Maribalım'ın Ağzından
Adrien sevdiğim çocuk hakkında sorular sorunca daha önce kurduğum bin bir türlü planlarımdan birini uygulamaya karar verdim. Ama o anlamadı. Oracıkta ağlayabilirdim, ağlamamak için kendimi tutmaya çalışırken o dedi ki "Ben kimi sevdiğini anlamadım." Ya yeter, benim suçum ne, ben ne yaptım da her şey ters gidiyor! O kadar sinirlendiğimi daha doğrusu o kadar sinirimi dışarı yansıttığımı hatırlamıyorum. Koşarak lavaboya gittim ve yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda ise ağlayan bir Marinette gördüm. Sonra arkamdan bir şey geldiğini hissettim. Bu bir akumalıydı. "Bu Nathaniel." diye düşündüm. Domates gibi kafasından kim olduğunu anlamak zor değildi.
-Neden ağlıyorsun? Seni kim ağlattı?
Benim için endişelendiğini görünce afalladım. Bir akumalının nefret kusmasını beklerdim.
-Yarım saat sonra buluşalım mı? Senin için hazırlanacağım.
-Tamam, sen nasıl istersen!Sevinçle uzaklaştı. Sonra yüz ifadesi değişti ve "Ağlatanlar ağlamalı" gibi birşeyler mırıldandı. Hemen dönüştüm. Kara Kediyi bulmalıydım.
Adrikins'in Ağzından
-Marinette!!! Neredesin! Marinette!
Plagg'in sözünü duyar duymaz Marinette'i aramaya başladım. Bulamayınca Kara Kediye dönüştüm. Hala sesleniyordum.
-Marinette!!!
-Kara kedi?Kafamı çevirdiğimde Uğur Böceğini gördüm.
-A sen miydin? Akumalının kim olduğunu öğrenebildin mi?
-Evet, lise üçüncü sınıf öğrencisi bir genç.
-N-ne? Marinette!! Agh hepsi benim yüzümden. Akumalı o mu?
-Hayır Nathaniel adlı bir genç. Nathaniel be- Marinette'den hoşlanıyor ve sanırım Marinette için akumalanmış.Maribalım'ın Ağzından
Kara Kedi benim için yani Marinette için bayağı endişelenmişti. Ama beni üzecek bir şey yapmadı ki.
-Tamam böcüşüm, akumalıyı yenmek için bir planın var mı?
-Evet, birine ihtiyacımız var.Yazarın Ağzından
Uğur böceği yoyosunu okula doğru salladı ve Alya'ya tilki mucizesini verdi. Planını anlattı. Rena Rouge, Marinette ve Uğur Böceği; Nathaniel'la daha doğrusu Soullover'la buluşmaya gittiler.
-Herkes birbirine iyi davranacak! Kalp kıranlar cezalandırılmalı! Ağlatan ağlamalı!
Rena Rouge, illüzyondan oluşan Marinette'i Soullover'ın yanına gönderdi. Ve illuzyonu konuşturmaya başladı.
-Nathaniel? Bu sen misin?
-Hayır güzellik. Nathaniel yok artık. Ben Soullover ve kalp kıranları cezalandırmak için buradayım. Senin güzelim kalbini kıran kimse ona da cezasını vereceğim.
-Ceza mı? Nasıl bir ceza?
-Kalp kıranlar zaten kalpsiz ve ruhsuzdur, ruhlarını alacak ve daha da güçleneceğim.Soullover, annesi istediği şekeri almadığı için ağlayan bir erkek çocuğu gördü. Turuncu asasını anneye doğrulttu ve asadan çıkan ışınla kadını bir periye çevirdi. Turuncu elbiseli peri Soullover'ın arkasındaki orduya katıldı. Bu ordu tıpkı az önceki anne gibi turuncu elbiseli perilerden ve turuncu takım giyen hayalet gibi adamlardan oluşuyordu.
Rena, Marinette'i konuşturmaya devam etti.-Ama bu işleri daha da kötüye götürür. Neden onları yok etmek yerine iyi bir insana dönüştürmüyorsun?
-Ama böyle daha iyi, sen neden karışıyorsun ki? Umrunda olmadığımı sanıyordum.
-Çünkü sen beni seviyorsun ve ben de senin kalbini kırmamaya çalışıyorum. Tam senin istediğin gibi. Şimdi dediğimi dinleyecek misin?
-Şey bilmiyorum, ne yapmamı istiyorsun ki?
-Akumanın yerini göstermeni.
-Akuma, siyah şey mi?Ters köşe yaptığımı düşünüyorum. Marinette'in akumalandığını sanmış mıydınız? Eğer öyle düşündüyseniz sizin için heyecanlı bir bölüm olmuş olmalı. Umarım sevmişsinizdir. 437 kelime 🌸🌸🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Balkon #Marichat
FanfictionKedi artık leydisinden ümidi kesmişti. Biriyle dertleşmesi gerekiyordu.