Merhaba tatlım!
Bu hafta kontrole gittik ve doktor senin bir erik büyüklüğünde olduğunu söyledi. Kolların ve bacakların belirginleşmeye başlamış. Ayrıca ses tellerin de oluşumunu tamamlamak üzereymiş. Ciddi ciddi büyüyorsun güzelim bu inanılmaz güzel bir şey!
Karnım büyümeye başladı ve yalnız kaldığımda seni sürekli seviyorum. Artık mide bulantılarım azaldı. Evet hâlâ kusuyorum ama eskisi gibi sık gerçekleşmiyor. Yorgunluk ve baş dönmesi hissediyorum.
En güzel kısmı ise etrafımıza senden bahsettik! Tüm arkadaşlarımız ve ailemiz çok mutlu oldular. Bir gün baban bana iyi hissedip hissetmediğimi sordu. Ona iyi hissettiğimi söyledim ve ne olduğunu sordum. Amcanlar bizi tebrik etmek için ziyaret etmek istiyorlarmış. Seve seve kabul ettim.
Benim hyungum olan Minho amcan, eşi Jisung ve oğulları Jeongin ile babanın hyungu Chan amcan, eşi Changbin hyung ve oğulları Seungmin geldiler. Gelirken bir şeyler de getirmişler. Zaten baban temizliği ve hazırlığı yapmıştı onlar gelmeden önce.
Hepsi çok mutlu ve heyecanlıydı. Özellikle iki afacan Jeongin ve Seungmin daha neşeliydi. Seungmin 6 yaşında Jeongin ise 5 yaşında. En küçükleri sen olacaksın miniğim. Sana mükemmel birer abi olacaklarından eminim.
Ne güzel bir şey insanın sevilmesi ve etrafında birilerinin olması. Herkes büyük bir mutlulukla senin gelmeni bekliyor küçücüğüm.
Çok duygulandım, kağıt ıslanmaya başladı. Bir sonraki mektupta görüşmek üzere bir tanem.
Seni çok seven baban Lee Hwang Felix ❣️
🧚🏻♀️
Hyunjin ve Felix eve girdiklerinde ikisi de yorgunca kendilerini kanepeye attı. Felix gözlerini kapatmışken karnında hissettiği dokunuşla gülümsedi. Hyunjin Felix'in yanağına bir öpücük kondurdu.
Hyunjin başını Felix'in dizlerine koydu. Felix de Hyunjin'in uzun saçlarıyla oynadı, kocasının yakışıklı yüzünü okşadı. Hyunjin mayışırken gözlerini kapattı ve Felix Hyunjin'in yanaklarını sevdi.
"Uykun mu geldi?"
"Hm hm."
Felix kıkırdadı. Hyunjin'in yanağını avucunun içiyle okşadı.
"Umarım bebeğimiz sana benzer."
"Neden?"
"Çünkü sen çok yakışıklısın. Genlerini senden alsın."
"Sen nesin peki?"
"Eh ben de orta halliyim diyelim."
Hyunjin Felix'in kazağını kaldırıp göbeğini öptü ve bebeğini sevdi.
"Bu baban neler söylüyor böyle bebeğim?"
Hyunjin'in bu hareketine Felix kahkaha attı.
"Yalan mı?"
"Yalan tabii. Kendine haksızlık ediyorsun bir tanem. Küçük civciv senin gibi bir babası olduğu için çok şanslı."
Hyunjin Felix'in belirginleşmeye başlayan karnını sevdi.
"Vov civciv mi?"
"Evet ama bu küçük civciv."
"Ben neyim büyük civciv mi?"
"Nasıl da biliyor kendini."
Doya doya sarılıp öpüştüler. Felix kilo almaya başladıkça yanakları da dolgunlaşıyordu. Hyunjin Felix'in minik burnuna bir öpücük kondurdu.
"Bebeğim yarın akşam bir şey var mı?"
"Nasıl yani?"
"İşin falan var mı ya da kendini iyi hisseder misin?"
"İyiyim Hyunjin bir şey yok. Ne oldu?"
"Chan hyung aradı bugün yarın akşam bizi tebrik etmek için ziyaret etmeye gelmek istiyorlar. Tabii müsaitseniz dediler. Eğer iyi hissetmiyorsan başka zaman da olur."
"Yok yok ben iyiyim aşkım. Zaten ilerleyen zamanlarda daha da ağırlaşacak vücudum. Hazır daha çok kilo almamışken gelsinler."
"Kilo işine üzülmemeni söylemiştim ama. Bebeğimiz için bunun olması gerekiyor. Önceliğimiz senin ve küçük civcivin sağlığı tamam mı?"
Felix başını salladı. Hyunjin Felix'in alnını öptükten sonra yemeği hazırladı. Hyunjin her şeyi kendisi yapıyor, Felix'i asla yormuyordu.
''Kendimi kötü hissediyorum böyle ama.''
''Neden?''
''Her şeyi sen yapıyorsun Hyunjin. Yardım etmeme de izin vermiyorsun.''
''Alt tarafı yemek yaptım bebeğim ne var bunda? Küçük civciv ve sen yorulmayacaksınız.''
Ertesi sabah uyandıklarında Felix çok durgun ve mutsuzdu. Berbat bir rüya görmüştü ve etkisi bir türlü geçmiyordu.
''Lixie? Sevgilim iyi misin?''
Hyunjin endişeyle kendisine bakıyordu. Felix dayanamadı ve ağlamaya başladı. Hyunjin hemen kollarına aldı sevgilisini.
''Ne oldu benim civcivime?''
''H-hyunjin beni terk etmezsin değil mi?'' Gözyaşları içinde sordu.
''Hayda, bu da nereden çıktı sabah sabah? Hem ben aklımı mı kaçırdım da seni terk edeyim hm?''
''Çünkü rüyamda tam olarak öyleydin! Daha doğrusu kabusumda.''
''Ne olduğunu anlatmak ister misin?'' Hyunjin Felix'in elini tuttu.
''Sen trafik kazası geçirmiştin ve hafızanı kaybetmişsin. Uyandığında beni hatırlamıyordun. Ne yapsam da beni hatırlamıyordun, sürekli tersliyordun. Sonra bir gün evi tamamen terk ettin ve daha sonra gelip boşanmak istediğini söyledin. Üstelik ceketinin cebinden kadın iç çamaşırı bulmuştum. Beni aldatıyordun. Of çok kötü ya!''
Hyunjin kahkaha atmamak için dudaklarını dişledi ama kendini daha fazla tutamadı. Kıkır kıkır gülmeye başladı. Felix kötü kötü baktı.
''Çok mu komik?''
''Aşkım benim ya neler görmüşsün sen öyle. Şu rüyadan yedi sezonluk dizi çıkar.''
''Gülmesene ya! Ne kadar iğrenç hissettim biliyor musun? Beni hatırlamamana mı kahrolsaydım yoksa aldatmana mı hiç bilemiyorum.''
Hyunjin ciddileşti.
''Seni terk ettiğime göre kafasızın teki olmalıyım.''
''Eh birazcık öyleydin.'' Felix kıkırdadı.
''Neyse güzelim üzme kendini. Rüya işte geçti bitti. Ben her zaman senin yanındayım. Üstelik küçük civcivimiz de hisseder sen çok üzülürsen.''
Hyunjin dizlerinin üzerine çöktü ve Felix'in karnını öptü. Felix'in içi sıcacık oldu.
''Seni seviyorum bir tanem.''
''Ben de seni seviyorum aşkım.''
Jeongin'i yine Minsung'un oğlu yaptım. Nasılım bence süper. Diğerlerinin ziyaretini de bir sonraki bölüm yazarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby & letters | hyunlix
FanficFelix ve Hyunjin yakında doğacak olan bebeklerine mektuplar yazarlar. [MPREG] Sevmiyorsanız okumamanız rica edilir. Tamamlandı. 10.05.22 - 06.08.22