Bölüm 16 ~Kirli Çamaşırlar

1.5K 152 21
                                    



Nefes veren ölü bir enkazın fısıltılarını duyuyordu. Herkes duyacaktı. Herkes o enkazı tanıyacaktı.






Bir varmış, bir yokmuş. Diyarın birinde cesur, yakışıklı ve adaletli bir prens yaşarmış.

O kadar yakışıklıymış ki on yedi yaşına yeni girmesine rağmen talipleri sıradaymış. Heybetli vücudu, simsiyah saçları ve mavi gözleri ile herkesi büyülüyormuş.

Prens Tom sarayın bahçesinde talim yapıyordu. Veliaht sıfatını aldığından beri yıllardır her sabah yaptığı gibi.

Attığı her ok hedefi tam isabet vururken O zaman kaybetmeden diğerini alıyor ve yine hedefine atıyordu. Atışlar konusunda uzmanlaşmıştı. Element kontrolünü çok iyi yapıyordu. O bir savaşçı olmak için yetiştiriliyordu.

Cassie sarayın teraslarından birine kurulmuş, kurabiyesini yerken abisini izliyordu.

Ona hayrandı.

Çünkü onun biricik abisi çok güçlüydü. Her gün sarayın bahçesinde eğitimlerini yapıyordu ve bundan şikayet etmiyordu. Cassie bazı şeyleri anlıyordu. Abisinin her gün yaptığı şeyleri herkes yapamazdı.

Kırabiyesinden bir ısırık daha aldı.

Bugün sabah erkenden abisi ile beraber çarşıya gitmişler, tezgahları sıradan biriymiş gibi dolanıp halkın isteklerini dinlemişlerdi.

O adaletliydi.

Herkese hakkını mutlaka verirdi. Halkını hiçbir zaman zorlukta bırakmayı sevmezdi. İhtiyacı olanın, hor görmeden, küçük düşürmeden ihtiyacını karşılardı.

Prens Tom mola verdi. Oku ve yayı bırakıp yere oturdu ve biraz soluklandı. Matarasından su içerken onu izleyen kız kardeşini fark etti. Gülümseyip el salladı.

Cassie de abisine heyecanla el salladı.

"Kime el sallıyorsun kızım?" Kral George terasa çıktı ve ağır adımlarla kızının yanına yürüdü.

"Abime el sallıyorum baba." Kral kızının başına öpücük bıraktı ve gözlerini kapatmış, dinlenen oğluna baktı. Onu baştan aşağı süzdü.

"Baba baksana abim çok yorulmuş." Kral başını salladı.

"Evet. Yorulmuş görünüyor." Cassie istediği cevabı alamamıştı. Biraz yerinde kıvrandıktan sonra dilinin altındaki baklayı çıkardı.

"Bugünlük yetmez mi?" Kral George kızına nazikçe gülümsedi. Karşısındaki sandalyeye oturdu.

"Benim güzel kızım. Abin bir veliaht prens. Bu eğitimleri eksiksiz almak zorunda. Yoksa gelecekte kral olduğunda donanımlı bir kral olamaz." Cassie bunları zaten biliyordu. Fakat abisinin bu şekilde yorulması onu üzüyordu.

"Bu eğitimler bu kadar uzun sürmek zorunda mı? "

"Evet. Güçlü, donanımlı ve cesur bir kral olabilmesi için bunlar şart."

Cesur...

Cassie masum bakışlarını sarayın bahçesine geri çevirdi.

Bir varmış bir yokmuş, henüz çocukluğunun ilk baharını yaşayan Prenses Cassie o dönemler çok sevdiği abisinin kanı ile sulanan toprakların veliahtı olacağından habersizmiş.

Düşler Gezegeni || Ölü VeliahtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin