"Bu anlattıklarına inanmam icin bir neden sö ...."
Cümlemi bitiremeden dudaklarını dudaklarımda hissettim. Bir eliylede yüzümü tutuyordu. Sanki bana dokunmaya, zarar vermeye korkuyormuş gibi narin öpüyordu. Ben ne karşılık veriyordum. Nede geri cekiliyordum. Hala şaşkındım. Biz. Bütün okulun önünde. Diyemiyorum bile.Sonra geri cekildi ve yüzüme baktı. Elimi kendi kalbine götürdü.
"Bana inanmak istiyorsan sana dokunduğumda, senin yanında olduğumda kalbimin nasıl çarptığına bakman, hissetmen yeterli."
Kalbi sanki çıkacakmış gibi atıyordu. Ben birsey diyemiyordum. Sadece yüzüne bakıyordum. O da benden bir cevap beklercesine masum bir ifadeyle bana bakıyordu. Sanıyorum ki artık bende mutlu olmalıyım. Kendimi toplayarak ve derin bir oh çekerek cevap verdim.
"Nedense içimden bir ses sana inanmam gerektiğini söylüyor."
Yüzünde bir tebessüm oluştu. Mutlu olduğunu anlamıştım sanki. O da ne diyeceğini bilmiyordu.
Birden bana sarıldı. Sımsıkı sarılıyordu. Benim ise ellerim boştaydı ve yavaş yavaş sırtına gitti. Bende ona sarıldığımda yüzünde ki gülümsemeyi hissedebiliyordum. Şimdi kendimi çok mutlu hissediyorum. Biz böyle sarılırken kulağıma fısıldadı."O içindeki ses doğru söylüyor. Sen hep içinde ki sesi, kalbinin sesini dinle olur mu? Kalbin hep doğruyu söyleyecek çünkü. Tipki benim kalbim gibi. Benim kalbimde hep seni söyleyecek."
Biz hala okulun bahçesinde sarılıyorduk. Sonra geri çekildi. Yüzüme baktı ve elini uzattı. Bende biraz bekledikten sonra elini tuttum. O nereye gidiyorsa bende oraya gidiyordum. En sonunda arabasının yanına geldik.
"Nereye?"
"Biraz konuşmamız lazım diye düşündüm." Haklıydı. Bazı şeyleri konuşmamız lazımdı.
Elimi bıraktı ve kapıyı açtı bana sadece binmek düştü. O da şoför koltuğuna oturdu ve yüzüme bakıp arabayı çalıştırdı. Benim sanki dilim tutulmustu. Hicbirsey söyleyemiyordum.
En sonunda uzun bir yolculuktan sonra sahile geldik. Kız kulesinin karşına. En çok sevdigim yerlerden biriydi. Manzara muhteşem.
"Ee nasıl buldun. Ne zaman kafamı dinlemek istesem buraya gelirim."
"Cok güzel. Bende çok severim burayı."
Birlikte gidip minderlerin üzerine oturduk. Ikimizdende çıt çıkmıyordu. Sonra sessizliği bozan ben oldum.
"Sana inandığım için pişman olmayacağım degil mi?"
Dönüp yüzüme baktı. Yüzünde endise ve korku vardı sanki.
"Eğer inanmasaydın pişman olacaktın. Ben birsey yapmadım. Dedim ya o gün seni unutmak o günü aklımdan silmek için ictim. Kendimde degildim. Zar zor kurtuldum elinden. Zor attım üstünden. Peki sen. Sen neden bana git dedin."
"Korktum. Anlıyomusun? Korktum. Sana aşık olmaktan ve seni kaybetmekten korktum. Birinci seni daha tam tanımıyorum bile. Ikincisi selimin dedigini duymadın mı? Sana bakarak yok ederim dedi. " Tekrar yüzüne büyük bir gülümseme yerleşti.
"Bu yüzden mi? Beni kaybetmekten korktuğun icin bana birsey olmasından korktugun icin mi."
Evet anlamında başımı salladım.
"Öyle birsey olmayacak. Ben senin hep yanında olacağım."
"İnanamıyorum ya şu halimize baksana birde 1 ay önceki halimize bak. Biz şimdi ." Derken beni tamamladı.
"Sevgiliyiz."
"Deme öyle ya."
"Ay ay ay. Benim sevgilim utanıyormuymuş." Deyip elini omzuma attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Sevdim
ChickLitSadece bir inatlaşmayla başladı onların ki. Ama iş inatlaşmadan çıktı ve en sonunda hislerine yenik düşüp birbirlerine aşık oldular. Ikisi ailesi tarafından bir tarafları yaralı olsada zamanla ya hepsi çözülecek yada daha beter bir hal alacak. Onlar...