sarılabilir miyim?

195 24 37
                                    

İyi okumalar!!

1 Eylül 1791

Sevgilim,
Her şey için özür dilerim, yaşamak zorunda kaldığımız her şey için özür dilerim. Daha iyi bir hayatı hak ediyorsun, ölmeyi asla hak etmiyorsun. Ölüm ile karşı karşıya olduğumuz bu günlerde, ölümü karşıma almış bir şekilde gidiyorum buralardan. Giderken yanımda ölümü de götürüyorum elbet, sana geleceğine bana gelsin ölüm, en iyi şekilde ağırlarım ve teşekkür ederim ona, seni benden almadığı için.

Şuan sen odamızda, her zamanki gibi benim uyuduğum tarafa dönmüş, bir elin yastığın altında diğer elin ise öne doğru uzanmış, beni arıyorsun.

Ellerimiz birbirimizin teninden ayrılınca ne kadar da huzursuz oluyoruz değil mi sevgilim?

Ellerim kaşınıyor resmen, belini tutmak isteyen kollarım bana meydan okurmuşcasına karıncalanıyor. Varlığım, varlığını özlüyor. Eh, sanırım özlemeye de devam edecek sevgilim. Sakın yanlış anlama beni, seni bu kirli dünyadan daha çok, küçük bir çocuğun atacak kalp atış ritminden çok seviyorum. Ama gitmek zorundayım.

Bana her zaman vedaları sevmediğin söylemiştin. O gün kollarım belini bulmuş ve sana sıkıca sarılıp kulağına, seni hiç bırakmayacağımı fısıldamıştım. Özür dilerim, bu sözümü de tutamadım.

Beomgyu, sana neden her zaman Ad İnfinitum dediğimi sormuştun, bense sana, zamanı gelince öğreneceksin, demiştim. O zamanlar sana anlamını söyleyeceğim zamanı böyle değil de, bir sahil kenarında, sen çok sevdiğin mavi kurdeleni boynuna takmış bir şekilde yanıma uzanmışken anlatırım diye düşünüyordum. Zaman işte, her zaman belirsizdir. Biz şimdi sahil kenarında değil, ölümün kenarındayız sevgilim ve inan bana, sen yaşıyor olduğun sürece benim ne durumda, ne şekilde olduğum önemli değil.

Çok uzatmayayım sevgilim, yoksa sen uyanırsın ve bu not yarıda kalır.

Ad İnfinitum, sonsuzluğa demek. Kafan karışmış olabilir ama sana şöyle anlatayım. Ben seni her zaman aşk olarak tanımladım gyu, ve sana bakarak bu kelimeyi söyleyince sana olan aşkımın sonsuza dek süreceğini de söylüyordum bir yandan. Saçma gelmiş olabilir sevgilim, hatta tutma kendini gül bu saçmalık karşısında. Sen güleceksen ben hep saçmalarım.

Beomgyu , aşkım, sevgilim, sonsuzluğum, ben gidince lütfen göremediğin için ağlama artık. Biliyorum sevgilim, bunu da biliyorum. Geceleri biz uyurken sessizce ağladığını biliyorum. Kendini suçlama hiçbir şey için, çünkü biliyorsun sevgilim, biz sadece iki aşık aptaldık.

Çok uzun tuttum sanırım.

Beomgyu , ben gidiyorum, bunu başta da söyledim. Gidiyorum buralardan, bir daha gelmemek üzere gidiyorum. Sen benim gidişimi elbet bileceksin ama sana geleceğimi söyleyeceğim. Özür dilerim, son yalanım bu aşkım.

Ben gittikten sonra, Nayeon sana bunu okuyacak. En azından bunu yapmalıyım diye düşündüm.

Ben gittim diye bana çok kızma olur mu, bilirsin, bana kızmanı istemem.
En başta da dediğim gibi, gitmem lazım. Gitmesem ikimizden biri ölecek ve ben senin ölmene dayanamam sevgilim. Bu yüzden uzaklara gidiyorum.

Para durumunu piyano çalarak halletmeyi düşünüyorum ama bilirsin, pek iyi çalamam ben ama elimden başka ne gelir ki?
Umarım başka bir hayatta, en güzel şekilde tekrardan buluruz birbirimizi sevgilim.

Beomgyu, gözünde dolu yaşlar ile ellerini karnına çektiği dizlerine sarmış bir şekilde Nayeon'un okuduğu mektubu dinlemişti.
Dayanamıyordu,dinlemeye dayanamıyordu ama dayanmalıydı, dayanmalıydı ve sevgilisini beklemeliydi.

Moonlight Sonata by TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin