DØNT BLAME ME

-8-idoit

"Merhaba." Gelen yabancı ses ile hâlâ gülerken kafamı kaldırıp sesin geldiği yone yani Beak'in karşısında ki alfaya baktım. SİKTİR CHANYEOL.

Yoongi hyung kafasını arkasına çevirmeden konuştu "Evet?" Ne için geldiğini merak etmiş olmalıydı ancak alfa onu önemsemeden Beakhyun'a itafen konuştu. "Beta, mümkünse dünkü olaylar hakkında konuşabilir miyiz." Hemen kafamı çevirerek Jimin'e baktım. O da benim gibi şok olmuş olmalı ki bana bakıyordu.

Yoongi hyuhg Beak'in cevap veremeyeceğini anladı ki sert sesi ile cevapladı. "Ne konuşacaksan burda konuş." "Ben ıhmm şey..." Alfa ne diyeceğini bilmiyor gibiydi. Bir alfayı ilk defa böyle kafası karışık görüyordum. Genellikle he özgüveli ve kendi beğenmiş olurlardı.

"Dün olanlar hakkın-" Tam kafasındaki karmaşadan kurtulup konuşacaktıki sözleri Beakhyun tarafindan kesildi. "Eğer ümitlendiysen özür dilerim. Sarhoştum ve ne yaptığımı bilmiyordum. Karşımda düz duvar olsaydı yine aynısını yapardım galiba." dedi alaya alırcasına.

Alfa onun bu konuşma tarzı ve tonlaması ile hafif sırıttı. "Aslında ümitlenme falan olmadı. Buraya ümitlenen tarafın sen olmaması için uyarmaya gelmiştim. Aynı düşüncede olmamız beni sevindirdi." Alfa  yüzündeki sırıtışı daha da büyüterek  tek kaşını kaldırarak konuşmaya devam etti. "Ha bu arada beta düz duvara hallenecek kadar zor durumda olduğunu bilseydim sana yaklaşmazdım."

Beakhyun hızla masadan kalktığında Chanyeol göz kırpıp arkasını dönerek ilerlemişti. Beakhyun'un sinirlendiği her halinen belliydi. Sinirli bogalrgibi hızla burnundan soluyordu. Eğer onun iradesinin küçüklüğünden beri bu kadar güçlü olmasaydı şu an beta olduğunu önemsemeden alfaya saldırabilirdi.

Sinirini bir şekilde atmak istedigini biliyordum ancak nasıl yapacağını bilmiyordum. Bunu öğrenmemde çok uzun sürmedi.

Gözüne kestirdiği elmayı Hızla alıp alfaya fırlatmıştı ama alfa refleksi sayesinde elmayı yakalayıp  kendini bilmiş bir şekilde gülümsedi ve kendi masasına oturmuştu. Baek yerine otururken sinirle homurdandı. "Oruspu çocuğu, bundan sonra yapacağım her şey ayaklar altına aldığı onurumu korumak için olacak. Sikerim minnacık etkilenmeyi. Bu alfaya karşı artık sadece içimde nefret var."

"Sende keşke bir çocuğu dinleseydin bubu, hemen atladın konuya rezil oldun bak." Hafif feromon yayarak sakinleştirmeye çalışıyordum. Kokumla sakinleştitğini biliyordum. "Taehyung, bal omegam bak zaten sinirliyim, seni de kırmak istemiyorum. Gelmiş burda kem küm ediyor. Başka ne anlayabilirdim acaba." Sinirleri feromonlarım ile çok az yatışmıştı. Düzelen kaşlarından belliydi.

Her ne kadar şimdi biraz daha sakin olsada karşı masada oturan alfaya ölümcül bakışlar atmayı asla ihmal etmiyordu. Alfa ise asla onu umursamıyordu. Onun yerine Beak'in kafasına attığı elmadan bir ısırık aldı. Bir kaç saniye yüzünü elmanın tadını anlamaya çalışırmış gibi şekilden şekile soktu. Daha sonra elmayı hafif havaya kaldırıp gülümsedi.

"Olan benim elmama oldu. Nasılda canım çekmişti.." Jimin dudaklarını büzerek deltasına döndü. "Yoongi~ bana yeniden elma alır mısın?" Yoongi hyung gülümseyip yanında ki omeganın saçlarını karıştırıp dudaklarından hızlı bir öpücük çaldı. "Meleğim istedi de ben ne yapmadım." Yoongi hyung sözünü bitirir bitirmez beak ile aynı anda öğürme sesleri çıkarmıştık.

Yoongi hyung elma almaya gitmeden önce  ikimizin kafasina hafifçe vurmuştu. Biz ise buna sadece gülmüştük.

"Taehyung ilk dersin ne?" "Ihmm bilmiyorum chimmy bir dakika...." Jimin'in sorusuile telefonumu çıkarıp ders programına baktım. "Tarih dersiymiş." Beakhyun dudaklarını büzerek bana baktı. "Ne yani biz artık aynı sınıfta değil miyiz." Onu onaylamak için hızla kafamı salladım. "Ama üzülme her ders için ayrı sınıflar var illaki bir tanesi ortaktır." Beak aydınlanmış gibi kaşları havalandı ve 'dogru' anlamında kafasını salladı.