1.8: insanlar suçlamayı sever

85 17 3
                                    

18: insanlar suçlamayı sever

Oturduğum sandalyede gerinirken insanlar da kafeyi boşaltıyordu.

İçimde bu ders çalışma isteği nereden gelmişti bilmiyorum fakat sabahki dersimden sonra öğle yemeği yemek için buraya gelmiştim. Saat akşam beşe geliyordu ve ben kalkmaya üşendiğimden ödevime burada devam etmiştim.

Üçüncü kahvemin dibini de getirip laptopımı toplarken uyku bastırmıştı, o kadar kahve içmeme rağmen. Derin bir nefes aldım ve kafeye göz attım. Biraz eski, bana kalırsa fazla iş yapmayan bir kafeydi. Buraya da bu yüzden gelmiştim zaten, ben buraya gelmezsem kimse gelmezdi. Eski mekanları ve gözden uzak olan her şeyi seviyordum.

Çantamı toplayıp kalkmak için hazırlanırken masanın üzerindeki telefonumu cebime attım. Kimse aramamıştı, kimse mesaj atmamıştı ve beni merak eden kimse olmamıştı. Kimse beni sormuyordu ama benden bir şeyler bekliyorlardı. Mirae zaten aramazdı, Jihoon ve Yoshinori'den de ses yoktu. Saçımı düzeltip oturduğum yerden kalktım ve kasaya ilerledim. Cüzdanımı çıkardım ve kredi kartımı uzatıp masa numaramı söyledim.

Ayağımı yere vurarak ritim tutarken kafenin kapısı hızla açıldı, önümdeki çalışanla beraber ben de başımı arkamdaki kapıya çevirdim. Bu kızı görmüştüm. Sabahki kızdı ama arkasında Yoshinori vardı. Kaşlarım çatılırken aklımdaki şeyin olmamasını istedim. Benden bu şekilde intikam alamazdı. Yapmamalıydı.

''SEN YAPTIN!'' Kız yanıma varıp beni ittirirken neye uğradığımı şaşırmıştım, arkamdaki mermer tezgâhtan destek alırken ne yaptığını yeni anlamıştım. Yoshinori onu durdurmuyordu bile. 

''Ne saçmalıyorsun?''

''Sabah sınıfta sadece sen vardın ve cüzdanımı sen çaldın! Çıkarken de işinin bittiğini söyledin, o ne kadar önemliydi haberin var mı?'' Kız beni bir kere daha ittiğinde sabredemedim. Elbette onun hiçbir eşyasına dokunmamıştım, neden suçu başkasına atıyordu? O an orada bulunmam bu yargısını haklı gösteriyordu, hiçbir sözüm yoktu ama kimseyi bu şekilde aşağılayamazdı.

Beni iterken sol elimle kolunu tuttum ve hafifçe sıktım. ''Kendine gel, seni tanımıyorum bile.'' 

''Yalancısın.'' dedi gözlerinden alevler çıkarken. O cüzdanın içinde kesinlikle çok önemli bir fotoğraf olmalıydı, en azından normal insanların cüzdanında öyle olurdu. Yoshinori tepkisizce bizi izlerken daha da sinirlendiğimi fark ettim. Onun bu kızla işi neydi bilmiyorum ama ona destek olmak için gelmiş olamazdı?

''Seni polise şikayet edeceğim, eğer şimdi cüzdanımı vermezsen.''

Güldüm. Evet, gerçekten güldüm çünkü Yoshinori de ona inanıyordu. Beni bu kadar bile tanımamıştı. Aralarındaki ilişkiyi bilmek istemiyordum. ''Eşyalarına sahip çıkamaman benim sorunum değil, bu tür önemli eşyalarını yanında taşımalısın.'' 

Yoshinori'nin suratını ortasına bir tane çakmak istiyordum çünkü bana ihanet etmişti. Çünkü bana inanmamış, aksine o kıza inanıp onunla buraya sürüklenmişti. Gözlerimle onu işaret ettim kıza. ''Eğer o çocuk...'' dedim yutkunarak. Oradan bakınca umursamaz ve gamsız biri olduğuma emindim. Ne  aptalsın Kayra.

''...gerçekten senin cüzdanını çaldığımı düşünüyorsa emin ol kendisi gelip benden alırdı.''

Kızın kaşları çatıldı ve arkasındaki Yoshinori'ye baktı. Kartımı alıp çantama attım ve üzerimi düzelttim. ''Ama yanıma gelmedi ve almadı da. Eğer gelirse haber verirsin.'' 

Ellerimi kabanımın cebine koydum ve onun yanından geçtim. Yüzüne bile bakmadan.

18

roxanneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin