu. Onunla birlikte bende durdum. Hayvan herif getire getire kuyunun yanına getirmişti.

Ben de bir meyve ağacı falan bulur sanmıştım.

Gözleri ile kuyuyu işaret ettiğinde başımı ne var dercesine salladım.

"İste istediğin yemeği."

Kaşlarımı yukarı kaldırdım. "Pardon"

"İste işte"

Bu benle dalga mı geçiyordu? Bakışlarımla kuyuyu işaret ettim. "Kuyudan mı?"

Başını onaylarcasına salladı.

Deniz kızının çığlığı duyulmaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin