Yangın

319 15 1
                                    

Sıcak. Etraf fazlasıyla sıcaktı. Jennifer bir eliyle yüzünü kapatıyor diğer eliyle de yönünü bulmaya çalışıyordu. Nerede olduğunu başlarda anlayamadı ancak duvarda yanmakta olan posterlerden ve deney tüplerinden laboratuvarda olduğunu anladı. Nasıl gelmişti buraya? Neden yalnızdı? Nefes almakta güçlük çekiyor, dumandan önünü dahi göremiyordu. Yavaş ve dikkatli adımlarla orda olduğunu düşündüğü masaya doğru ilerlemeye çalıştı. Kırık deney tüplerinin sesleri her yere basışında duyuluyordu. Ilerledi. Masaya ulaştığında geriye sadece yanan tahtalar kalmıştı. Artık güçlükle ayakta duruyordu. Etrafına bakındı ancak hiçbir şey göremedi. Pencere önlerindeki masalar, kapı önündeki moloz yığını ve hatta tam da Jennifer bunlara bakarken yanına düşen yanan tahta parçası onun hareketini oldukça kısıtlamıştı. İçinden" Buraya kadarmış demek" diye geçirdi. Öksürerek yere uzandı. Elleri ile yüzünü kapatıyor, derin nefesler almaya çalışıyordu. Gözleri kapanmak üzere iken bir el onu buradan çekip çıkarttı. Jennifer kan ter içinde sıçrayarak uyandı. Etrafına bakındı. Neredeydi? Yatağında olduğunu anlaması biraz vakit aldı. Elinin tersiyle alnını sildi. Saate baktı. Saat gecenin dört buçuğuydu. Yatağından yavaşça kalktı ve odasının kapısını açtı. Yan odada annesinin uyduğunu kapı aralığından görebiliyordu. Aşağı indi ve mutfağa yöneldi. Dolabı açtı. İçinden su dolu kavanozu aldı. Bir bardak buldu ve suyunu içerken olanları düşündü. Neydi şimdi bu? Uzun zamandır rüya dahi görmezken bu tarz bir rüya nereden çıkmıştı? Suyu tekrar dolaba koydu ve yavaş adımlarla odasına çıktı. Yatağına uzanırken aklına bulduğu not geldi. Annesine sorma fırsatı bulamamıştı. Tekrar uykuya daldı...
Sabah olduğunda annesi çoktan evden ayrılmıştı. Hazırlandı ve servisi beklediği köşeye doğru yürüdü. Çantası düne göre daha ağırdı çünkü projesi için gerekli malzemeler vardı. Üçüncü dersin sonunda laboratuvarda projesini hazırlayacaktı. Tabii ki tek başına. Servis geldi ve her zaman ki yerine oturdu. Okula geldiğinde dün gece gördükleri aklına gelse de önemsemedi. Okula girdi ve dolabına gitti. Anahtarı yanındaydı bu sefer. Etrafına bakıldı. Acaba buralarda mıydı? Dolabını açtı ve kitaplarını içine koydu. Üçüncü derse kadar her şey yolundaydı. Laboratuvara gitti ve projesi için gerekli olan malzemeleri hazırlamaya başladı. Deney tüplerini rafların üzerinden aldı. Malzemeleri ısıtmak için ocağı açtı. Fark etmediği, daha doğrusu ona söylenmeyen bir şey vardı. Ocakta yaklaşık bir haftadır gaz kaçağı vardı ve kimse bu duruma el atmamıştı. Jennifer bir yandan tüplere malzemeleri koyuyor diğer yandan çantasındaki defter ve kalemliğini çıkartıyordu. Ocağın yanındaki sandalyeden kalktı ve duvar kenarındaki lavaboya yöneldi. Lavaboya henüz vardığı sırada şiddetli bir patlama oldu. Jennifer ne olduğunu daha anlayamadan başka bir patlama sesi daha duyuldu. Jennifet'ın açtığı ocak patlamış, dahası diğer ocağı da tetiklemişti. Jennifer bir yandan elleri ile kafasını korumak için siper yapıyor, bir yandan da yere eğilerek yardım çığlıkları içinde kendini koruyabileceği bir yer arıyordu. Rüyasında gördüğü her şey birer birer gerçekleşiyordu. Kapıya yaklaşmak için hareket etmeye karar verdi ancak tavandan düşen bir moloz parçası önünü kesti. Ne yapacağını bilemez halde nefes almaya çalışıyor, mümkün oldukça az hareket etmesi gerektigini biliyordu. Artık nefes alamaz hale geldiğinde gözleri kapanmaya başladı ve olduğu yere yığıldı...
Gözlerini tekrar açtığında okul revirinde yatıyordu. Revir hemşiresi Bayan Smith elinde bir parça bez ve icinde su olduğunu tahmin ettiği bir kapla yanında bekliyordu.
- Ah nihayet gözlerini açtın. Iyi misin? Nasıl hissediyorsun?
Tek kelime edememisti. Nerede olduğunu kavramaya çalışıyor, dahası her tarafı ağrıyordu. Yavaşça doğrulmaya çalışsa da ağrıları izin vermiyordu. Bayan Smith ona yardım etti. Bu sırada kapı açıldı. Içeriye Jack ve Jennifer'ın annesi girdi. Öğrendiğine göre Jennifer ı içeriden Jack kurtarmıştı. Ona minnettar gözlerle baktı. Sonra yavaşça tekrar uzandı. Dinlenmesi için bayan Smith ve odadaki diğerleri dışarı çıkıyordu. Jennifer olanlara inanamıyordu. Rüyasında gördükleri gerçek çıkması bir yana oradan kurtulması bile bir mucizeydi. Gözleri kapanıyor, acı çekiyordu. Yorgun düşmüş olacaktı ki derin bir uykuya daldı...

SON RÜYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin