İçimde büyük bir korku büyüyordu. Neden bizim üzerimize oynanıyor ve süikast düzenleniyordu. Verilen görevi yapacaktık ama yapmamıza engel olmak için ateş altına alınmıştık.
Kim neden bunu yapıyordu? Taehyung'la konuşurken bile insanlar iki kere düşünürdü. Şimdi kim gözünü karartarak bize saldırıyordu. Taehyung tek mermiyle görevini hallederdi. Zekiydi öldürmesi gerekeni bir kez görürse unutmazdı. Düşmanını aklına kazır sonunu getirmeyi tecelli ederdi.
"Giyindin mi?" arabayı sürerken soru sormasıyla beni sinir eden kemeri sertçe yeniden çekmeye çalışmıştım.
"Maldita sea, el cinturón está atascado." 'lanet olsun kemer sıkıştı' sinirle mırıldanmamla başını hızlıca bana çevirip yeniden yola dönmüştü. Kemeri bir anda takmamla sıkışmıştı ve ilerlemiyor yerine oturmuyordu.
"Ucunu elime ver." konuşmasıyla Taehyung'a bakmıştım. Tek eliyle arabayı sürerken bir elini arkaya uzatmıştı. Bununla hızlı bir şekilde kemerin ucunu eline verip beklemiştim. Bir anda hızlıca çekmesi ile öne doğru düşmemek için koltuğa tutunmuştum.
"Yavaş ol Taehyung!" bağırmamla elini çekmişti. Kemere baktığımda ise istediğim şekilde olmuştu. Bununla yanağına şükür bir öpücük kondurulan geriye çekildim. Daha sonra kemerimi düzelterek beyaz gömleğimi pantolonumun içine soktum.
"Jimin sence yavaş olma zamanı mı?" Taehyung'un konuşmasıyla telefonumu ve laptop'u alıp zorlansam da arka koltuktan ön koltuğa geçtim.
"Sence kim peşimizde." telefonumu yanıma bırakıp laptop'u çantasından çıkartıp dizimin üzerine koyarak hızlı bir şekilde açarken konuşmuştum.
"Bilmiyorum bir kişiyi öldürmedim bu güne kadar."
"Bunu her halde bende biliyorum. Tahmin yürüt!" bağırmamla sertçe elini direksiyona vurarak bana bakışlarını çevirip benim gibi bağırarak
konuşmuştu."Kahretsin ben hata yapmam! Bunu yaptıranı öğrendiğim an işi bitmiş olacak!" sinirle kükremesiyle anında laptop'a dönmüştüm.
Kendi içinde kavga ediyor gibiydi. Sinirli değildi ama sinirli olduğu zaman yıkmadan durmazdı. Aklında yapacaklarını kuruyordu. O benim beş yıldır yanımdaydı. Beş yılda onu çözmüştüm. Bir tek bana iyi yönünü göstermişti. Yoksa oldukça sertti. Siyah saçları gözlerini kapatır, o saçlarının arkasında bir nesneyi delmek ister gibi bakardı.
İlk tanıştığımızda bana da o sinirli gözlerle bakardı. Ama tek göz yaşımla yanıma koşardı. O an benimle ilgilendiği o anda ona kapılmış onu sevmiştim. Mesala o günden sonra daha dar pantalonlar giymiştim. Dikkatini deli gibi çekme isteğiyle kafayı bozmuştum. Şuan bundan bir deli gibi emindim.
Yüzümde hatırladıklarımla tebessüm oluşurken açılan laptop'la hızlı bir şekilde tuşlara basarak bütün ajanların ve çalışanların telefonundaki verileri kontrol etmeye başladım. İP adreslerine çok çabuk ulaştığım için telefonlarında nelere baktıklarını oldukça basit bir şekilde öğreniyordum.
Bunun yanı sıra konuştukları herkesin telefonunu hacker'lamaya başladım. İş yerinde bilgi taşıyan birileri olabilirdi. Zaten nerede fazla para orada insan ve bilgi değilmiydi. Hepsini taramaya başlayıp Taehyung'a döndüm.
"Şuan nereye gidiyoruz." sorumla bana göz ucuyla bile bakmadan konuşmuştu.
"Sniper deposuna silah ve araba işini halledeceğim. Bir kaç günde orada kalacağız" dedikleri ile başımı sallarken tekrar konuşmuştu.
"Telefonumda gizli dosya var. İlk numarayı araştır ve konuştuğu kişileri söyle." söylediğiyle anında başımı sallayıp telefonumun yanında duran telefonunu elime alıp bir tek benim bildiğim şifreyi girerek dosyalar yazılı uygulamaya tıkladım. Bu şifre gibi bir numaraydı. Laptop verileri hacker'lerken yedek açarak yazılı numarayı girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Adı: KTH & PJ{M}
FanfictionEn acı verici şekilde inlet beni, ruhum ruhuna karışsın... Tene giren dişler acı çığlığın yankılanmasını sağlayıp, camların titreyerek parçalanmasını sağlamıştı. Ruheşi #7 sad #6 minv #1 fantastic #2 vmin #9 Taemin #18 Yetişkin içerik! B...