on birinci mektup & 24. hafta 🧚🏻‍♀️

704 106 8
                                    

Bir tanem...

Bu defa mektuba heyecanla başlayamadım o yüzden beni bağışla. Çok mutsuz ve kötü hissediyorum. Nedeni ise tamamen benden kaynaklı aslında.

Hyunjin babanı üzdüm ve ağlattım hem de boş yere. Saçma sapan kıskançlık krizlerim ve yanlış anlamalarım yüzünden...

Benimle konuşmak istemiyor ve haklı. Berbat biriyim ve sana kötü bir ebeveyn olmak en büyük korkum. Seni de üzmekten ve korkutmaktan korkuyorum. Benden nefret edip Hyunjin babanı daha çok seveceksin diye çok korkuyorum.

Aramız düzeldi gibi ama hâlâ soğukluk var. Baban mecbur kalmadıkça benimle konuşmuyor. Kendimden nefret ediyorum.

Yine gözyaşı ıslattı kağıdı ama bu seferki gözyaşı tamamen üzüntüden. Diğerlerinde ise heyecan ve mutluluk vardı.

Çok fazla yazamayacağım özür dilerim. Kendimi iyi hissetmiyorum.

Seni çok seven baban Lee Hwang Felix ❣️

🧚🏻‍♀️

Felix elini karnında gezdirerek mağazanın içinde eşyalara bakınıyordu. Küçük kızı için biraz kıyafet bakmaya karar verdi ve bebek mağazasının içine girdiğinde bir sürü kıyafet vardı. Hele kız bebekler için çeşit çok daha fazlaydı.

Felix askıda duran çilekli tulumu aldı ve hayranlıkla baktı. Küçük civcivi çok tatlı dururdu bunun içinde. Bir de çorapları vardı ve kelimenin tam anlamıyla minicikti. Felix o kadar mutluydu ki sanki bir ormanda yürüyordu ve etrafında kuşlar cıvıldıyordu. Çok pozitif hissetti ve elini karnında gezdirdiğinde kızı minik tekmesini savurdu.

''Oh küçük hanım sen de beğendin mi? Alalım mı bunu ne dersin? Evet evet bence de çok güzel durur. Sana çeşit çeşit kıyafet alacağım bir tanem. Hepsini tek tek giydireceğim sana.''

Kıkır kıkır gülerken başını kaldırdı ve etrafına bakındı. Hyunjin nereye kaybolmuştu birden?

''Hyunjin! Baksana şunlara ne kadar da minik!''

Hyunjin'e seslendi ama Hyunjin'in ileride bir kadınla gülüştüğünü gördüğünde tüm pozitif enerjisi saniyede yok oldu. Yürüdüğü ormana kara bulutlar çökerken kuş cıvıltıları da susmuştu.

Artık Felix'in damarlarında kanla birlikte kıskançlık da akıyordu. Tulumu yerine koydu ve sinirle astığı yüzüyle Hyunjin'e baktı. Duymamıştı bile ahmak.

Yine de insan içinde kendisini rezil etmek istemediği için sustu. Eve gidince hesabını soracaktı ama.

Derin derin nefesler alırken kendisini sakinleştirmeye çalıştı. Sahi ne dikilip duruyordu öylece? Gidip ikilinin muhteşem muhabbetine katılsa iyi olurdu.

''Demek bir kızınız olacak ne kadar tatlı!''

Kadın Hyunjin'e gülümsediğinde Felix asık suratla yanlarına geldi. Hyunjin başını çevirdiğinde bittiğini anladı çünkü Felix her zamanki minnoş bakışlarıyla bakmıyordu.

Tatlı civciv Felix yırtıcı bir kuşa dönüşmüştü.

''Bir tanem beğendin mi bir şeyler?''

''Ağrım var ve midem bulanıyor.'' Yalan.

''Tamam aşkım. Hastaneye gidelim mi?''

''Hastanelik bir durum yok Hyunjin. Eve gitsek iyi olur.''

Felix konuştu ve sonra arkasını dönerek yürümeye devam etti. Kadına ayıp olması umurunda değildi. Ayrıca neden ayıp olsundu ki? O kadın kimdi?

baby & letters | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin