Ve işte şimdi buradaydın.
Belki de onu izlemek için kaç kez geldiğin Ragako'da. Mekanın her köşesini öyle iyi biliyordun ki. Kendisini katılmak için zorladığın, beraber kaç defa sahne arkasında veya konser öncesinde, sonrasında, zaman geçirdiğin, erkek arkadaşının elektro gitaristi olduğu grubun konserinde, elinde almak için para verdiğin bir biletle.
Mekanda dehşet bir uğultu vardı. İnsanları iterek ve kimisinin içkisinin dökülmesine sebep olarak ön sıralara doğru ilerledin. Oraya konserin sonunda da gelebilirdin ama Eren'i son kez sahnede izlemek ve seni orada gördüğünde yüzünün alacağı şekli görmek istiyordun.
Grup sahneye çıkarken büyük bir alkış koptu. O sahneye çıkarken Eren'i göz hapsine aldın. Omzuna inen dağınık saçlarının bir kısmını zahmetsizce topuz haline getirmiş, geri kalanını açık bırakmıştı. Üzerinde kendisine yapışan, boğazlı siyah bir bluz, siyah deri bir ceket ve bacaklarının tüm hatlarını yumuşak ışıkta göz önüne sererken aslında kendisine dar geldiği çok net belli olan siyah bir pantolon vardı. Bu şekilde çok iyi göründüğünü istemeden de olsa kabul ettin. Hatta onu izleyen her insanın aklını başından alabilecek kadar iyi. Kırmızı gitarını boynundan geçirirken neredeyse küstah diyebileceğin bir ifadeyle etrafını izliyordu.
Aklına sana sürekli "Nasıldım? Pek iyi değildi, değil mi?" diye soran, yıllar önceki Eren gelmeden edemedin. Onu izlerken boyun kasların gerilmiş, sıkılmaktan çenen dışarı fırlamıştı.
Buraya bak orospu çocuğu, diye düşündün. Bana bak.
Ama sana bakmıyordu. Kafasını hafifçe sallayarak şarkıya girerken bunun belki de onun zalimce oyunlarından biri olduğunu düşündün. Seni fark edip de görmemezlikten gelmesi gibi. Ama konser ilerlerken ve o yarı kapalı gözlerini başka bir noktaya, birilerine, dikmiş dudaklarını ıslatırken, onun bile bu kadar zalim olamayacağını ummak istedin.
----
Konser sona erdiğinde kalabalığın dağılmasını bekledikten sonra sahne arkasındaki, grupların dinlenme odasına doğru yöneldin. Orayı daha önce birçok kez ziyaret etmiştin. Karanlık koridorun başındaki uzun boylu, kaslı ve sert yüz hatlarına sahip, kirli sakallı, sarışın bir adam seni durdurdu.
Ne hoş, diye düşündün. Grubun güvenlik görevlisi falan mı bu?
Koridorda çok geçmeden sana doğru ilerleyen bir karartı gördüğünde, kulaklarını dolduran ses tanıdıktı.
"Armin?" dedin, onu seçemeyerek. Karartı sana doğru ağır adımlarla ilerledi. Sarışın korkutucu adamın ve senin yanındaydı şimdi.
Armin seni tedirginlikle dolu gözlerle süzerken sana sanki "Burada olmamalısın." dermişçesine bakıyordu.
"Eren." dedin sabırsızlıkla. "Hala burda mı? Yoksa onu öldürmek için daha fazla uğraşmam mı gerekiyor?"
Armin büyük mavi gözlerini şimşek hızıyla senden kaçırdı. "Şu an müsait değil." diye yanıtladı sessizce.
Uzun sarışın adam bir sana bir Armin'e bakmaya devam ediyordu.
"Müsait olup olmaması umrumda değil Armin." dedin, kıvılcımları sesinde kendini belli etmeye başlayan öfkeyle. "Eren hangi cehennemdeyse onu görmek istiyorum. "Bana sikik bir hayranınızmışım gibi davranma."
"Bu pek iyi bir fikir değil." diye üsteledi Armin, sana konuyu bırakman için yalvaran gözlerle. Ama aksine, tavrı seni daha da inatçı hale getiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Softcore (+18) // Rockstar Eren Yeager x Reader
FanfictionGözlerini ondan ayırmadan Eren'i dikkatle izliyordun. Grubun diğer üyeleri o an umrunda bile değildi. Seni bile şaşırtan bir ümitsizlikle kalabalıkta seni fark etmesini diledin içinden. Bana bak,buraya bak. Eren kafasını eğip, spot ışıklarının al...