Bu Mudur Yaşamak ? (-20-)

75 14 1
                                    

"Ama dedim eve gidince gelir. Yanımda olur. Onunla unuturum yine olmayan annemi dedim içimden. Bak yine seni düşündüm. Ama sen bana ne olduğunu bir gram bile merak etmedin." Duraksadı artık yorulmuştu zor dayanıyordu. Bende bana vuran ellerini tuttum.

"Hayır sakin ol. Senin için geldim. Öldüm buraya gelirken."

"Bırak beni. Buraya geldin. Bana destek olacağın yerde yanımda olacağın halde emreyi kıskandın.  " Artık daha çok ağlamaya başlamıştı.

"Nefret ediyorum senden. Git. " derken beni kapının oraya itmişti.

"Gidin dışarda kavga edin. "  derken emreyi de itmişti. Ben dışarı çıkmayınca daha çok bağırdı.

"Gitsene dedim sana git. GÖRMEK isemiyorum seni. Nefret ediyorum senden. " derken gözleri hem hüzünle hem hayal kırıklığıyla hemde pişmanlıkla bakıyordu.  Ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. Bu sefer beni affedecekmiydi ?

--__--__--__--__--__--__--__--__

Onun nu hali beni daha çok delirtmişti. En sonunda kendimi toparlayıp cevap vermiştim.

"Hayır senin yanında burda durucam. Unutturucam sana anneni. Anneni benimle unutacaksın. Şimdi ben dışarı çıkıcam. Sakinleşene kadar beklicem. Belki sabaha kadar. Sende odana çıkıp yatıcaksın. Sende beni bekleyeceksin."

"Ne saçmalıyorsun sen? Sana git diyorum. "

"Bende gitmicem diyorum. Şuanlik ne kadar benden nefret etsende. Seni seviyorum ve asla yanlız bırakmam. Şimdi yatağına çıkıyorsun. Bende kapıdayım."  Ellerini beline koydu. Yine inadı ve gıcıkliği tutmuştu. Ama bugün ben haksızdım o haklıydı.

"Hayır çıkmıyorum. Sen gidene kadarda çıkmıcam."

"Öylemi" dedim bende  ve bir çırpıda Eylülü kucağıma aldım. Arkamdan hepsi ne kadar  laf etsede takmamıştım. EYLÜLu bile duymuyordum. Eylulun odasına çıkıp Eylülü yatağına yatırdım. Ve zorlada olsa üstünü ince birseyle örttüm.

"Sen burda dinleneceksin. Hatta uyuyacaksın. Bende seni asagıda bekliyo olacağım. Bu kadar kargaşa yeter. Beni affetmen lazım." Deyip ne diyeceğini bile dinlemeden çıktım ve aşağıya indim hepsi bana şaşkın şaşkın bakıyordu.

"Neeeeee" diyip kapıya çıkarken arkamdan emre seslendi.

"Bu kadar yüzsüz olamazsın."

"Bu sefer kendime sahip çıkıcam. Ama sırf eylül için. Merak etme dayak yemeyeceksin." Diyip kapıya çıktım. Hemen geri döndüm.

"Bu arada kimse eylülun yanına çıkmayacak. Biraz düsünmeye ve rahatlamaya ihtiyacı var." Dedim ve tekrar kapıya çıkıp basamaklara oturdum.  Benden 5 dakika sonra emre denen herifte çıkmıştı. Ardından ertuğrul önümde belirdi. Rüzgar da elini omzuma koyarak önüme geçti.

"Dostum ne yaptın sen ya ? Kafayı mı yedin ?" Dediginde ikiside önume geçmiş arabaya yaslanmıştı.

"Ne bileyim oglum ya hoşlanmıyorum o çocuktan. O çocuk yüzünden eylülle aram bozuluyor."

"Oğlum cocuk birşey yapmadı ki. Görmüş bahçede eylülü çok kötü haldeymiş o da yardım etmiş eve getirmiş."

"Bak ne diyorsun. Benim eylülle olduğumu biliyor. Eylülün beni sevdigini biliyor. Onlar okulun bahçesinde bende okulun içindeyim. Beni arayabilirdi. Eğer arasaydı benim sınıftan oraya gitmem 1 dakika bile sürmezdi bunu sizde biliyorsunuz." Dedim bilmiş bilmiş ama haklıydım. Eğer isteseydi beni her türlü arabilirdi. Ama o işini kendi yapmak istedi. Belkide eylülün gözüne girmek istedi.

Sadece SevdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin