Bölüm 4

801 39 2
                                    

Ekrem den
Fezayı aradıktan sonra avukat ile konuşup işlerin nasıl olacağını düşünmeye başladım. Bahçede otururken içeriden çağırdılar Pelin in abisi Pamir araba almak için Pelini Bodrum'a çağırıyormuş içime bir şüphe düştü ve Peline hangi arabayı istediğini sordum oda Rang Rover 2022 model istiyormuş. Pelin arabayı kendisi bulduğunu ve onlara almaları için çok ısrar ettiğini söyledi. O zaman inandım. Biraz sonra feza aradı oraya gelip velayet işlerini halletmek için çağırdı. Feza'nın hala bizi istiyor olması ayrı ironi ama yüzsüz gibi dava diyor. Neyse ki bu benim işime gelir hemen yola çıkarak bir an önce orada olmak istiyorum. Nesrin ile yola koyulduk yarım saat kala feza aradı nerdesiniz diye yarım saate orada olacağımızı söyledim. Eve gelince içeri girdik feza bize bir sürprizi olduğunu söyledi bende yüzümü astım sevmiyordum böyle şeyleri hele ki o adamın kızını aynı babası ve annesi gibi iyilik meleği olarak geziyor ortalarda. Kapıya doğru baktığımızda Pamir ve onun yanındaki Pelini gördük tam burda neler oluyor diye soracak iken etrafınız sarılı teslim olun diye bir ses geldi. Hemen belimde ki silahı çıkarıp fezayı kendime çektim,kendime siper olarak seçtim onu bizim dışarı çıkış biletimiz. Pamir hemen atılmaya kalktı ama silahı biraz daha dayadım. Fezadan bir inleme sesi geldi. Pelin ve Nesrini arkama çektim. Karşıma Aras,
Asaf, Lodos, Kerem ve Polat çıktı. Hemen sordum.
- Kızımın ikizi nerede yoksa öldümü diye kahkaha attım.
+ Kızımı bırak Ekrem buradan çıkamazsın çevre polis dolu çıksan bile hemen yakalanırsın.
- Benim için önemi yok bu kızın ölsede işime gelir.
Feza kollarımda bayılınca ağır konuştuğumu anladım ama bana ne benim mi kızım. Polat hemen üzerime atlayıp kızını aldı. O sırada içeri polisler ve özel ekip gelip Pelin Nesrin ve beni aldı. Burda konuşup kendimi yormayıp emniyette kendimi açıklarım zaten delil yok ellerinde o yüzden sorun da yok.
Gece den
Polis baskınını ben ayarladım Polat beye olaylara kendimi katmadan anlattım. Belgeleri Akif beyin bulduğunu söyledim. Şimdi Ekrem bey tüm servetini koysada çıkamaz içeriden dosyası baya kabarık uyuşturucu,silah ticareti,mafyacılık bulmam zor durumda olmadı. İstihbarat elemanı olarak bana kolay oldu. İşimi herkes bilmez sadece feza Akif bey Aras biliyor.  Merkezden arkadaşım arayıp bilgi verdi. Mahkemeye sevk edilmiş. Oradan hapse kaç yıl olacağı için mahkeme günü verilmiş avukatları ilgilenecek ama hangi avukat! Pelin uyuşturucu ve cinayetten içeri girdi. Annesi Nesrin hanım ile okullarından bir çocuk evlerine geldiğinde fazla uyuşturucu almaktan kriz geçirip ölmüş ve olayın üzeri kapatılmış. Tabi benden kaçmadı biraz tehdit hizmetçi ile iş kolayca halledildi. Anne kız kolay kolay çıkamazlar. Kandemir ailesine olayları anlatıp (yani bilmeleri gereken kadarını)izin isteyip karargahta olan odama gittim. Feza'nın yüzündeki o gülümse benim için çok değerli o adam onu esir alınca bir korktum ama Polat bey kolayca kurtardı. Benim minik kızım hassas olduğu için fazla duygu yüklü olduğu için bayıldı. Abilerinden Asaf doktor olduğu için kontrol etmiş sorun olmadığını söyleyince öyle rahatladım.
Feza dan
Gözlerimi açtığımda karşımda bana bakan ailemle karşılaştım. Gülümseyerek bana bakıyorlardı. En son Ekrem beni rehin almıştı o anı hatırlayınca nefesim daraldı. Hemen birisi ilacımı verdi. Derin nefesler alarak kendime geldim. Lodos abi söze girdi.
- Feza cım artık sende hazırsan evimize gidelim oraya da alışman gerekli hem kuzenlerim iz seni bekliyor.
+Tamam sorun yok gidebiliriz ben valizimi hazırlamaya gideyim.
-Gerek yok miniğim burda kalsın kıyafetlerin orada hazır odan ne lazımsa herşey var.
+Teşekkürler abi.
- Ya senin abi diyen dillerini yerim o kızımızı yanaklarını ısırık manyağı yaparım.
Böyle konuşunca daha da kızardım.
+Ya ama böyle konuşmayın.
Deyip kafamı önüme eğip saçlarımın arasına saklandım.
Lodos tan
Feza ile konuşmak çok eğlenceli konuşurken sürekli utanıyor bu onu daha da tatlı ve sevimli yapıyor. Gerçek bir kız abisi olduğumu hissediyorum. Biz böyle konuşurken feza uyuya kaldı. Annemlerde zaten gitmek için eşyaları topluyordu. Feza yı kendime çektim hemen bir şeyler mırıldanıp daha çok sarıldı bana şu an çok tatlı onu ısırmamak için kendimi zor tutuyorum. Babam gelip fezayı benden almaya çalışınca feza daha da sarıldı bana babam uflayıp arabaya gelmemi söyledi. Bende fezayla birlikte arabaya bindim. Arabaya binince kafasını boynuma çıkarıp orda nefes almaya başladı bu beni huylandırdı. Bir yanıma Uzay bir yanıma Mete oturdu ikisinde kucağıma bakıyor. Ama bende fezayı kaptırmak istemiyorum. Böyle böyle üç araba İstanbul'a geldik. Feza hala uyunamadı. Bir su içirin diye gece abla aradı şu içirip tekrar uyumaya devam etti. Annem bize bakıp gülümsedi. Asaf abim arabadan inmem için fezayı almaya çalıştı bakın çalıştı diyorum çünkü bırakmadı. Koala gibi sarılmış bulunmaktadır. Asaf abi kaşlarını çattı ve arabadan inme me yardım etti. Fezayla beraber içeri girmeden önce yan bahçeden Koray el salladı
- One lan bu bebiş bildiğin kuzen kuzen. Diye uyandırmaya çalıştı. Fezada dudaklarını sallandırıp bir şeyler söyledi. Koray yaklaşıp yanaklarını öptü. Önce kaşlarını çattı sonra kocaman gülümsedi. Onun bu haline bizde gülümsedik. Annem içerden
-Lodos fezayı getir terli terli durma dışarıda
+Tamam anne geliyoruz. Sende gelsene Koray hem uyanınca tanıştırsın tabi uyanırsa yol boyunca hiç uyanmadı biliyor musun diyerek eve doğru yürüdük. Ev biraz serindi i yüzden arka bahçeye geçip salıncağa oturdum üzerimize annem pike örttü. Yengem ve amcam zaten bizim evdelermiş yemek falan hazırlamışlar. Amcam gelip fezaya baktı.
+Abi bu çok tatlı kime çekmiş bu kız yaa yerim bunu ben hatun bizim niye bundanımız yok.
Yengem hemen amcamın kafasına vurup
- Çocukların yanında nasıl konuşuyorsun sen ya ayıp ayıp.
Biz yengeme gülerken kucağımda bir hareketlilik oldu miniğim gözlerini açmaya başladı. Hafif kızarık gözleri açık ağzıyla etrafa bakıp ayılmaya çalışıyor. Baktı ayılamıyor kafasını geri koydu göğsüme. Koray da hemen
-Ya ben bunu yerim yerim şu tatlılığa bakkk
Feza hemen kafasını kaldırıp Koray ya baktı kaşlarını çatıp
+Ama ben seni tanımıyorum ki. Dedi
Bende hemen burnunu öpüp
-Yavrum şöyle sevimli olma ya bunlar harbi yer seni. Ben konuşunca bana baktı sonra Koray a bakıp bana daha sıkı sarıldı. Biz ona kahkaha atarak gülerken o kaşlarını çattı. O sırada Kerem abim geldi.
- Bebeğim gel buraya seni içeri kaçırmaya geldim.
Feza ayağa kalkacak ken abim kucağına aldı. Ufak bir çığlık atıp.
+Abi beliniz acıyacak ama ben yürürüm indir beni. Koray hemen lafa atladı. 
-Kerem bir dursana. Deyip abimi durdurdu. Biz ne oldu diye bakarken Koray fezayı kucakladığı gibi koşmaya başladı. Biz arkasından bağırırken o çokta tınlamadı. Bir taraftan da gülen  feza ile konuşuyordu.
-Kız sen kendini 100 kilo falan mı zannettin 20 kilo bir şeysin. Ya sen benim kardeşim ol şuna bak yanaklarına bak kızardı.
+Koray kızı eve getir terli hastalanır yoksa.
- Tamam ya kız ben seni sürekli kaçırır beraber gezeriz.
+Gerçekten mi gezer miyiz?
- Tabi gezeriz kızım eğlence benden sorulur.
+Yaa çok mutlu oldum yani benimle arkadaş olur musun?
O kadar masum soru soruyor ki insan bazen bu kız evden dışarı hiç çıkmadı zanneder.
- Tabi kızım arkadaş, kardeş,abi ne istersen onu olmak için can atan tamı tamına 18 kuzenin var. Feza'nın gözleri kocaman açıldı.
+Ne 18 kuzen mi ayy çok heyecanlandım. Beni severler mi? hepsiyle tanışırız demi koraycım hani neredeler?
Bir insana günde kaç defa masum dene bilir çocuk masumluğu var. Arkalarını bir dönse ler 18 kuzeni görecekler ama Koray a seslendim onlar bize dönünce feza'nın gözleri kocaman açılıp dudaklarını ısırdı.
Feza dan
Arkamızı dönünce bir sürü tane erkek ve abilerim vardı. Biraz fazla fazla utandım sanırım. Her yaştan erkek vardı ve bana sanki bir bebeğe bakar gibi bakıyorlar. Bu beni daha da utandırdı. Yani şimdi hepsi de taş gibi yani kim olsa utanır. Bir dakika bir dakika bunlar benim kuzenlerim mi?
İç sesimin cevabını Koray verdi.
-Bunlar kuzenlerimiz canım kız kuzenim gel içeri geçip seni tanıştırayım. Kucağında benle beraber içeri geçti koltukta yayılarak oturan bir adet Serkan abi tabi ki beklemiyordum. Aklıma hemen gece ablam geldi. Bir şey mi oldu acaba. Koray in kucağından atlayıp Serkan abinin yanına koştum. Benim koştuğumu gören Serkan abi ban doğru gelip beni kucağına alıp cebimden hemen ilacımı sıktı ağzıma. Bana sinirli sinirli bakıp
+Acaba koşma sebebin ne pamuk şeker ve burada ne işin var? Yoksa sen benim karışan kuzenim misin?
-Ya sen benim kuzenim mi oluyorsun? Ve evet ben karışan kız. Kulağına yaklaşıp
- Bende gece ablama bir şey oldu sandım. Oda kulağıma
+Merak etme senin keçi inatlı o ablana bir şey olmaz. Sesli bir şekilde
+Ya inanmıyorum miniğim sen bizim misin?
- Ya abi öyle deme utanıyorum.
Bu arada nefesim düzene girdi. Babam Serkan abiye yönelik
+Siz nereden tanışıyoruz?
-Amca sizin bu minik canavar Muğla'da kaybolmuş yani bize öyle ihbar geldi tabi biz her yerde Pamuk şekeri arıyoruz sonra gece yani ablası feza'nın koluna bir bileklik takmış çipli oradan yerini bulduk bilin bakalım nereden çıktı. Koray hemen
+Kesin evden
- Hayır hanım efendi dedesini özlemiş dedeside Kıbrıs'a gitmişti iş için gemiye binerken görmüş demiş bende kendim giderim binmiş sandala açılmış denize o zaman evleri deniz kenarında idi. Neyse bu yüze yüze baya gitmiş biz yerini tespit ettik dedik kesin kaçırılıyor hareket halinde ekip hazırlandı helikopter deniz polisi bizim ekip birde tim hemde bordo çıktık yola birde gittik ne görelim peluş ayısına sarılmış ayısıda ondan büyük mışıl mışıl uyuyordu. Sandala bakan gülüp çekiliyor bende ayını alıp kucağıma aldım. Hemen sarıldı sahile doğru gitmek için bizim jete aldım. Gözlerini açıp ne dedi biliyor musunuz? Hihhh benim ayım canlanmış dedi.
Abim böyle anlatınca komik oldu ama ben öyle zannetmiştim.
+Abi senin ayı lakabını veren pamuk şeker feza mı?
Bunu soran çocuğu tanımıyorum. Benden büyük duruyor. Belki de yaşıt.
- Evet abim. 
Serkan abim bana bakıp kuzenleri tanıtmaya başladı.
+Bak canım en büyük kuzenden en küçük kuzene tanıtayım.
Araf 32 yaşında mimar
Aras 32 yaşında mimar ikizler
Serkan yani ben 30 yaşındayım polisim
Serdar 27 yaşında veteriner
Koray 23 yaşında psikoloji okuyor
Deniz 3 yaşında biz en büyük amcanın çocuklarıyız babam İlyas annem melek. Diyerek kendi ailesini tanıttı. Deniz bana utanarak bakıyordu. Bende hepsine tebessüm ederek baş selamı verdim. Serkan abim devam etti.
+Ferit 27 yaşında doktor
Kerim 23 yaşında mühendislik okuyor
Melih 20 yaşında tıp okuyor
Merih 17 yaşında lise son özel başarı lisesine gidiyor.
Ege 16 yaşında spor lisesine gidiyor. Bunlarda ikinci amcanın çocukları İrfan amcan ve ipek yengen. Merih hemen bana gülümseyip
-Naber sende bizim okulda okuyorsun demi?
+Evet.
Biraz çekindim çünkü okulda kimse beni bilmez. İkizim hemen lafa atladı.
-ben niye tanıyamadım seni ikiz?
+Iıı ben biraz sessiz birisiyim ya o yüzden hatırlamassın.
Tamam deyince Serkan abi devam etti.
Halamın çocukları var birde onlarda
Ateş 26 yaşında mimar
Özgür 25 yaşında yeni doktor
Efe 16 yaşında sizin lisede
Batu 1 yaşında
Halam çiçek eniştem şu an burada değil kendisi asker gündüz
Hepsine kafa selamı verdim. Serkan abim devam etti.
+Halamın ikizi kağan amcam ve çocukları
Kuzey 17 sizin lisede
Güney 17 sizin lisede
Yavuz  16 spor lisesinde
Bana düz bir ifadeyle bakıyorlar ben onlara tebessüm ettim o zaman onlarda tebessüm ettiler.
Yengemin nerede olduğunu sormadım ama sormayı aklıma yazdım.
-Memnun oldum ben Feza 16 yaşındayım özel başarı lisesinde bu sene son senem başka aklıma bir şey gelmiyor sormak istediğiniz herşeyi sorabilirsiniz.
+İkiz sen nasıl benden büyük sınıf oluyorsun hem seni okulda hiç duymadım.
Tam ben konuşacak iken kuzey konuşmaya başladı.
-feza bizim sınıfta ve ayrıca okul birincisi okulda tanımak neredeyse imkansız sesini duymasam bende tanıyamadım. Hepsi aynı anda
+Okul birincisi mi?
- E-evet
+Hani şu Türkiye genelinde yapılan denemeleri full yapan kız tüm dersleri yüz olup beden dersi kötü olan kız herkesin peşinde olup kimseye yüz vermeyen kantine bir kere bile inmeyen sınıfta uyuyan kız sen misin?
Diye sordu Güney ben ağzı beş karış açık kala kaldım. Benim ağzımı Mete kapatıp. Bana güldü.
-Sanırım benim
+eee seni torpilli diyorlardı. Beden dersine torpil yaptırmadın mı?
Biraz sinirlendim ama haklılar okulda herkes beni torpilli zannediyor.
- Yok o torpil değil de  benim hastalığım izin vermiyor beden de her hareketi yapmaya bende yazılı sınav oluyorum beden eğitimi dersi için sınıf olayında ben 1. Sınıftayken öğretmenim benim farklı olduğumu ve sınıf atlamam gerektiğini söyledi. Direk 3. Sınıf oldum ben ana sınıfına da iki sene gittim ondan öncede kreşe gidiyordum. Okul müdürü beni teste gönderdi IQ testi 143 çıkınca özel eğitim aldım. O yüzden tüm derslerim 100 ve denemelerim iyi.
Tüm ailenin gözünden gurur,hüzün mutluluk okunuyor. Ben kaç sene çalıştım üvey babamın gözünde bunları görmek için. Asaf abim elinde bir bardak ve ilaçlarımı getiriyordu. Eline uzandım almak için ama vermedi. Kendisi içirdi. Yanağını kocaman öptüm ve sarıldım. Oda beni öpüp
-Hadi miniğim senin karnını doyuralım ne zamandır açsın
Hep beraber yemek odasına geçtik kocaman bir masa kurmuşlar. Her şey var abim benim tabağımı kendisi ayarlayıp önüme koydu. İlyas amca afiyet olsun deyince yemeye başladık. Karnımızı doyurduktan sonra kahve yapıp bahçeye geçtik. Babam konuşmaya başladı.
+Şimdi ilk olarak okul işini konuşalım hepiniz aynı liseye gidiyorsunuz yani liseler yakın size bir servis ayarlayalım hem daha diğer kuzenlerinizde var anca yeter bir servis sorusu olan
-İıı diğer kuzenler derken
+Teyzenin ve dayının çocukları onlarda bir 10 kişi.
- Onların içinde kız var demi?
+Maalesef kızım tek kız torun sensin anne tarafından da kimsenin kızı yok bizim taraftan da
-Birde biz nereliyiz?
+Annen Gaziantep bende Mardin
- Ohaaa aşiret miyiz?
+Evet aşiretiz dedenler sabırsızlıkla seni bekliyorlar.
O sırada koşarak bir koruma geldi. Babamın kulağına bir şey söyledi babam önce şaşırdı sonra korktu o sırada bir çift silah sesi duydum ve bende ondan sonrası yok. En son beni tutan kuzeyi hatırlıyorum.
________________________

FEZA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin