baby & letters | hyunlix

on dördüncü mektup 🧚🏻‍♀️

Merhaba tatlı küçük civcivim!

Felix baban ile unutamayacağım bir hafta sonu yaşadım. Doğayla iç içe olmak ve yalnız kalmak kesinlikle çok iyiydi. Sen de iyice büyüdün ve yanımıza gelmene çok az kaldı. Gittikçe daha da sabırsızlanıyorum.

Eskiden daha uzun yazardım mektuplarımı ama doğmana az zaman kaldıkça yazamıyorum çünkü çok heyecanlıyım. Belki de yazıya dökeceklerimi direkt gözlerinin içine bakarak söylemek daha güzel olacaktır.

Kavuşmamıza yalnızca dört hafta kaldı. Seni çok seviyorum. Kendine ve Felix babana iyi bak.

Sevgilerimle <3

Seni heyecanla bekleyen baban Hwang Lee Hyunjin ❣️

🧚🏻‍♀️

Felix o sabah gözlerini yüzüne kondurulan öpücüklerle açtı. Kocasının yakışıklı yüzünü gördüğünde gülümsedi. Hyunjin'in en güzel görüntüsüydü bu.

''Çok uyudum mu yine?''

''Tatildesin sevgilim rahat bırak kendini.''

''Zaten iki günümüz var ve ben uyuyarak geçirmek istemiyorum.''

''Aşkım benim nasıl rahat ediyorsan öyle davran tamam mı?''

Hyunjin Felix'in sevimli yüzünü sevdi. Hamilelikte aldığı kilolarla çok sevimli duruyordu.

''Seni seviyorum.''

''Ben de seni seviyorum.''

Kıkırdadılar ve öpüştüler. Bir süre yatakta kaldılar. Felix başını Hyunjin'in omzuna yaslarken Hyunjin de Felix'in karnını okşadı.

''Dört haftamız kaldı. Hâlâ inanamıyorum.''

''İlk öğrendiğimizde hiç geçmeyecek gibiydi. Şimdi ise gün saymaya başladık. Zaman ne çabuk geçiyor.''

''Sen söylemediğin sürece hiç anlamamıştım biliyor musun?''

''Bilmem mi? Ultrason kağıdını eline vermeme rağmen yine anlamamıştın.'' Felix güldü.

''O an ne hissedeceğimi hiç bilmiyordum cidden. Bebeğimizin olacağını öğrendiğimde çok şaşırmıştım.''

Felix gülümsedi ve Hyunjin'in yanağını öptü. Hyunjin başını eğip Felix'e baktı. Biriciği tıpkı bir peri gibiydi.

''Sence kime benzer?''

''Sana.''

''Gerçekten mi?''

''Hm hm.''

''Acaba onun da çilleri olur mu?''

''Bilmem ama umarım olur.''

''Sen çillerimi seviyor musun?''

''Evet. Gökyüzündeki yıldızlar gibi her biri çok eşsiz.''

Felix gözlerini kapattı. Hyunjin saçlarını öptü. Elini Felix'in karnında gezdirdi ve küçük bebeğinin minik darbesini avucunun içinde hissetti.

"Seni hissedince hep böyle yapıyor. Nasıl anlıyorsa artık..."

"Babasını hissediyor. Tatlı prensesim benim. Doğduğunda onu hiç bırakmayacağım."

"Kıskanırım ama."

Hyunjin kahkaha attı. Felix çok masum ve tatlıydı.

"Aşkım benim kıyamam sana."

Felix hissettiği ağrıyla yüzünü acıyla kastı. Bir yandan da Hyunjin'e belli etmemeye çalışıyordu.

"Felix?"