28- Yabancı

37K 3.6K 2.9K
                                    

Geçiş bölümü tadında...

Bölüm Şarkısı: Duman, Bal

İki bölüm üst üste atmak mı... hassiktir dediğinizi duyar gibiydim. Bence de hassiktir.

Günler geçmişti. Günlerdir yataktan çıkmamıştım, şimdi de üzerim çıplak bir şekilde uzanıyordum. Göğsümdeki iki künyenin varlığı içimi titretiyordu.

Leon'u özlemiştim, çok özlemiştim. Silahlar ne durumdaydı bilmiyordum, neler olmuş bilmiyordum. Ölü gibi yatıyordum yatakta. Bahadır tek kelime etmeden beni Korkut'un evine getirmiş yine tek kelime etmeden çıkıp gitmişti.

Yalnızlaşıyordum, Leon bana hoşçakal dediğinden beri daha da kimsesiz hissediyordum. Bu hissi anlatamazdım, gösteremezdim. Ama en yoğun Bahadır beni evinden kapı dışarı ettiğinde ve Leon beni o sokak arasından yapayalnız bıraktığında anlamıştım.

Asıl vatanına ihanet eden sensin, demişti. Kulağımda çınlıyordu sözleri. Mahvediyordu bu düşünce beni, Seyit öfkeden kudururdu normalde ama hiçbir şey hissedemiyordum.

Ali bir yerlere saklanmıştı çoktan ama Seyit'de meydanda değildi artık, boşluktaydım. Elimin altındaki Çalıkuşu kitabının kapağını okşadım parmaklarımla.

Geriye dönmek istedim, İzmir artık daha sessizdi. Sokaklar boştu, faytonlar bile tek tüktü. Bir savaşa hazırlanıyorduk ve bunu herkes fakındaydı. Ruhsuzca yatakta uzanan ben bile farkındaydım. O saniyelerde odamın kapısı açıldığında bakışlarımı içeri giren bedene diktim, Korkut.

Bana asla arkasını dönmeyen tek kişi Korkut'du.

Bana tek kelime etmeden sonuna kadar açık pencereyi örttü, hemen arkasından çıplak bedenime yorganı çekip örttü. Tenim buz kesmişti.

"Yemek hazır" dediğinde o sıcaklığı hissedemedim. Bir evde yemek pişmesi içimi her zaman sıcacık yapardı, ben buz gibiydim.

Bahadırla yaptığımız o konuşmadan sonra hepimiz tekrar Korkut'un evinde toplanmıştık, odamdan hiç çıkmamıştım. Aybike de buradaydı, abisiyle olan sorunlarını halletmiş gibiydi.

"Hasta olacaksın bu gidişle, o zaman hiçbir fayda sağlayamazsın vatanına"

"Zaten sağlayamıyorum" dedim ruhsuzca. "Silah sevkiyatı ile alakalı bir haber var mı"

"Yok" dedi bir eliyle omuzlarımı sıvazlarken. "Harbe gidiyor askerler tek tek" dediğinde nefesimi tuttum. Benim yüzümden elden kaçan silahlar benim vatanımın askerine doğrultulursa ne yapardım?

Leon'un yanına gidecektim, gitmek istiyordum ama yüzüm yoktu. Eski deli dolu Seyiti göremiyordum, tek istediğim Leon'un yanına gitmekti. Belki bir hata yapmamıştım ama kalbini kırmıştım.

Bunu bilmek benim için yeterliydi, ben adım atardım ona ama cesaret edemiyordum. Ben ilk defa bir şeye cesaret edemiyordum.

Korkut gitmek yerine yanımda durdu, sanki bir şey söylemek istiyor da söyleyemiyor gibiydi. "Söyle Korkut" dedim, günlerdir bu odadan çıkmamıştım.

Birden parmaklarımı boynumda duran künyelerden birisine doğru uzattığında kaşlarım çatıldı, Leon'un adının yazdığı künyeyi sıkıştırdı parmaklarının arasına. Bir süre öylece izledi, yüzünde binbir türlü ifade geçti, ben de öylece vereceği tepkiyi bekledim. Anlıyordu bir şeyleri, Korkut çok zeki bir delikanlıydı.

"Kalp atar" dedi soğuk künyeyi yavaşça göğsüme geri bırakırken. "Kalp istediği için atar ve sen onun için yaşarsın Seyit; ama Vatan için ölürsün"

işgalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin