Adrikins'in Ağzından
Marinette'in yanında oturmak benim için biraz garipti. Çünkü bana iyi davranmadığını ağzımdan kaçırınca üzülmüştü ve bana iyi davranmaya çalışıyordu. Bense çabucak akşam olmasını ve Kara Kedi olarak onunla rahat rahat konuşabilmeyi bekliyordum. Aslında herşey eskisi gibiydi. Bu beni biraz rahatlatıyordu. Okul bittiğinde rahat bir oh çektim. Ama sorun oh'u sesli çekmem.
Yazarın Ağzından
*Zil çalar*
-Oh, sonunda.
-Benden bu kadar mı nefret ediyorsun!
-N-ne?
-Bak ben bir şey dedim ve sen de anladın, anlamamazlıktan gelme.
-Hayır cidden öyle değil!
-Lütfen daha fazla konuşma.
-Hayır Marinette yanlış anlıyorsun.
-Tamam. Görüşürüz.*Marinette sınıftan çıkar*
-Marinette dur!
-Hey dostum noldu?
-Boş ver Nino, boş ver...
-Hadi ama bu kadar moralini bozma, barışırsınız.
-Anlamıyorsun dostum, anlamıyorsun...Adrien cidden çok üzülmüştü. Marinette'i bir kez daha üzmek onu cidden yıkmıştı. Marinette ona bağırarak hızlıca sınıftan çıkmış, herkes onlara bakmıştı. Adrien o gece Marinette'in yanına gitmekten vazgeçti.
Aradan bir iki gün geçti. Herkes anlıyordu Adrien'ın Marinette'i sevdiğini ama Marinette anlamıyordu. İşler tersine dönmüştü. Adrien neredeyse her gün "Bu gece Marinette'in yanına gideceğim." diyor ama yine de gidemiyordu. Marinette ise kendi kendine bir söz vermişti ve cidden sözünü tutuyordu. Adrien'ın yüzüne bile bakmıyordu. Adrien bir gün tüm cesaretini topladı.
Adrikins'in Ağzından
Bugün cidden Marinette'in yanına gideceğim. Evet bu akşam. Daha fazla dayanamayacağım çünkü. Belki benden nefret ediyor ama Kara Kedi'yle bir sorunu yok değil mi?
Hafta sonundayız ve bu akşam ödevini bitirmek için evde olacak. Herşey çok iyi. Ne konuşacağımı ise günlerdir düşünüyorum. Normal rahat Kara Kedi olarak rahatlıkla konuşabilirim. Onu özledim ve cidden onunla konuşmaya ihtiyacım var. Benden nefret ettiğini bilmek canımı yakıyor. Sadece onu görmek, onunla konuşmak, gülümsemesine bakmak, o yumuşacık ve kıvırcı- mavi saçlarına dokunmak istiyorum. *yazar: -pardon:')*
Onun yanına gittiğimde yatağına uzanmış, tavana bakarak şarkı dinleyen bir Marinette gördüm. Gözünden süzülen birkaç damla yaş yanağında kurumuştu. (Şarkı:medya)
-İçeri girebilir miyim prenses?
-Kara Kedi?Telaşla yattığı yerden doğruldu. Kısa kollu bir tişört giydiği için gözyaşlarını silmek için tişörtünün kenarını yüzüne doğru götürdü. Sütyeni gözüküyordu. Bir an kıpkırmızı oldum ve öksürmeye başladım. Ama o bunu farketmedi. Ben de utandırmamak için bir şey söylemedim.
-Seni buraya hangi kuşun getirdi? Buralara pek gelmezdin •-•
-Uzun zaman gelemediğim için üzgünüm. Sanırım hasretime dayanamiyorsun.
-Ne alakası var! Diyorum ki senin sevgin de büyük sevgiymiş, beni görmeye hiç gelmiyorsun.
-Sen de beni özlüyorsun işte.
-Hiç de bile!
-Özledin.
-Hayır.
-Özledin.
-Hayır dedim....
"İşleri tersine çevirmek" biraz klişe ama benim hikayemin gidişatına çok uyduğu için ekledim. Bölüm biraz yavaş geldi ama beğeneceğinizi umuyorum. Diğer bölüm de hazır sayılır. 383 kelime 🌸🌸🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Balkon #Marichat
FanfictionKedi artık leydisinden ümidi kesmişti. Biriyle dertleşmesi gerekiyordu.