1. Bölüm

823 98 277
                                    

''Karaca Çakır'': 23 yaşında matematik öğretmeni.

''Karaca Çakır'': 23 yaşında matematik öğretmeni

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

''Deniz Ekmen'': 18 yaşında, 12. Sınıf öğrencisi.

''Rüzgar Demirel'': 26 yaşında, Mafya

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

''Rüzgar Demirel'': 26 yaşında, Mafya.

''Cem Şener'': Rüzgar'ın yakın arkadaşı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

''Cem Şener'': Rüzgar'ın yakın arkadaşı. 27 yaşında.  Mafya.

''Yiğit Demir'': Baş koruma

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

''Yiğit Demir'': Baş koruma

''Yiğit Demir'': Baş koruma

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.















Saat gecenin 3'ü...
Kim arıyordu bu saatte? Ağrıyan başımı yastıktan kaldırıp pirizde olan telefonuma yöneldim sendeleyerek.

Telefona baktığımda yanlışmı görüyorum acaba diye yeniden gözlerimi ovuşturup tekrardan baktım.
Arayan okul müdürümüz Ateş Kaya'ydı.Bu saatte neden arıyordu acaba?
- Alo... Buyrun Ateş Bey bir sorun yok umarım.
- Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın Karaca hanım. Yarınki programda sunucu değişikliği nedeniyle görev size verildi. Edebiyat hocamızın acil işi çıkması nedeniyle mecbur kaldık. Saat 11.30'da programda olmanız gerek haberiniz olsun.
- Ateş Bey yarın gitmem gereken bir seminerim var. Bunu biliyorsunuz.
- Karaca Hanım dediğim gibi mecbur kaldık kusura bakmayın. Sunumu atarım size. İyi geceler...
- İyi geceler Ateş Bey'' diyip sinirli bir şekilde telefonu kapattım.
Neydi bu şimdi. Sinirden dolan gözlerime engel olamayacağımı anlayınca mutfağa gidip bir bardak su içtim. Bir nebze olsun ferahlamış ve sakinlesmiştim.

Yarın çok zor ve yorucu bir gün olucağı ortadaydı. Seminerden çıkıp direk programın yapıldığı yere geçip birde sunum yapacaktım. İşim çok zordu. Kocaman bir offf çekip telefona baktım. Saat 4'ü gösteriyordu. Hızlıca kendimi banyoya atıp bi güzel rahatlamaya ihtiyacım vardı.

Giyeceğim çamaşırları hazırlayıp kendimi banyoya attım. Tenime düşen ılık su tanecikleri kemiklerimi uyarıyordu adeta. Ilık bir duşun ardından kendimi hafiflemiş ve dinç olarak buldum. Üstümü giyinip kendimi mutafağa attım.

Kendime bir fincan kahve yapıp 7.30 daki seminere yetişmek için hızlı olmam gerekiyordu. Kavhesiz bir gün bile düşünemiyordum. Kahve insanı çok dinç tutuyordu. Kahvaltı yapmayı sevmediğim için kahve içmeden evden çıkmazdım.

Mutfağa girip kendime acı bir kahve yaptım. Kahvemi yavaş yavaş yudumlayarak bitirdiğimde saat 7'ye 5 dk vardı. Geç kalmamak için hızlıca ceketimi ve ayakkabılarımı giyip arabaya bindim.

Seminere tam zamanında yetiştim. İçerisi tıka basa doluydu. Seminerin başlamasına 10 dk vardı. İçerideki ortamdan rahatsız olduğumu farkedip lavaboya geçtim. Uykusuzluktan yüzüm çok ruhsuz kireç gibi görünüyordu. Hafif bir ruj ve rimel sürdükten sonra yeniden içeri geçtim.

Bildiğim şeyleri dinlemekten çok sıkılmıştım. Öğrencilerimi şimdi daha iyi anlıyorum diye geçirdim içimden. Saat 10.45 ti ve hâlâ 15 dk daha vardı.

Seminer bittiğinde derin bir nefes alıp yola koyuldum. Programa geldiğimde öğrencilerim son kez provalarını yapıyordular. Gözüm Müdür Bey'i aradı ama ortalıkta görünmüyordu.

Okulumuzun belalı ve serseri tiplerinden ama benimde bi o kadar çok sevdiğim öğrencim ''Deniz'' yanıma geldi.

- Hoş geldiniz hocam. Bunu müdür size yolladı.
diyip elindeki kağıtları bana uzattı.
- Teşekkür ederim canım. Heyecanlı mısın?
- Evet hocam. İlk kez bir sahnede müzik söyleyeceğim. Ellerim ayaklarım titriyor resmen.
Kısa bir kahkaha attım.
- Sendeki ses keşke bende olsa canım. Açıkçası hiç sahne almaman çok şaşırtıcı. Hayatımda dinlediğim en güzel sese sahipsin.
- Teşekkür ederim hocam.
- Hadi bakalım prova sırası sende. Geç aşağı. Bütün özgüveninle söyle şarkını. Unutma her zaman yanındayım ben.
Gülümseyerek aşağı indi ve muhteşem sesiyle son provasını yapmaya başladı.

İçimden iyi ki bu mesleği seçmişim diye geçirdim. Öğrencilerimle arkadaş gibi olmak çok güzel bi duyguydu. Her sırlarını bilir , yeri gelir onlarla güler, onlarla ağlardım. Her biri benim için çok değerliydi. Ama her öğretmenin her ne kadar söylemesede bir gözde öğrencisi vardı. Belli etmesem de benim gözde öğrencim Deniz idi.

Deniz , çok özgüvenli ,bir o kadar duygusal, samimi ,sürekli dik durmaya çalışan ,ailesinin yükünü tek başına omuzlarında taşıyan ,delikanlı bir gençti. Kimseye muhtaç etmezdi ailesini. Bir kötü alışkanlığı vardı. Birtürlü bıraktıramıyordum sigara içmesini.

Okula geldiğim ilk zamanlar Deniz'le tartışmıştık. Beni öğrenci sanmıştı garibim. Yine bi kavgaya girmişti. ''N'oluyor burda ayrılın '' dediğimde ''elinin hamuru ile erkek işine karışma git sen ders çalış '' demişti. Ertesi gün matematik öğretmeni olarak dersine girdiğimde beni tanımış olacak ki kıpkırmızı kesilmişti. Yüzünün kızarıklığı en arkada oturmasına raman en önden gözüküyordu.

Herkesle sırayla tanıştıktan sonra sıra Deniz'e gelmişti. Yanına gidip ismini sorduğumda cevap alamamıştım. O zaman gözümün içine bile bakamıyordu. Elimi ona uzatıp ''elimin hamuru ile seninle el sıkışmak istiyorum delikanlı.'' deyip elimi uzatmıştım. Ve nihayet yüzüme bakıp gülümsemiş ve ''kusura bakmayın hocam çok özür dilerim '' diyebilmişti. O günden sonra onunda en sevdiği egitmeni ben olmuştum.

Aslında Deniz çok iyi bir çocuktu ama birinin onu yönetmesini ona emir vermesini hiç mi hiç sevmezdi. Okul denetimi ve kuralları da çok disiplinli olunca en sıkıntılı ve serseri öğrenciler arasında yer alırdı. Diğer hocalar onun gibi bir öğrenciyi nasıl sevebiliyorsunuz dediklerinde ağızlarının paylarını alıyordular. Herkesin içinde iyilik ,merhamet duygusu vardır . Üstelik Deniz benim için onların gördüğü gibi biri değildi. Çok saygılı, beyefendi, terbiyeli, özgüvenli, delikanlı korkusuz bir gençti.

Lütfen yıldıza basıp satır arası yorum yapmayı unutmayın. Desteğinizi bekliyorum. Umarım beğenirsiniz yeni bölüm en kısa zamanda gelicek.✨

Son Nefes EzgisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin