2 yıl sonra
Dakikalar sonra geldiği koridorla gizlenerek koridorun güvenli olup olmadığına bakmıştı. Kimsenin olmadığını gördüğü an telefonuna bakıyormuş gibi yürümeye başlayıp, aynı şekilde etrafı kontrol ediyordu.
"Hey olduğun yerde dur!" buz mavisi gözlerini arkasından gelen sese çevirerek saniye de 180° derece hızla arkasına dönüp elindeki telefonu güvenliğin burnuna fırlatmıştı. Daha sonra belindeki silahı çıkartıp ucuna susturucuyu taktığı an nişan alıp adamın alnının ortasına sıkmıştı.
Tekrar arkasına dönerek gireceği odaya ilerlerleyip anahtarla özel odaya girmişti. Kapıyı arkasından kapatıp odayı hızlıca gözleriyle taramaya başladı.
"Nerede?"
"Karşında üzerinde C1 yazan blok taş olmalı ona dokunman gerek." kulağından gelen sesle delta gözleriyle odayı tarayıp sinirini bozan taşı aramıştı.
Solda fark ettiği taşla oraya ilerleyip üzerinde C1 yazan taşı hızla itmişti. Değişen duvarla beklemeye başlayarak açılan yeni odaya girmişti. Karşısında camın içinde gördüğü siyah defterle dudaklarında bir sırıtış belirirken gözünün önüne düşen iki tutam siyah saçını geriye itip büyük fanusa ilerlemişti.
"Tehlikeli bir şey var mı?"
"Aç fanusu ve içindekini al gel. Başka bir engel yok." konuşan adamla yanına geldiği fanusun camını açıp içinde ki değerli defteri almıştı.
"Aldım."
"Şimdi yakalanmadan dediğim gibi çık ve gel." bağlantının anında kopmasıyla delta yine ve yeniden göz devirip, defteri beline yerleşirerek sert adımlarıyla odadan çıkmıştı. Tam da bu anda boynuna sarılan kolla geriye doğru çekilmesiyle ayağıyla arkasına doğru tekme savurmuştu.
"Patronun defterini çalabileceğini mi sanıyorsun piç." kolunu boynuna saran bedenin konuşmasıyla, arkasında ki adamın saçına elini koyarak sıkıca kavrayıp çekmişti.
Acıyla sızlanan beden kolunu gevşetmesiyle delta kurtulup seri bir hareketle alfanın bacak arasına tekme atıp, susturucusu takılı olan silahı bu sefer adamın çenesinin altına dayayarak hiç acımadan sıkmıştı.
"Salak şey seni." üzerini silkip elinde ki silahıyla yürümeye başlayarak dudağının kenarında ki tebessümle asansöre bindi.
Sıfıra basıp rahat bir şekilde garaja inmeyi bekledi. Bu sırada aynadan yüzüne bakıp bir şeyi varmı diye kontrol etmeyi de kesinlikle unutmamıştı. Bir dakika da açılan asansör kapısıyla asansörden çıkıp kırmızı arabasına ilerlemişti.
Görevini yerine getirmişti ve şimdi defteri yerine teslim ederek istediğini yapabilirdi.
____
Park Dimitri Jimin iki yıldır oldukça iyi acımasız bir ajan olmuştu. Artık acımıyor önüne koyulan kişilerden bilgi alarak son noktayı koyuyordu. Artık acıma yoktu içinde, dışarıya gösterdiği bedeni karanlıktı.
İki yıl önce Richard Taehyung'un gidişi Dimitri Jimin'i yıktığı gibi siyaha bulamıştı.
Francisco lachowoski'nin bürosun da hem Taehyung gibi tetikçi hem de bilgi getiren olmuştu. Önüne koyulan deftere, tıpkı geçmişte Taehyung nasıl bir bakışta aklına gördüğünü kazıyorsa o da o şekilde her bir harfi kazıyordu.
Şuan bir görevini daha tamamlamış aldığı defteri yerine ulaştırdıktan sonra oyun oynamaya gitmeyi aklına koymuştu. Artık sakız çiğnemez iken lolipop yalıyordu. Barlar da veya poker masaların da oldukça zaman geçirir olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Adı: KTH & PJ{M}
FanficEn acı verici şekilde inlet beni, ruhum ruhuna karışsın... Tene giren dişler acı çığlığın yankılanmasını sağlayıp, camların titreyerek parçalanmasını sağlamıştı. Ruheşi #7 sad #6 minv #1 fantastic #2 vmin #9 Taemin #18 Yetişkin içerik! B...