19. Bölüm: Kaçış
Silah ve çığlık seslerine uyandım uyandığım gibi de sızlayan bacağımla acıyla inledim.
Yatakta doğrulup bacağıma bakınca yoğun bir kanama olduğunu ama kanın kuruduğunu gördüm.
Ne zamandır baygındım bilmiyordum ama hava kararmıştı.Bir silah sesi daha.
Zar zor ayağa kalkıp kaplumbağa hızıyla pencerenin önüne geldiğimde gördüğüm şeylerle gülümsemeye başladım. Berke Bey en önde öylece dikiliyor ve arkasındaki adamlar evden çıkanlara ateş ediyordu. Gelmişti. Sonunda gelmişti!
Kapının sertçe açılış sesi kulaklarımı doldururken arkamı döndüm. Çağatay tek kelime etmeden bileğimden yakaladı ve çekiştirmeye başladı. Bacağımın acı sızısını unutmaya çalışarak ondan bileğimi kurtardım ve geri adım attım.
"Ne yaptığını zannediyorsun?" Dedi tıslarcasına.
Ondan korkmadım."Hiçbir yere gelmiyorum!" Çığlık atmaktan boğazım acıyordu. Konuşunca fark etmiştim ama şuan bunun için düşünmeye vaktim yoktu.
"Kayra!" Bağırmasıyla oda adeta inledi. Bir adım daha geri giderken hızla bana yaklaştı ve beni omzuna aldı. Pes etmeyerek kurtulmaya çalıştım. Sırtına vuruyor ve tekme atıyordum. Pek işe yaramıyor ve bu beni endişelendiriyordu.
Bizi odadan çıkardı, koridorda kimse kalmamıştı. Bir adam yanımıza geldi. Kucağında Barlas vardı. Pis ellerini bebeğimden uzak tut!
"Arabaya götür." Çağatay evin arka tarafına ilerlerken bende kendimi bırakıp güç topladım. Aklımda oluşturduğum planı başarırsam ondan kurtulabilirdim.
Neredeyse tüm evi dolaştık. Evde gerçekten kimsenin olmadığını görünce rahatladım. Arka bahçeye yaklaştığımızı fark ettim tam zamanıydı. Bacaklarımı birleştirip tüm gücümle kasığına tekme attım. Affalladı ve duraksadı, o sırada omzundan inip ondan uzaklaşmayı başardım. Kasığını tutarak sızlandı. Arkamı dönüp koşmaya başladım. Bacağımın acısına rağmen bu kadar hızlı koşabilmem bir mucize olmalıydı.
"Kayra!" Mert abi beni fark edince Berke Bey ve diğerleri de bana döndü. Duraksadığımı bile fark etmemiştim. Uzun uzun soluklandım. Nefessizlikten ölecektim!
"Kata arkana bak!"
Yine ismimi yanlış telaffuz etmesine sinirlenemeden ağzıma dayanan ve belimden sıkıca tutan eller yüzünden olduğum yerde kaldım. Başımı çevirmeyi başardığımda biraz önce Barlas'ı taşıyan adamı gördüm. Saçımdan çekti ve başımı kaldırmamı sağladı. Silahın başını çenemin altında dayarken bizimkiler korkuyla bana bakıyordu.
Ama o an umrumda değildi. Çünkü Barlas'ı Melisa'nın kucağında görmüştüm.
O kurtulmuştu! Ama adam kaçmayı başarabilmiş ve şimdi beni yakalamıştı."Silahlarınızı indirin!" Diyerek bağırdı adam. Silahı öyle sıkı bastırıyordu ki, biraz daha böyle kalırsak kusacaktım.
Adamlar tereddütle Berke Bey'e baktılar. Berke Bey başını sallayınca herkes silahlarını indirdi.
"Yenilen pehlivan güreşe doymazmış." Dedi Berke Bey alayla, şuan bulunduğumuz durum umrunda gibi görünmüyordu. Sigarasını yaktı ve derin bir nefes çekti.
"Fazla kaşınma Işık." Dedi adam belimdeki eliyle belimi okşayarak. Berke Bey kaskatı kesildi ama o alaycı tavrından ödün vermedi.
"Ona dokunan ellerini kıracağım farkındasın, değil mi?"
"Ulaşabilirsen belki." Dedi aynı gevşeklikle. Bakışlarımı evin kenarında saklanan Çağatay'a çevirdim. Sırıtarak adamına ve bana bakıyordu. O an aklıma dank etti.
Bu şey, beni öldüremezdi.
Çağatay bana saplantılıydı, onun gözü önünde beni öldürürse kendi de ölürdü ki ona ihanet edeceğini hiç sanmıyordum.
Yani şuanda yaptığı her şey blöftü. Bunu fark edince rahatladım ancak bu rahatlığım adamın Berke Bey'i kışkırmak için elini yukarıya çıkarmasıyla bozuldu. Bir Berke Bey'e, bir Çağatay'a baktım.Aptal, böyle yaparak Çağatay'ı da kışkırtıyordu ve farkında gibi durmuyordu.
"Çek ellerini!" Diyerek gürledi Berke Bey, ben bile titrerken adam kahkaha attı. Bedenimde gezinen eli beni fazlasıyla rahatsız ediyordu. İki elimle elini itmeye çalıştığım zaman tek eliyle bile beni engellemişti. Berke Bey rahatsız olduğumu fark etmiş olmalı ki bıkkın bir nefes verdi.
"Ne istiyorsun şerefsiz?"
"Bende ne zaman soracaksın diye bekliyordum." Dedi pişkin pişkin. "Çağatay Bey ve bana bir şey olmadan buradan çıkacağız. Tabii bu küçük fahişe de bizimle gelecek."
"Onunla düzgün konuş, ağzını sikerim senin!"
"Hiç sanmıyorum." Dedi silahı çenemin altından başıma çıkarırken. Ölmeyeceğimden emindim ancak Berke Bey blöfü anlamaz ve gitmemize izin verirse... İşte o zaman ölürdüm.
Ani panik bedenimi ele geçirdi, düşünmeden adama kafa attım. Acıyla gerilerken bende bedenimi ondan kurtardım. Berke Bey bana doğru koştu, ben ona doğru koştum.
Sonunda beni kolları arasına aldığında iki-üç el ateş sesi duydum. Berke Bey kendisini bana siper ediyordu. Hareket edemiyordum, sadece başımı göğsüne daha çok bastırdım.
Benimle birlikte bedeni yere düştüğünde neye uğradığımı şaşırdım. Vurulmuş muydu?! Hala bedeniyle bedenimi örtüyor ve kapalı gözleriyle üstümde yatıyordu.
Son ateş seslerini duyduğumda korumaların hepsi hızla etrafımıza doluştu. Berke Bey hareketsizce üstümde yatmaya devam ederken göz yaşlarımı tutamadım. Ölmüş olamazdı değil mi? Bu ihtimal beni yaraladı.
"Berke Bey, tehlike geçti." Korumalardan biri onu kaldırırken Berke Bey gözlerini açtı ve saçlarını karıştırdı. Gözlerim şok içinde açılırken daha çok ağlamaya başladım. Bakışları beni bulduğunda o an kim olduğu aklımdan çıktı. Sıkıca sarıldım ona.
Beni daha çok şaşırtan şey karşılık almak oldu. Belimdeki elleriyle büyük bir nezaketle hareket ettiriyor, rahatlamam için fısıldıyordu.
"Geçti Kayra. Geldim."
Hıçkırdım. Boynuna doladığım ellerimi bir an bile çekmedim. Dakikalarca yerde oturduktan sonra bir anda Berke Bey beni kucağına aldı. Beni zorlanmadan kaldırdığında düşmemek için bacaklarımı sıkıca beline doladım.
"Pilotu arayın. Bu gece geri dönüyoruz." Dedi Türkçe bilen kesime. Sonra diğerlerine döndü: "Siz de o köpeği bulmak için harekete geçin."
Korumalar dağılırken biz arabaya bindik. Hemen yan koltukta da Melisa ve Barlas oturuyordu. Gerçekten, şuan Berke Bey'in kucağında olmamı dahi sorgulayacak halim kalmamıştı. Bana acıdığı için mi bu samimiyeti gösteriyordu, yoksa gerçekten o da kendisini yatıştırmak için mi? Bilmiyorum.
Ama sonuç olarak onun kolları arasında, hatta kucağındaydım.
Kurtulmuştum.
![](https://img.wattpad.com/cover/309507382-288-k633903.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Süt Anne [BxB]
RomansaUyarı: Eşcinsel kurgu, şiddet, kan, mpreg ve unisex terimler içerir! Bebeğini kaybetmiş olan Kayra. Ve doğum sırasında eşini kaybetmiş Berke. "Bebeğim senden başkasının sütünü içmiyor Kayra." Berke bey, bize biraz daha yaklaştı ve olduğum yere iyi...