Ablam her zaman bir şeyi sevdim mi bokunu çıkardığımı söyler.Yalnızca bir insan için değil;inandığım değerlere,yapmaktan mutlu olduğum şeylere,güvende hissettiğim yerlere,hatta huzur bulduğum anılarıma onun tabiriyle 'takıntılı' olurum ben.İsterim ki hayatımın her anında bir yerlerden çıksınlar.
Haftasonları,evde keyif yapacağım günler üzerimde hep tuttuğum takımın forması olur. Makbuş renkleri bana gitmediği için hiç sevmez o forma üstü ve diz izi çıkmış çakma adidas eşofmanla dolanmamı ama bu beni küçüklüğüme,babamla futbol turnuvalarının olduğu haftasonlarına götürür.Hayranı olduğum müzik gruplarının posterleri bu yaşımda hala duvarlarımı süsler,sevdiğim bir dizinin başrolü duvar kağıdımda yer bulur.
Kokunun müthiş bir anı tutma yeteneği olduğu düşünülür ama müziğin anı tutma özelliğine yetişemez hiçbir koku.Çünkü aptal burnunuz bir süre sonra o kokuya alışıp duyumsamamaya başlasa da bir şarkı baştan sona kadar,tıpkı kasede kaydediyormuş gibi saklar o anıyı.
Bir banka çöküp birkaç yıl sonra aklınıza bile gelmeyecek bir derde üzülürken yolda geçen bir arabada çalan ve gün boyu dilinize dolanan o şarkıyı,üstünden sittin sene geçse de bir yerde duyduğunuzda o güne gidecek ve 3.5 dakikaya sığdırdığınız tüm o ruh hali yeniden içinizde yer alacak. İşte bu yüzdendir,mutlu olduğumda dilime dolanan o şarkıyı mutlu olduğum her an tekrar tekrar dinler; beni dert deryasına sokan o melodiyi kafam her attığında sessiz sessiz mırıldanırım.
Sejeong bu bir şeyi severken 'fanatikleşme' olayımı Yay Burcu oluşuma vererek yıllardır ablamın çözemediği takıntılarıma bambaşka bir pencereden bakmış,eh işime gelen bir açıklamayla konuyu kapatmıştı.
Akşamın 9 buçuğuna az kalmışken ıssız bir durakta,yanımda yabancı olduğum ama aslında çok da iyi tanıdığım beden el valiziyle otururken aklımda tek bir düşünce vardı: Sejeong acaba yaptığım bu aptallığı yine burcumla açıklayıp paçayı yırtmama yardım eder miydi? Bunu yapsa bile ikna edici olur muydu,yoksa Kyungsoo "Yaymış İkizlermiş falan hikaye,Chanyeol 13.burca sahip,o da Beyinsiz Burcu!" diye 1.60 boyuna bakmadan celallenip döver miydi? Bunların cevabını birkaç saat içinde öğreniriz zaten de aman diyeyim siz yine de Kyungsoo'ya 160 dediğimi söylemeyin.
"Senin bile 2 katın olan adama kafa atman cidden hayranlık uyandırıcı bir aptallık örneği,tebrik ederim."
Durağın bankının öbür tarafında oturuyorken bana dönmeden mırıldanmıştı. Onu benimle gelmeye ikna edip -aslında ikna etmek için fazla çabalamama gerek kalmamıştı feci bir çaresizlik içinde olmalıydı- evden çıktığımız ve arka sokaktaki durağa geldiğimiz tüm o anlarda ilk kez konuşmuştu.
"Kız arkadaşın adamları ikna ettiğini düşünüyordu ama inan bana daha çok intihar ediyor gibiydi."
Sessiz bir gülme sesi kulaklarıma dolunca ona döndüm. Oysa hala yere bakıyor,yemin etmiş gibi evden çıktığımızdan beri yüzüme bakmıyordu.
"Sanırım sana minettar olmalıyım."
"Bana bir can borçlu."
"Kaşın acıyor mu?"
Bambaşka bir şeyi sorması afallatırken bana dönen yüzü cevap verme süremi iki kat uzatmıştı. Sesine gizlediği merak ya da endişe benzeri duygu yüzünden okunmuyordu.
"Acıyor desem bir şey yapacak mısın?"
Kafasını çevirmesi.Yeniden gülmesi. Yüzüne yayılan samimi gülme. Yeniden düz ifadeyle bana dönmesi.
"Seni zorlamadığım hiçbir şey için özür dilemeyeceğim Chanyeol."
"Bir daha Chanyeol desene."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"seni sevmek" üzerine | chanbaek
Historia CortaChanyeol ona aşık olduğunda aldatılmasının 5.günüydü.