"Bu olayın dışında kal istiyorum." Bilgisayar ekranından kafasını ayırıp dik dik suratıma bakınca dudaklarımı büktüm. "Benim kaybedecek bir şeyim yok ama tüm bu durum götümüzde patlarsa yıllarını verdiğin çabaların boşa gidecek. Yasalara güvenmiyorum. İtibarının zarar görmesini de istemiyorum." Çok kararlıydım. Bunu ona göstermek için oturduğum yerde dikleştim fakat tek yaptığı bana göz devirmek oldu.
Seokmin herkesi toplamıştı. Elbette karışmak istemeyen birkaç kişi çıkmıştı ama çoğunluk Limleri yerin dibine sokma işinde bizimleydi ve iyi gidiyorduk.
"Sosyal medya harika bir şey..." Mırıldanarak söylediğinde kafamı uzatıp ekrana baktım. Chan'ın yazdığı habere gelen tepkileri okuyordu. Bir haftadır Kore ve Çin'de tüm platformlarda Limlerin kirli çamaşırları tek tek ifşa ediliyordu. Üstelik biz hiçbir kanıtımız olmadığını düşünürken kurbanlardan birkaçı kanıtlarla çıkagelmişlerdi.
"Ne düşünüyorsun? Sence hapsedilirler mi?"
Omuz silktim. "Wenjun'un dediği gibi oldu. Skandalların hepsi büyüdükçe büyüdüler, bunları örtemezler."
"Mingyu ne düşünüyor bununla ilgili? Yasal süreci takip ediyordu."
Endişeli ifadesini yakaladığımda iç çektim. Sözde onu her şeyin dışında tutacaktım fakat yanında bülbül gibi ötüyordum işte. Aptalın tekiydim.
Yaklaşıp ensesini öptüm ve arkadan kollarımı sardım bedenine. "Yeter bu kadar bilgisayara gömüldüğün. Artık benimle ilgilen." Gözlerini devirdiğini biliyordum. Kurtulmaya çalışmadı ya da arkasını dönmedi, sarılışıma sessiz kaldı. Hemen sonra "Soonyoung," diye mırıldandı.
"Hım?"
"İçimde kötü bir his var. Onlara bulaşmakla hata etmiş olabilir miyiz?"
"Önce onlar başlattı."
Sinirle homurdandığında burnumu ensesine sürttüm ve tekrar öptüm. Korkusunu ve endişesini anlayabiliyordum. Tekrar karşılaşmamızın ve aramızdakileri çözmemizin üzerinden çoktan birkaç yıl geçmişti, o kalın duvarları artık yoktu ve aramızda mesafe kalmamıştı. Savunmasız hallerini gizleyemiyordu ya da güçlü görünmek için kendini zorlamıyordu. Genelde soğuk görünse de içini görmüştüm, göstermişti ve onu koruyabileceğime dair inancım tamdı. Jihoon'u tekrar kaybetmek gibi bir düşüncem asla yoktu.
Dışarıdan aptal herifin teki gibi görünmem çirkinleşemeyeceğim anlamına gelmiyordu. Sadece sakince bekliyordum. İşin ucu ona dokunduğu an ortalığı ayağa kaldırabilir, tahminlerinin ötesinde çirkinleşebilirdim.
"Ben her zaman yanında olacağım." dedim kafasını omzuma yasladığında. Can sıkıntısı direkt olarak üzerime çöküyordu. İyi hissetsin istiyordum fakat üzerine gitmek istemiyordum da.
"Hadi kahve içmeye gidelim." Aşağıya, suratına baktım. Gözleri ekrana dalmıştı. Sonra "Üzgünüm..." diye mırıldandı.
Kaşlarım çatıldı. "Neden üzgünsün?"
O sıra ekrandaki haberin bir başkasıyla değişmiş olduğunu fark ederek iç çektim. Kurbanların hepsiyle röportaj yapılmış ve büyük haber sitelerinde yayınlanmıştı, ben de onlar arasındaydım. İsmim gizli tutulsa da Jihoon okuduğunda anlamış olmalıydı.
"Senin için uzun ve can sıkıcı bir süreçti, her şeyi tekrar dile dökmek korkunç olmalı."
"Çok üzgün hissediyorsan beni öpebilirsin. Biliyor musun beni öptüğünde hiç derdim kalmıyor. Harika hissediyorum!" Sırıtarak söyledim ama ortam yumuşamadı. Kafasını kaldırıp sandalyesini bana döndürdü ve suratıma baktı bir süre. Sonra yaklaşıp önce yanağımı ardından da dudağımı öptü. Şaşkınlıkla kalakaldım. Böyle konuştuğum her sefer bana gözlerini devirir ve suratını başka tarafa çevirdiğinde görmediğimi sanarak gülümserdi. Ne kadar tatlı olduğundan bihaberdi fakat şu an beni hazırlıksız yakalamıştı.
Dudaklarımı araladım, bir şeyler söylemek ve onu rahatlatmak istedim; üzüntüm yoktu, benim için kaygılanması gereksizdi, onunlayken zaten mutluydum. Tüm bunlar kelimelere dökülmeden hemen önce iyice yaklaştı ve ellerini yanaklarıma koyup aralık dudaklarım arasına yerleştirdi alt dudağını, onu kavramaktan başka şans bırakmadı bana.
•••
taeyang
cuma günü parti olduğunu unutmadın değil mi?
jihoon hyung kesin geliyor mu?soonyoung
saatin kaç olduğundan haberin var mıtaeyang
bir şeyi mi bölüyorum?
ehesoonyoung
taeyang
neyse
sinirlenmeyeceğim
bekle biraztaeyang
muhtemelen şu an jihoon hyung uyanmasın diye yataktan çıkıp salona geçiyorsun
böldüğüm şey uykun muydu yanisoonyoung
partiye geliyoruz
ayrıca seni uyarmam gerekiyor
son zamanlarda uğraştığımız olayları biliyorsun
bana kalsa tatil işini bu yaz için iptal etmen çok daha iyi olurdu ama karışmayacağım
yine de dikkatli olman lazım taeyangtaeyang
bu konuyu hiç açma hyung
sana çok sinirliyim
nasıl onca yıl her şeyi benden gizledin anlayamıyorum
asıl senin dikkatli olman lazım
beni endişelendiriyorsunsoonyoung
keeho'yla konuştunuz değil mi
benim konuşmama gerek var mı?taeyang
dedesi emekli hakim
babası savcı
annesi de avukat
inan bana güvenli ellerdeyimsoonyoung
böyle bi aileden keeho gibi birinin çıktığına inanamıyorumtaeyang
ne demek istiyorsun sen ;(soonyoung
geveze veledin tekitaeyang
diyene bak
neyse
sana davetiyeyi mail attımsoonyoung
öncesinde evde buluşalım
hep birlikte geçelimtaeyang
paranoyak olmaz mısın lütfen?soonyoung
affedersin ama hangi ara özgürlüğüne bu kadar düşkün oldun
sıkıcı abilerden olmak istemiyorum taeyang
yani sabrımı zorlamataeyang
iyi
önce eve geliriz
bu kadar gergin olmasoonyoung
jihoon çok endişeli
haliyle bana da yansıyor
sana veya ona bir şey olsun istemiyorum
biraz anlayış lütfentaeyang
keeho diyor ki
hyung hiç endişelenmesin
saçımın teline bile zarar gelmezmişsoonyoung
babasına mı söyleyecekmiştaeyang
beni ne kadar önemsediğini görüyor musun?
hala alay ediyorsun ;(
ve bilgin olsun diye söylüyorum uzun zamandır spor yapıyoruz
yani kendimizi savunma konusunda iyice eğitimliyizsoonyoung
pandemide aldığın kiloları eritmek için gitmiyor muydun salonataeyang
off
sinirimi bozuyorsunsoonyoung
bana savunma sporuyla ilgili hiçbir şey anlatmadın
çemkirme boşataeyang
unutmuşumdur
kısacası korkma
güzel erkekler de dövüşebilirsoonyoung
aman tanrım
kaybol burdan
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hues of yours
FanfictionMutlu anılar, korkunç anılar, üzücü anılar... Hepsi önemliydi ve hatırlanmalıydılar.