baby & letters | hyunlix

on üçüncü mektup & 34. hafta 🧚🏻‍♀️

Merhaba minik kurabiyem!

Doğmana tam dört hafta kaldı inanabiliyor musun? Yalnızca dört hafta sonra sen kollarımızda olacaksın bu inanılmaz bir şey. Duygularım o kadar karman çorman ki bazen hüngür hüngür ağlayasım varken bazen de kahkahalar atasım geliyor.

Sana çok uzun zamandır yazamadığımın farkındayım ve seni çok özledim gerçekten. Şu iki ayda oldukça fazla çalıştım ve bazen hasta oldum. İzine ayrılacağım için son zamanlarımı çok çalışarak değerlendiriyorum. Tabii bu da Hyunjin babanı delirtiyor.

Nihayet izine ayrıldım ve Hyunjin baban ile hafta sonu için kaçamak yapmaya karar verdik. Bizim için iki günlüğüne ev kiralamış ve ev gerçekten muhteşem. Orman ve deniz iç içe. Şehrin boğucu havasından uzaklaşıp böyle bir yere gelmemiz sahiden de çok iyi oldu. Temiz hava çok dinç hissettiriyor.

Bu hafta başında izin dilekçemi verdim. Cuma günü Hyunjin baban işten çıkınca yola çıktık ve pazar gecesi eve geri döneceğiz. İki gün değişiklik yapmak istedik bence çok iyi oldu.

Oh yazılarım gittikçe kaymaya başladı çünkü uyuyorum. Doğuma yaklaştıkça daha çok uyuyakalmaya başladım. Bazen hiç iyi olmuyor bu durum.

Şimdilik görüşmek üzere tatlım. İlk fırsatta yazacağım sana.

Seni çok seven baban Lee Hwang Felix ❣️

🧚🏻‍♀️

Felix kanepeye uzanmış televizyonu izlerken bir yandan da iyice büyümüş karnını okşuyordu. Küçük civciv arada tekme atıyordu. Felix kanalları zaplarken kapı açıldı ve Hyunjin geldi. Felix'i kanepede uzanır vaziyette bulduğunda yanına gitti ve alnını öptü. Felix huzurla gülümsedi.

''Hoş geldin.'' Uykulu sesiyle mırıldandı.

''Merhaba bebeğim. Uyuyor muydun?''

''Hayır. Sadece uykum geldi ama uyumadım.''

''Bir şeyler yedin mi?''

''Seni bekledim. Yemekler hazır.''

''Felix ne konuşmuştuk?''

''Hayatım tüm gün boyunca evdeyim zaten. Yatıp uyumaktan başka şeyler de yapmak istiyorum.''

''Ama yoruluyorsun bir tanem ve ben bunu istemiyorum.''

''İyiyim ben endişelenme gelinciğim.'' Felix Hyunjin'in elini tuttu ve öptü.

Yemekten sonra Hyunjin bulaşıkları topladı ve Felix'e bitki çayını hazırladı. Rahat uyumak için içiyordu. Felix boş bardağı sehpanın üzerine bıraktı.

''Uykum geldi.''

''Hadi gel sevgilim.''

Hyunjin Felix'i yatak odasına götürüp pijamalarını giydirdi. Felix'in karnını öptü ve küçük civcivleri bir tekme daha attı.

''Çok hareketli.''

''Artık gelmek istiyor.''

''Babayı zorlamak yok tamam mı prenses?''