Wiz khalifa -so highElimdeki arabanın anahtarına suçlu hissederek bakıyordum. Yapmak istediğimden tam anlamıyla emin değildim ancak içimden bir ses artık bunu yap diyordu. Ben o sesi dinleyecektim. Arabamın ne halde olduğu pek umrumda değildi. Aceleci adımlar kullanarak garaja gidiyordum. Gergindim. Garaja girdim ve en az 1,5 yıldır kapalı duran arabama baktım.
Kıpkırmızı Lamborghini ile bakışıyorduk.
Gerçekten hızı özlemiştim.
Arabaya atlayacaktım ve okula kendim gidecektim, artık bundan emindim. Beni almaya gelmemeleri için gruptan birilerine mesaj attım. "Kendim geleceğim" yazdım ve yolladım. Kapı yukarı doğru açılırken gerçek bir özlemle bakıyordum. Arabanın şöför koltuğundaki yerimi aldım kapıyı kapattım, anahtarı kontağa taktım ve çevirdim bu ses beni mutlu etmişti. Hala arabanın içinde olan garaj kumandasını elime alıp kapıyı açtım. Gözüm emliyet kemerine ilişti emin olmamakla birlikte yine de taktım. El frenini indirdim ve artık garajdan çıkmak için aracı harakete geçirdim. Otobana çıkana kadar en fazla 100'ü görmüştüm. Otobana girdiğim anda tam anlamıyla gazı kökledim.
Hızı seviyordum, zararlıydı ancak uzak kalamayacağım bir şeydi. Aşk gibiydi ya da sigara, her neyse. Ancak yine de hızla büyük bir kavgam vardı. Yanlış insanı götürmüştü benden.
Şehir içine girmem gerekiyordu ve artık yavaşlamalıydım. Gazdan yavaş yavaş çekiyordum ayağımı, tekrar 100'ü gördüğümde bu hızda devam etme kararı almıştım. Yollar altımda kayıp giderken camı açmıştım. Yüzüme çarpan rüzgarı hissetmek istiyordum, saçlarım savruluyordu derin bir nefes aldım. Ezberimde olan yol okulun otoparkına gelince yavaşlamama sebep olmuştu. Arabayı gördüğüm ilk yere uğraşmadan park etmiştim. ACARALP SOYCAN ÜNİVERSTESİ yazısına bakıp gülümsedim. İki ay sonra tekrar buradaydım. Otoparkta gördüğüm tanıdık simalarla gülümseyerek selamlaşırken adımlarım güzel sanatlar fakültesine doğru gidiyordu. Elim telefonuma gitmişti, bizim gruptan her hangi birini arayacaktım hızlı aramadan ragele birine bastım ve telefonu kulağıma götürdüm, çalma sesleri kesildiğinde gelecek sesi bekledim.
"Alo, Gece?" Elzemdi.
"Canım, neredesiniz?"
"Fakültenin çimenlik kıs.. Ah seni görüyorum şuan azcık sola bak" dediğini yaptım ve göz göze gelince gülümseyerek telefonu kapattım. Yanlarına yürümeye devam ettim hepsi ayakta duruyorlardı adımlarımı çok az hızlandırdım daha çabuk yanlarına gidebilmek için. Yanlarına vardığımda muhabbete geri dönmüşlerdi. Yeni üyeyi de çok hızlı kabullenmişti herkes. "Ah şurdaki kafeye gitsek ya? Hem yeni plan ne bana da anlatırsanı sevinirim" dedim konuşmalarını bölerek. Hepsi onaylar tavırlar sergileyince hep birlikte kafeye geçtik.
Biz bir yere gittiğimizde orda pek neşe kalmıyordu, bizim dışımızdakiler öyle tavırlar sergiliyordu en azından. İnsanlar gerçekten bencildi. Eğer onlar gibi değilse yaptığın ne olursa olsun, yanlıştı.
Herkes bir yere oturduğunda Arat'ın yanı boştu ve oraya oturmak için ilerledim, oturmadan önce elimi omzuna koyup "Aramıza hoşgeldin" dedim. Bu tavrım herkesi şaşırtmış olacak ki sessizliğe gömüldü herkes. Arat bana döndü ve anlamadığım bir ifadeyle baktı. Herneyse diye geçirdim içimden, sandalyeyi çektim ve oturdum. "Pekala, plan ne ?" diye sordum. Çeteler arası yarışlar başlayacaktı ve bu yılın temsil edenlerini henüz bilmiyorduk.
Poyraz boğazını temizledi "Tek bildiğim Cinayeti Egemen temsil edecek." Bilmemiz gereken çetelerden birini biliyorduk. Katliam ve Titanlar kalmıştı geriye. Arat'ın sesi çıkmıştı bu kez "Katliamın temsilcisini tahmin etmek kolay bu yıl Arsel hiç boy göstermedi, hazırlanıyor." dedi kendinden emin bir tavırla. Dersine çalışmıştı. Aslı konuştu bu kez "Titanlar işi de bize kaldı desenize... Ah çok eğlenicez Gece." dedi şimdiden eğlenmeye başlamış bir tavırla. "O zaman mekanda kavga mı çıkarıyoruz, yoksa grubun en safını sarhoş edip laf mı alıyoruz?" dedim eğlenmeye başlamış bir tavırla. Herkesten "Kavga" seçeneğini duyunca sevinmiştim. Gözlerim Poyraz'a kaydı, Arat'ın kulağına bir şeyler fısıldadı. Arat telefonuna gömülüp bir şeyleri arıyordu bir kaç dakika geçmeden konuşmaya başladı, "Titanların lideri Soycanların tek varisi olan Artun ama grubun en safını isterseniz bu kişi Can. Kararı siz verin." dedi. Aslı'yla birbirimize bakıp gülümsedik ve onaylar anlamda kafa salladık. "Ne olur ne olmaz önlemlerinizi alın bizimle gelecek kişilerden biri Turan olsun, ayrıca güçlü biri daha gerek. Poyraz sen benden uzak olucaksın işe duygusallık katıp mahvetmene izin veremem." Bir an aklımda geçmiş canlandı. Bunu en son bir kardeşime söylemiştim.
"Hayır Ayaz, sen uzak durucaksın işe duygusallık katıp mahvetmene izin veremem."
Düşüncelerimden uzaklaşıp konuşmaya devam ettim "Arat, o kaslar boşuna değil umarım?" dedim tek kaşımı kaldırıp cevap bekleyerek. "Bunu gerekirse o gece gösteririm." dediğinde gülümsemem suratıma yayıldı, "Tamamdır plan belli, Arat ve Turan dışardan o kadar da iyi tanınmıyor, bizden oldukları anlaşılmaz. Onlar bizle aynı mekanda olacaklar, takipte kalacaklar. İşler ters giderse ilk onlar olaya karışacak, ama yine de hepiniz dışarda beklemede olacaksınız. Poyraz sen özellikle içeri girmeyeceksin." dedim planın kaba taslağını belli ederek. "İşin Aslı ve ben kısmı zaten tamam. Siz şimdi onların Royal'de olacağı geceyi tespit edin ya da bir çekilde onları oraya çekin. Bu iş sende Efehan" diyerek konuşmamı bitirdim. Plan olayı tamamlandıktan sonrası normal muhabbetlerle geçmişti sonrasında bir kaç derse girip çıkmıştım, okulu tahmin ettiğim kadar özlememiştim. Fakültenin arka çıkışında kalan sahile doğru gitme kararı almış olan ayaklarıma saygı gösterdim. Sahile geldiğimde bir sigara çıkarıp dudaklarımın arasına koydum ve çakmağı çıkarmak için elimi kot ceketimin cebine attım ancak orada yoktu. Diğer ceplerimi de kontrol ettiğimde hüsrana uğramıştım, çakmağım yoktu. Dudaklarımın arasındaki sigarayı elime alıp sinirle inledim.
"Bu konuda yine bana ihtiyacın var sanki." Evet Arat'ın sesiydi.
"Hey sen beni mi takip ediyorsun?" dedim çarpık bir gülümsemeyle. Bu kez cevapsız kalma sırası onda gibiydi. Çakmağın kapağını açmıştı ve yakmak için bekliyordu, sigarayı dudaklarımın arasına geri koydum ve o da sigarayı yakıp çakmağın kapağı tek hamlede kapattı. Bense derin bir sessizliğe boğulup etrafa sigara dumanları yaymaya başladım.
Artık bir şeyler daha heyecanlı gibi ne dersiniz ?