Olayların aslını bazı sansürlerle özet geçtiğimde herkes şok içinde kalmıştı. Wenjun hala bundan bir dizi çıkabileceğini ama gerilim türünden hoşlanmadığını söylüyordu. Seokmin Berlin'i gözünden çıkarıp destek amaçlı burada kalmayı önermişti. Wonwoo ve diğerleri ise acilen bir araya gelmek istiyorlardı. İlgisiz olduklarını, o gece dikkatli olsalar bunların yaşanmayacağıyla ilgili yüzlerce cümle söylemişlerdi. Herkes kendine suç arıyorken asıl suçluların şu an nerede ve ne yaptıklarını bilmiyor olmak beni öfkelendiriyordu.
"Yemiyorsan toplayacağım." Taeyang ilgisizce söylendiğinde gerçekliğe çekildim.
"Ben hallederim." dedim. Şaşırsa da omuz silkip kendi tabağıyla masadan kalktı.
Yarın finaller başlıyordu. Jihoon'la o günden beri tek iletişimimiz derslerle sınırlıydı. Fazlasında gözüm yoktu zaten. İkimizin de biraz zamana ihtiyacı vardı. İlişkimizin nasıl devam edeceğini bilmiyor olsam da sağlıklı olması tek dileğimdi. İyi duygular derinlerde bir yerlerdeydi, bunu o gece görmüştüm. Daha sağlıklı bir versiyonumuz olabileceğine inancım tamdı.
O sıra Seokmin'den bir mesaj geldi. Hangi ara hatırlatıcı rolünü üstlendiğine dair bir fikrim olmasa da gülümsedim.
seokmin
üçte randevun var
gitmeyi unutmasoonyoung
unutmadımseokmin
gelmemi istemediğine emin misin?
gergin falan değil misin?soonyoung
kaç yaşında adamım seokmin
bırak da doktora kendim gidebileyimseokmin
destek olmaya çalışıyorum şurada
öncesinde üstüne çok geldimsoonyoung
vicdanını rahatlatmana izin vermeyeceğim
eğer çok bir şeyler yapmak istiyorsan bana siktiğimin lim kardeşlerini bulseokmin
onları aramayı kesmen lazım
kaç yıl önceki şey için hukuki işlem başlatamazsın
somut bir kanıtımız da yoksoonyoung
hukukla ilgilenen kim
ben vereceğim cezalarınıseokmin
soonyoung
sakince doktora git
sonrasında sana kahve ısmarlayacağımsoonyoung
iyi•••
jihoon
seokmin psikologla görüşmeye başladığını söyledi
bugün randevun varmışsoonyoung
bu herifin ağzında neden bakla ıslanmıyor
delireceğimjihoon
tek gidecekmişsin
iyi olacak mısın?soonyoung
kötü mü olmam gerekiyor
seokmin de garip konuştu
neden beni korkutuyorsunuzjihoon
kendi deneyimlerim pek iyi geçmemişti
yalnız gitmek istediğine emin misin?soonyoung
seokmin'in gelmesini istemiyorum
çok konuşuyorjihoon
kardeşine önerebilirsinsoonyoung
ona hiçbir şey anlatmadım henüz
ayrıca seninle gitmek istediğimi ima ediyorum
anlamıyor musunjihoon
emin misin?soonyoung
benimle gelir misin?
eğer işin yoksa tabiijihoon
işimi yanıma alabilirim
yani geliyorumsoonyoung
o zaman önce okula geleyimjihoon
gerek yok
seni alırımsoonyoung
tamamdır•••
"Yağmuru seviyor muyum sevmiyor muyum anlamıyorum. Bir yanımı rahatlatıyor diğer yanımı strese sokuyor."
İç çekerek söylendiğinde güldüm ve arabanın camını hafifçe araladım, yolda olan gözleri kısa bir an üzerimde oyalandıysa da içeri doluşan yağmur damlalarına laf etmedi.
"Ben seviyorum." dedim.
Alayla güldü. "Senin bir şeyleri sevmemen çok zor. Hayatı hep en tepede yaşadığını düşünmüşümdür."
"Bunları da doktora söyleyeyim mi?" Gözlerini devirdiğinde bu sefer ben güldüm. Sonrasında dikkatini yola vermesi için sesimi kestim. Bu yağmurlu havada kaza yapmamızı istemezdim doğrusu.
Yolun kalanında söylediklerini düşünürken buldum kendimi. Hayatım boyunca düz mantıkta biri olarak yaşamıştım. Sevmediğim şeyler yok değildi tabii ama bunlara odaklanmazdım. Yaşamımda iyi şeyler çoğunluktaydı ve ben de onların peşindeydim. Üzücü veya kötü bir olay yaşadığımda beni öyle yıkmazdı mesela. Problematik ebeveynlerime rağmen kendimi kurtarıp harika olduğunu düşündüğüm hayatı bu huyum sayesinde yaşayabilmiştim. Sorunlarıma Andy Warhol gibi yaklaşıyordum, 'Ee, n'olmuş yani?'.
Bunu başarabildiğiniz noktada, yani her şeye 'Ee, n'olmuş yani?' diyebildiğinizde, gerçekten de büyük bir mesele kalmıyordu ortada. Kısacası yüzeysel biriydim işte. Hiçbir şey üzerine ekstra düşünmezdim. Belki de zamanında Jihoon'un ellerimden kayıp gitmesi bu yüzdendi, peşine düşseydim böyle olmazdı. Yağmura bile kafa yoran Lee Jihoon yüzeye çıkmak için gerçekten çok çabalamış olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hues of yours
FanfictionMutlu anılar, korkunç anılar, üzücü anılar... Hepsi önemliydi ve hatırlanmalıydılar.