CENNETİN KANI

13 0 0
                                    


Karakterler ve mekanlar kurgusaldır.İyi okumalar.



1- "Cennetin Kanı"

19 Ekim 1968:Efren'den,

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


19 Ekim 1968:
Efren'den,

Cennetin Kanı.
Buraya ilk geldiğimde hissettiklerimle şimdiki farklıydı, ilk başta sadece babasının yanında gelen küçük bir kız çocuğuyken şimdi gelme sebebim bambaşkaydı.
Sadece ihtiyacımı gideriyordum.

Şoförümüz arabayla bizi bu bara getirdiğinde yoğun yağan yağmur yüzünden arabadan ilk o çıktı ve siyah şemsiyeyi açtı. Beni arabadan indirdiğinde kapıya kadar bana eşlik etmişti, her şey şu anlık iyi gidiyordu fakat topuklularım yüzünden rahat yürüyemiyordum. Giydiğim uzun saten kırmızı elbiseyi ise babam almıştı bana.

Babamı bir dakikadan az bir süre beklediğimde yanıma geldi ve koluma girerek bana eşlik etti. İçeriye girdiğimizde tanıdık görüntü gözüme doldu, her zamanki gibi yoğun alkol ve sigara kokusunun altına gizlenmiş bir müzik vardı. Işıklar içerisini rengarenk aydınlatırken etraf sisliydi.

Gözlerim etrafı taradığında çok geçmeden onu görmüştüm. Uzun siyah saçları arasında parlayan mavi gözüyle beni izliyordu. Geleceğimden haberi vardı, dikkat çekmemek için gözlerimi ondan çektim.

Babam insanların arasından geçerek her zaman oturduğu yere geldi. Arkadaşlarının arasına kaynaştığında ona yönelik bağırarak konuştum. "Ben bir lavaboya gidip geliyorum," dediğimde başını salladı sadece ve masadaki sohbete katıldı.
Onlardan ayrıldığımda onu gördüğüm yere ilerledim. İnsanların arasından güç bela geçtiğimde merdivenlerden yukarıya çıktı. Kapalı merdivenden yukarıya ilerlediğimizde beni koridorun dar bir bölmesine soktu. "İyi geceler prenses." dediğinde yüzümü buruşturdum.

"Bana böyle seslenmemen gerektiğin konusunda anlaştığımızı sanıyordum," dediğimde bakışları yüzümde sorgularcasına gezindi. Bu bakışlarının altında yüz kıvrımlarına saklanan alayı fark ettim.

"Babanın şirket sahibi olduğunu düşünürsek bu sıfata uyuyorsun."

Gözlerimi o,loş ışıkta görüp görmediğinden emin olmasamda devirdim. "Buraya bunu konuşmaya gelmedim," dedim sabırsız bir sesle. "Elinde ne var?"

Yüzü ukala bir tavıra büründü. Kollarını önünde bağlayarak konuştu. "Her prensesin altında karanlık,tutkuyla harmanlanmış bir yön yatar," dese de cebinden küçük bir naylon poşet çıkardı. "İtalyan malı.Burundan alınırsa on dakika içinde seni bu dünyadan koparır."

DANCE LITTLE LIARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin