6-Sevdiği Çocuk

150 11 0
                                    

Maribalım'ın Ağzından

Okula giderken Kara Kedinin verdiği kolyemi de almayı unutmadım. Her zamanki gibi geç kaldım her zamanki gibi öğretmenden özür diledim ve her zamanki gibi Alya'nın yanına geçtim. Yani her zamanki gibi bir gündü. Tabi teneffüste bu durum değişti. Adrien'ın yanına gidecektim ki vazgeçtim. Artık emindim onunla arkadaş olarak kalmak daha iyi. Sanırım böyle daha mutlu olacağım. Evet artık Adrien'dan vazgeçeceğim ve kendimi üzmeyeceğim... Diye düşünüyordum ki Adrien yanıma geldi.

Adrikins'in Ağzından

Okula vardığımda Marinette'in hala gelmediğini gördüm, aslında şaşırılacak bir şey değildi. Marinette yine geç kaldı sadece. Biraz uzun mu sürdü, başına bir şey mi geldi? Nerede kaldı acaba? Hah geldi, niye bu kadar geç kaldı ki?

-Geç kaldığım için özür dilerim Bayan Bustier.
-Önemli değil Marinette sadece iki dakika geç kalmışsın.
-Kızım niye geç kaldın, birileri merak etti seni.
Hadi ama Alya, sen herşeyi nasıl anlıyorsun ki? Neyse ki Marinette not defterini çıkarmakla uğraştığı için Alya'nın dediğini anlamadı. Marinette'te bir farklılık vardı. Kolyemi takmıştı. Neden bu kadar mutlu olduğumu bilmiyorum ama için de akuma olmayan kelebekler uçuştuğunu hissedebiliyorum. Teneffüste neşeyle Marinette'in yanına gittim. Tıpkı her gün Marinette'in yaptığı gibi.

-Selam Marinette, kolyen ne kadar güzel.
-Şeyy t- teşekkürler Adrien. Bir ark-
-Nerden aldın?
-Hediye. Bir ark-
-Hediye mi, sevgilin mi aldı?
-Sevgilim mi, hayır arkadaşım aldı.
-Yani sevgilin var?
-N-ne? Hayır, maalesef yok. Sevdiğim bir çocuk var ama sevgilim yok.
(Bunu mutsuz ve gözlerini benden kaçırarak söyledi, sanki benim yüzümden mutsuz gibiydi)
-P-peki sevdiğin çocuk kim?
-Şeyy t-tamam se-seninle bir oyun oynayalım. Şimdi b-ben bahçeye gidip sevdiğim ç-çocuğun elini tutayım. Zaten arkadaş olduğumuz için garipsemeyecektir. Sen de beni izle.
-T-tamam.

Çok şaşırmıştım. Çok hızlı konuşuyordu ve heyecanlıydı. Elimi tuttu ve bahçeye koştuk. Merdivenlerden inmeden önce iki elimi de aldı ve sıktı.

-Bana şans dile.

Sonra gidip Alya ve Nino'yla sohbet etmeye başladı. Bense yaklaşık beş dakika daha doğrusu teneffüs bitene kadar orada kaldım. Ertesi teneffüste tekrar yanına gittim. Marinette çok mutlu görünüyordu.

-Marinette ben kim olduğunu anlamadım. Yani kimi sevdiğini.
(Neşesi aniden söndü, ben bunun kadar bir yıkılış görmedim.)
-A-anlamadın mı, ş-şey tabi anlamazsın çünkü bugün gelmemiş, ilk teneffüs olduğu için farketmemişim, ben de kimse bir şey anlamasın diye yanına dönmedim.
-Alya bilmiyor mu?
-Umm evet, hem sen hoşlandığım çocuğu napıcaksın ki! Yani neden umrunda, niye önemsiyorsun ki, sana ne!

Hem çok sinirliydi hem de dokunsan ağlayacaktı. Neden böyle oldu bilmiyorum sadece onu utandırmak çok güzeldi. Ne bileyim, kızarıyor ve heyecanlanıyordu, çok tatlıydı. Ve konu sevdiği çocuğa geldi. Ah ben pisliğin tekiyim. Koridorda kendimi azarlarken Plagg gömleğimin altından çıktı ve dünyamı başıma yıkacak şeyi söyledi:

-Akuma alarmı!

Bölüm geciktigi için uzatmaya çalıştım. Umarım beğenmişsinizdir. Yakın zamanda yeni bir kitaba başlıyacağım o yüzden bu kitabı bitirmeye uğraşıyorum. Bölümleri olabildiğince hızlı atacağım. 429 kelime 🌸🌸🌸

Balkon #MarichatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin