9. Bölüm: Merhamet.
Gözlerimi zar zor açtım. Lakin Sanki hiç açmamış gibiydim etraf o kadar karanlıktı ki hiçbir şey göremiyordum. Bu derin karanlık beni oldukça ürkütmüştü. Zar zor ellerimi görmüş ve onları bedenime sarmıştım. Çok üşüyordum. Görmesem de bacaklarımın titrediğini hissediyordum. Bacaklarımı kendime çektim ve çaresizlik hissiyle ağlamaya başladım. Buradan çıkmak istiyordum bir an önce. Etrafı göremediğim için hiçbir yere kıpırdayamıyordum. "Kimse yok mu?" Diye fısıldadım. Bağırmaya bile korkuyordum. Zaten boğazım kurumuştu. İstesem de yapamazdım. Gözlerimi kapattığımda gözyaşlarım yanağımı ıslattı. Ne kadar süredir burada olduğumu kestiremediğim gibi, ne kadar süre o halde kaldığımı da anlayamadım.
Kapının açılış sesini duyar duymaz gözlerimi araladım. Açılan kapıdan ışık içeri girdi. Gözlerimi tekrar kapattım ve zar zor araladım. Karanlığa alışan gözlerim ışıktan dolayı rahatsız olmuştu. Başımı kaldırıp içeri giren ve ışıkları yakan Berke beyin yüzüne baktım. Kolunda bir battaniye vardı. Işıkları açtıktan sonra önümde diz çöktü ve battaniyeyi titreyen bedenime sardı. Sinirli halinden eser kalmamıştı. Ağlamaktan kızaran gözlerimi görünce hala dökülen gözyaşlarımı sildi. Bu hareketiyle daha çok ağlamaya başlamıştım.
"Kayra, bana Çağatay'la yaşadığın her şeyi anlat. Dürüst bir şekilde. Aksi takdirde seni buradan çıkarmayacağım." Dediğinde yutkundum her şeyimi ona nasıl anlatabilirdim. Oldukça utanıyordum ancak yapmak zorundaydım. Beni bekleyen küçük bir bebek vardı ve burada kalmaya daha fazla tahammül edemiyordum. Berke bey dikkatini bana vermişti. Bir tabure çekip önümde oturdu. Konuşmamı sabırla bekledi. Cesaretimi toplayarak anlatmaya başladım:
"Çağatay benim eski sevgilim." Dedim derin bir nefes alarak. Hiçbir tepki vermemişti, bunu zaten bildiğini tahmin edebiliyordum. "Aynı zamanda ilk aşkım, 18 yaşımdayken tanıştık. Kısa zamanda ona aşık oldum. Ancak onun nasıl bir adam olduğunu benden iyi biliyorsunuz, bana işkence etmeyi kendine hobi edinmişti. Sizin yaptığınız gibi," nefes almakta güçlük çektiğimi fark etmiştim. Dudaklarım da titriyordu artık. "beni böyle karanlık odalara kilitleyip giderdi. O odalarda yanlız olmazdım." Yutkunamıyordum artık. Tüm bunları tekrar yaşıyor gibi hissediyordum. Kısa kesmeye karar verdim. "Beni hamile bıraktı ve beni terk etti. Beni evinden attığı günden beri onun yüzünü görmedim. Haber almadım." Sözlerimi bitirdiğimde Berke bey konuştu: "Ellerini ver."
Kelepçeli ellerimi uzattığımda cebinden bir anahtar çıkardı ve kelepçeyi açtı. Bileklerim çok acımıştı gerçekten. Bunların ne zaman takıldığı hakkında bir fikrim yoktu. Sanırım bilincimi kaybettikten sonra takılmıştı. "Ayağa kalk Kayra. Dürüst oldun ve hikayeni anlattın. İşine geri döneceksin." Kalkmaya çalıştığımda yere, dizlerimin üstüne düşmüştüm. Canım çok yanıyordu. Berke bey iki kolumdan tutarak sanki ağırlığım yokmuşcasına beni kaldırdığında zar zor açtığım gözlerimle ona baktım. Beni kucağına alarak ilerlemeye başladığında kokusunu soludum ve gözlerimi kapattım.
*°࿐ •*⁀➷
Uyandığımda bedenimin her yeri ağrıyordu. Yumuşak bir zeminde olduğumu fark ettiğimde etrafa bakındım ve odamda olduğumu fark ettim. Bu, Berke bey beni affetmişti demekti. Gülümsedim ve odaya Melisa'nın girmesiyle yatakta doğruldum. İşimin başına geçsem iyi olacaktı. Barlas epey acıkmış olmalıydı, Melisa yatağımın önünde durdu, yine kocaman gülümsüyordu. Söze atıldı: "Günaydın Kayra bey, Berke bey salonda sizi bekliyor." Söylediğiyle ayağa kalktım ve banyoya ilerledim. Elimi yüzümü yıkadığımda başımı kaldırıp aynaya baktım. Tek günde çökmüştüm resmen, gözlerim hala kıpkırmızıydı. Banyodan çıktığımda Melisa giyeceğim kıyafetleri ayarlamıştı. O odadan çıktığında giyindim ve hemen saçlarımı tarayarak odadan çıktım. Berke bey gerçekten de beni masada bekliyordu. Yerime oturdum ve o başladığında yemeğime başladım. Hiç konuşmadık. Tabağını bitirdiğinde yüzüme bile bakmadan ayaklanıp evden ayrılmıştı.
Bu ister istemez moralimi bozmuştu. En azından bir kelime etseydi keşke. Yemeğimi bitirdiğimde sofradan kalktım ve Barlas'ın odasına girdim. Hera onunla ilgileniyordu. İzin isteyerek onu kucağıma aldım ve oturarak emzirmeye başladım. O sırada Hera masayı toplamak için gitmiş, Melisa gelmişti. Kapıyı kapatarak karşıma oturdu. Kasıklarıma giren ağrıyla yüzümü buruşturduğumda hemen sordu: "Neyiniz var Kayra bey?" Onu endişelendirmemek adına: "İyiyim." Dedim ancak değildim. Sanırsam adet oluyordum ve dönemim çok sancılı geçiyordu. Barlas emmeyi bitirince onu Melisa'ya bıraktım ve odama gittim. Pedim yoktu. Çekmecelere bakmaya başladım ama oralarda da bulamamıştım.
"Hera!" Yatağa uzanıp battaniyeyi üstüme çektim ve Hera'yı çağırdım. Ağrıdan ağlamak üzereydim. Hera hemen geldiğinde halimi görmüş ve kaşlarını çatarak yanıma gelmişti. "Neyiniz var Kayra bey?" Dediğinde hemen "Bana ped getirir misin?" Demiştim. Anlık duraksamayla kalmış, sonra hemen odadan çıkarak birkaç dakika içinde geri gelmişti. O birkaç dakika bana birkaç yıl gibi gelmişti. Pedleri çekmecemin üstüne koydu.
"Kayra bey ben hemen sıcak su torbası ve bitki çayı getiriyorum." Odamdan çıktığında zar zor ayağa kalkarak pedi taktım. Tekrar yattığımda bu sefer ağrı olabilecekmiş gibi artmıştı. Yatakta kıvranmaya başlamıştım. Ağlıyordum artık, tutamıyordum gözyaşlarımı. Ben kısık kısık ağlarken telefonumun çalmasıyla elime aldım ve arayan kişiye baktım. Berke bey arıyordu. Ağrıyla hıçkırdım ve telefonu açtım. "E-efendim?"
"Kayra, ağlıyor musun sen?" Hemen de anlamıştı ağladığımı. Konuşmakta zorlandığım için mırıldandım. "Hmhm." Ona sebebini söylemeye çok utanıyordum. Ben erkektim sonuçta ama kadınlar gibi adet görüyordum. "Neden?" Diye sorduğunda daha çok ağlamaya başladım. "Kayra, neden dedim?" Diyerek ısrar ettiğinde ağzımı açacakken Telefon elimden düştü. Hera içeri girmiş, sıcak su torbası ve bitki çayı getirmişti. Torbayı bana verdi ve çayı yanıma bıraktı. Telefonumu alıp benim yerime o konuşmaya başladı: "Berke bey iyi günler, Kayra adet olmuş ve ağrısı var. Konuşamıyor o nedenle." Utançla başımı yastığıma gömdüm. Berke beyin ne söylediğini duyamıyordum artık. Hera telefonu kapattı ve bana çayımı içirdi. Çayı içtikten bir müddet sonra ağrım hafiflemiş ve uykum gelmişti. Gözlerimi kapatarak uymaya çalıştım. Bilincim yarı açıkken kapımın açılışını ve saçlarımda gezinen eli hissetmiştim. Sonrasında tamamen uykuya daldım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Süt Anne [BxB]
RomanceUyarı: Eşcinsel kurgu, şiddet, kan, mpreg ve unisex terimler içerir! Bebeğini kaybetmiş olan Kayra. Ve doğum sırasında eşini kaybetmiş Berke. "Bebeğim senden başkasının sütünü içmiyor Kayra." Berke bey, bize biraz daha yaklaştı ve olduğum yere iyi...