13

17 3 6
                                    

son mesajıydı bu.
Kalbim atmayı bırakmıştı. Bu sefer gerçekten, gerçekten her şeyi batırmıştım. Ve bu bir özürle çözülecek iş değildi.

Kendimden nefret ediyordum.

Onu geri aradım.

"Lütfen aç, yalvarırım."

"Aradığınız kişiye ulaşılamıyor-"

"Hayır!"

Tekrar denedim.
Sonra tekrar, tekrar.

"Özür dilerim!"

Ben: Özür dilerim uyuya kalmışım ben lütfen aç.

Özür dilerim çok özür dilerim. Yanında olmalıydım çok özür dilerim.

Lütfen aç.

Yaşçlvarırım.

Sana yalvarıyorum Tan.

Lğtfen ac.

Tekrar aradım, telefonu kapalıydı!

Aklıma gelen şeyle ne yaptığımı bilmeden çantamı çıkardım. Okulun canı cehenneme! Benim kuğumun canı yanarken...

"Kıskançlık yaptığıma inanamıyorum! Yemin ederim onun içindi, yemin ederim."

Kendimi ikna etmeye çalışıyordum. Dolabımdan rastgele bir kaç tişört ve pantolonu çantaya sıkıştırdım. Mutfaktaki çekmeceden atıştırmalık ve bir kaç şişe su aldım. Hemen yerleştirip kafama göre beyaz crop tişört ve siyah yüksek bel pantolon giyerek saçımı yarım toplayıp telefonumu, şarj aletimi ve başka gerekli eşyalarımı aldım. Ev anahtarını alıp hemen dışarı çıktım. Evde önemli eşya bırakmamıştım. Laptopumu bile almıştım! Bu koca çantaya gerçekten hepsi sığmıştı. Kapıyı kilitleyip taksiyi çevirdim.

**

"Yapabilirsin, lütfen yap. Tan için yap.." diye fısıldadım kendi kendime.

İlk defa okuldan başka bir yere gelmiştim, havaalanına.

Evet ona gidecektim. Yolda aramalarımı cevapsız bırakmıştı.

Sen de bırakmıştın.

Sıra bana geldiğinde birden yanıma almadığım ilaçlarım geldi, lanet olsun!

"Buyrun?"

Dedi kadın.

Konuş gölge, bir işe yara.
Lütfen konuş gölge, lütfen.

"K-kore, Gü-güney K-koreye bir bilet."

"Tamam..." Dedi garipçe bana bakarak. Bana bakıyordu, gözlerimin içine bakıyordu. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Bana bakmasını istemiyordum.

"Kimliğiniz, vizeniz ve pasaportunuz."

Kimlik ve pasaportumu verdim.

"Vize?"

Cevap veremedim.

"Sanırım 90 gün içerisinde geri döneceksiniz. Birini mi ziyaret edeceksiniz? Acele ediyora benziyorsunuz."

Kafa salladım sadece.

Bilet, kimlik ve pasaportumu geri verdi.

"Uçağınız bir saat içerisinde uçacaktır. Şimdiden bulmanızı tavsiye eder, keyifli yolculuklar dilerim."

Sıradan çıktım.

Yapmıştım, bileti alabilmiştim!
Sessizce ağlarken mutluluk mu üzüntü mü bilemedim gözyaşlarımın nedenini. Hemen etrafa baka baka uçağımı buldum. Bu havaalanı ne kadar da büyükmüş, uçağa geç kalacaktım az kalsın!

Kurtar BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin