19 - değişim felakettir

710 82 52
                                    

Geçen gecelerinde birinde, evet henüz her şeyin yolunda olduğu zamanlardı, bir türlü uyuyamadım. Çok fazla kahve mi içmiştim yoksa vücudum mu yeterince yorulmamıştı, hatırlamıyorum. Yatakta ne kadar dönersem döneyim bir türlü uykum gelmedi, en sonunda uyumaya çabalamak yerine açıp bir film izlemeye karar verdim. Netflix'e girdiğimde gözüme, "Tick, Tick... Boom!" çarptı. Üzerine çok düşünmeden onu açtım. Şimdi oturup size uzun uzun filmi anlatmayacağım tabii ki. Sadece aklıma takılan ufak bir şeyden bahsetmek istiyorum; sanıyorum ki filmin başları ya da ortalarıydı, ana karakter Johnny sokağın ortasında durup aklına gelen ilginç bir soruyu not etti: "Değişim neden felaket gerektirir?" Bu soru o an dikkatimi çekti ki tıpkı Johnny gibi ben de not almak zorunda hissettim kendimi.

Bazı soruların cevabını verseniz bile, siz o cevabı gerçekten yaşayana kadar verdiğiniz cevap havada kalır. Tahmin edebileceğiniz üzere, bende de aynen böyle oldu. Kafamda bu soruya basit bir cevap verdim ama asıl cevabı sonradan öğrendim. Değişim felaket gerektiriyordu çünkü kimse kendi elleriyle inşa ettiği bir kaleyi yıkmak istemezdi, her ne kadar kaleyi yeteri kadar sevmese de. Hepimizin uğruna savaşacağı şeyler var; bazılarımızın ailesi, bazılarımın arkadaşları, meslekleri ya da özgürlükleri. Öyle ya da böyle, hepimiz bir şeyleri kaybetmekten ölesiye korkuyor ve bunun savaşını veriyoruz. Bir kısmımız bunu sessizce yaparken diğer bir kısmımız haykırmak zorunda kalıyor. Çünkü biliyoruz ki ne olursa olsun pes edemeyiz. Biliyoruz ki hayatımızdaki bazı şeyleri kaybedersek bu felaket olur. Peki ya kaybettikten sonrası, bir felaketten sonra ne yapılır? Felaketle yüzleşmenin bir yolu var mıdır? İşte bunlar da kendime sormam gereken başka felsefe soruları. Büyük bir felaketin ardından tüm şehirlerim yıkıldığından ve yapayalnız kaldığımdan, cevabı ne kadar hızlı öğrenirsem o kadar iyi.

Beni tutsak eden düşüncelerim ve ıslak kıyafetlerimle yurda geldiğimde, bedenim soğuktan tir tir titriyordu. Yine de Chanyeol'ü bir kere daha görmeye katlanamayacağım için merdivenleri hızlı hızlı çıkmaya çalıştım. Etrafta doğru dürüst insan yoktu, saat gece yarısını çoktan geçmiş olmalıydı. Öyle bitik bir haldeydim ki; üstümdeki kan ve çamur, yağmur yüzünden birbirine karışmıştı. Ağlamaktan gözlerimin etrafı yanıyordu, başım ağrıyordu ve yorgun hissediyordum. Bedenimin üç günlük deliksiz bir uykuya ihtiyacı vardı. Hoş, bunun beni toparlamak için yeterli olacağını pek sanmıyordum. Artık nasıl toparlanırım hiç bilmiyordum.

Yurt odamın kapısını olabildiğince yavaş açtım, Sehun'u uyandırmak istememiştim. Ama bütün çabam boşa gitti, Sehun ben kapıyı açtığımda yatağının kenarında ayakta duruyordu. Elindeki telefona bakıyordu, komodininin üstündeki gece lambası yanıktı. Kapının açıldığını fark edince kafasını telefondan kaldırıp bana baktı, yanaklarının ıslak olduğunu ilk kez o zaman gördüm. O da mı duydu acaba, diye düşündüm. Duysa Junmyeon yüzünden yeniden ağlar mıydı? Belki de attığı adımın Junmyeon'la arasını düzelteceğini sanmıştı ve şu an yanıldığını anlıyordu. Bu kez o terk etmek zorundaydı Junmyeon'u, gerçekle yüzleşmeye çalışıyordu. Ucuz bir peri masalında değildik sonuçta, bu olayda kafası karışık olan tek kişi ben olamazdım.

"Baekhyun..." diye fısıldadı titrek bir sesle. Kapıyı kapatıp yanına gittim. Sehun'un en savunmasız anları, benim savunmaya geçtiğim anlar olurdu genelde. Son bir senede yaşadığı tüm duyguların altüst olmasını saymazsak oldukça güçlü bir insandı. Düştüğünde kendini kaldırmayı biliyordu, beni bile birçok kez buhrandan kurtarmıştı. Bu yüzden kalkamayacak kadar düştüğü seferlerde onu korumayı görev bilmiştim yıllardır. Eğer o kalkanlarını indiriyorsa ben sırtlanır ve onu gelecek her türlü darbeden korumaya çalışırdım. Bu içgüdü içime öyle yerleşmişti ki başka türlüsü nasıl yapılır bilmiyordum, hatta çoğu zaman koruma içgüdüm sadece Sehun'la da sınırlı kalmıyordu. Chanyeol... O ve Sun bunun bir numaralı örnekleriydi.

iyiyi anlamlandırma safhası // chanbaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin