ÂLA+18(SOĞUK KAN)1

"BİR ATEŞ"

Denizi bekleyen kumsaldaki kum taneleri,çölde yalnız kalmış bir kaktüs kadar derin bir bataklıktayım.

Ellerim bağlı gözlerim kapalı,ayaklarım kelepçeli en ufak rüzgarda kopabilecek bir yaprağım.

Tutunduğum ağaç son baharda beni yalnız bırakırmışcasına elerini üzerimden çekerken yapabildiğim tek şey susmak

Yurttan çıktıktan sonra otobüs durağına yürüyen Merve'ye sert bakışlarımdan yolladım Merve bana bakınca;
"Üzgünüm ama yürüyemem"
diyip koşarak uzaklaşmıştı gözlerimi ilk önce kasvetli havaya sonra ise önümdeki geçide çevirdim derin bir nefes alıp yaya geçidinden geçtikten sonra okula doğru yürümeye başladım.

Tenime değen soğuk rüzgar kazağımın içine girip bütün vücuduma yayıldı, bir anda düşünceler daldım kafamın içinde cam bir fanus vardı içinde tüm yaşadıklarım bu cam fanus kurşun geçirmez asla kırılmazdı yada sadece öyle hissediyorum.
Bir anda tökezlememle gözlerimi ayaklarımdan çekip yürüdüğüm kaldırma yöneltim kaldırımda oluşmuş su birikintilerini üstüne basarken giydiğim ayakabıyıda test etmiş oluyordum soğuk rüzgar evlerdeki pencerelere vurup tok bir ses çıkmasını sağlıyordu yanıp sönen sokak lambaları ortamı daha trajik bir duruma getiriyordu elerimi yumruk yapıp montumun cebine koydum yünlü kumaş elimi kaşındırsada elimi çekmedim yolun karşısına geçip okulun girişine vardım bahçede tek tük insanlar görmemle uzun süredir tutuğum sıcak nefesi verdim beremi basımdan tek hamlede çıkardım elektriklenmiş saçlarımı elimle düzeltip  okulun bahçesine girdim etrafa bakındım Merve bankta oturmuş bizim sınıftaki kızlarla konuşuyordu elerimi cepimden çıkarıp sınıfa doğru ilerledim sınıfa gelince çantamı çıkarıp sıraya koydum montumu da asıp kantine indim kantinden bir kahve aldım sıcak kahveyi iki elimle kavrayıp dudağıma yasladım ufak bir yudum aldım genzimi yakan sıcaklıkla yutkunmamı bi hayli zorlaştı kahveyi dudaklarımdan çekerek bahçeye çıktım ağaçlara bakabilecek şekilde bir banka oturdum karşımda bir erkek gurubu vardı üç tanesi ağaçlara yaslanmış iki tanesi ayaktaydı ortalarındaki çocuk gözlerini gözlerime dikmiş sigarasını içiyordu fazla dikkat çekmemek için gözlerimi kaçırdım dayanamayıp bir daha baktığımda hala bana bakan gözleri sigarasına kaydı sigaradan bir nefes çekti sigarayı iki parmağının arasına alıp dudaklarından Çekti dumanı şeklini hiç bozmadan üfledi sigarayı ellerinde biraz daha sıktı gözlerini gözlerimden çekmedin bir çalının yanına fırlatı gözümü gözlerinden çekip sigaraya diktim izmaritinin bir kısmı parçalanıp etrafa dağılmıştı hala yerini koruyan izmarit rüzgar gelince ateşlendi çalının hafiften yanmaya başladığını gördüğümde zaten içinde bir yudumluk kahve kalmış kağıt bardağı çöpe attım ağaçların yanına ilerledim sigara atan çocuğun arkadaşının elindeki su şişesini alıp kapağını iki çevirşte açtım içindeki suyu çalının üstüne döktüm şişenin kapağını kapatıp çöpe attım elinden suyu aldığım çocuk kaşlarını çatmış bana bakıyordu yanından geçerken eline 5 TL bıraktım tam gidiyordum ki bileğimi kavradı bu ani haraketle refleks olarak onun bileğinden tutup çevirdim bu hareketi beklemiyormuş ki bir anda acı bir inleme geçti dudaklarından.
Hemen elimi çektim inledikten sonra bileğini ovmaya başladı elini ovduktan sonra bana döndü.
"Napıyorsun kızım!?Sanki ne yaptık "
Kaşlarımı çatarak sesimi bir hayli sert hale getirdikten sonra çocuğa kelimeleri döktüm
"Senin suçun niye kolumu tutun ki?"
"Niye mi tutum!?...sen bir suyun ne kadar olduğunun farkında mısın? Her şeye Zam gelmiş"
Yüzümü eşkitip
"Bunu için bileğimi tutmana gerek yoktu ağız denen bir şey var seslene bilirdin"
Taklitimi yapıp
"Hazır cevap" dedi.
Göz devirip eline 5 TL daha koydum o avucundaki parayı avucuma sıkıştırdı yoksa centilmenlik yapıp istemiyecek miydi.
"Bacağım ağrıyoda sen bi koşu gidip alsan"
Söylediği şeyle arkadaşları gülmeye başladı o da onlara bakıp güldü.
"Olur... tostta ister misin ben hemen alırım hata yanında meyve suyu bile alırım"
Dedim şakayla karışık o da hemen atlayıp.
"Allah razı olsun be ablam" demesiyle yanındaki çocuk karnını tutarak gülmeye başladı.
"Kesin Gülmeyi!!..aptalar"