54- Oyuncak Dükkanı

30.5K 2.6K 2.4K
                                    

Medya: İkizler ve Ali

Keyifli Okumalar...

- Leonidas -

Birisi yanımda yatıyordu, bir kolu belimin etrafına sarılmıştı. Yanan ateşin ışığı çıplak bedenine vuruyordu sanki, sıcaklığını hissediyordu.

Ortam değişti, sesler değişti ama görüntü değişmedi. Bu sefer esmer teni parlarken mavi gözleriyle bana bakıyordu, kokusu burnuma çalıyordu, tüm bedenim huzurla doldu. Her şey tekrar değişti, denizi gördüm, Ali'mi gördüm, morarmaya başlamış suratını ve boynuna bağlı o ipi gördüğümde hızla doğrulmaya çalıştım.

Nefes nefese gözlerimi araladığımda parmaklarımı boğazıma sardım ve nefeslenmeye çalıştım, yanımda duyduğu sesler yüzünden uyanan eşime baktım, mavi gözleriyle kısıkça bana bakıyordu.

Yaşaran gözlerimi çıplak omuzuma sürterek sildim ve sevdiğim adama doğru eğilerek sıkıca dudaklarını öptüm. Uykulu gözleriyle bana baktı ve bir elini kaldırıp gevşekçe boynuma sardı.

"Kabus mu gördün?" diye sordu kısık ve çatallı sesiyle. Gülümsemeye çalıştım, yanımdaydı. Sorun yoktu.

"Hayır bebeğim" dedim dudaklarımı boynuna bastırırken. "Seni özlediğim için uyandım" dedim boynundaki dudaklarını çıplak boynuna doğru indirdiğimde nefesinin anında hızlanması ve gerilen vücudunun bana verdiği tepki gülümsememi sağladı.

Kafamı elleriyle kendine biraz daha fazla bastırdığında dudaklarımı araladım ve göğüs ucunu dudaklarımın arasına sıkıştırdığımda boğazdan gelen bir sesle inledi.

"Unutma, kızlarla gezeceğiz bugün"

Dudaklarımı teninden saniyelik bir şekilde çekip "Unutmadım" diye mırıldandım. Onun teninden bir an olsun dudaklarımı çekmek istemiyordum.

Baksırını bacaklarından kurtardığımda uykusu hafifçe dağılmıştı, kafasını kaldırıp bana baktığında bir bacağını tutarak ayırmasını sağladım. Kafasını geriye attığında dudaklarımı ısırarak parmaklarımı deliğine götürdüm, ne kadar dar olduğunu böyle bile anlarken onu hazırlamam gerektiğini kendime hatırlatarak işaret parmağımı darlığından içeri göndermek istedim ama o kadar kuru ve sıkıydı ki canını acıtmamak için parmağımı geri çektim.

Parmaklarımı ağzına uzattığımda hiç konuşmadan ıslattı, kısık gözleriyle bunu yaparken bana bakması aletimi sızlattığında dudaklarımı birbirine bastırdım. İlk önce onu hazırlamalıydım.

Parmaklarım yeterince ıslandığında ellerimi dudaklarından çekip ıslanmış çenesine baktım ve ona doğru uzanıp dudaklarını tekrar sıkıca öptüm. Nefes nefese beni izlerken işaret parmağımı deliğine bu sefer kolayca soktuğumda boğazından ufak bir inleme çıktı. İleri geri yapmaya devam ederken dudaklarımı içe göçmüş karnına bastırdım. İkinci parmağımı da içine gönderip makas hareketleriyle onu bir süre gevşetmek için uğraştım. Kulağıma dolan kısık sesli inlemeleri artık sabır seviyemi zorladığında altımdaki kumaş parçasından kurtulup parmaklarımın yerini aletimin almasını sağladım.

İçine yavaşça girdiğimde tüm bedeninin kasıldığını hissettim."Kasılma" dedim boğuk sesimle, kaşlarını çatıp suratıma baktı. "Kolaysa sen kasılma orospu çocuğu, konuşuyor bir de bilmiş bilmiş"

Huysuz hali beni daha da çok keyiflendirirken sertliğime tamamen içine sokup bir süre öylece bekledim çünkü nefesi kesik kesikti.

"Bir tur sadece" dediğinde suratı sürekli acıyla buruşuyordu. İçinde yavaşça hareket etmeye başlarken "Masum.." diye mırıldandım.

işgalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin