Ekin yanıma gelip oturduğunda Rüzgar çoktan gitmişti. Dudağıma gelen tuzlu tat sayesinde ağladığımı farkettim. Neden ağlıyordum ki acaba hoşlandığım erkek az önce nedenini bilmediğim halde beni terk ettiği için mi? Ekin'in konuştuğunu yeni farkediyordum.
-" Benim seni çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?" şaşırmadım. Gerçekten biliyordum.Gözümden akan yaşı elimin tersiyle itip başımı sallamakla yetindim.
Beni kendine çekip sarıldı
-"O zaman bize bir şans ver."
Ona tip tip baktım. Gayet ciddi bakıyordu. Cidden benden bunu istiyor olamazdı değil mi?
-" Seni üzmek benim isteyeceğim son şey Ekin ama Rüzgar'a karşı bir şeyler hissediyordum ve..." gözlerini yumdu 1,2 saniye geri açtığında
-"Ben kendimş sevdirebilirim sana yemin ediyorum Derin sana kendimi sevdirebilirim. O şerefsiz gibi senin kalbini kırmam. " Hala ikna olmamıştım çünkü Rüzgar 'dan yeni ayrılmışken başkasına koşacak değildim.
-"Bana biraz zaman vermelisin Ekin en azından bunu anla henüz Rüzgar'dan yeni ayrıldım . Ve kendimi toparlayabilmek için senden süre istiyorum. Lütfen beni anlayışla karşıla buna ihtiyacım var." beni tekrar kendine çekip başıma bir öpücük kondurdu. Ve kulağıma doğru
-"Seni hep bekleyeceğim " diye fısıldadı. Ve banktan kalkıp gitti.
Bende kalkıp okula girdim lavobaya geçip yüzümü yıkadım. Az önceki güçsüz kız gitmişti.Artık Rüzgar kim ki oldu.Kalbine esip giden adam. Sevdiğin adam ve unutacağın adam.
yemekten sonra beden dersimiz olduğunu öğrenip giyindim. Kafa dağıtmak için spor yapmaya karar vermiştim. Ekin yanıma gelip
-" Ben basketbol oynayacağım istersen gel izle yada birlikte oynayalım" deyip gülümsedi. İtiraz etmeden peşine takıldım. Basketbol sahasına girdiğimizde kısa bakışlarla tek potayı boşaltılar. Sadece Ekin ve ben vardık. Karşı potada doluydu. Bize tek pota kalmıştı. Ekin basketbol topunu birkaç kez potaya isabet ettirmişti. Benim de bir geçmişim vardı fakat uzun zamandır oynamıyordum. Bileğim bozulmuş olabilirdi. Ekin topu bana attığında
-"Hadi bakalım sıra sizde güzellik " dedi. Topu elimde bir süre döndürdükten sonra üçlük çizgisinin biraz önünden bir şut salladım. İlk atış için fena değildi ama biraz kısa gitmişti. Bir daha denemem için bana cesaret veren Ekin'e gülümseyerek baktım. Top yine elimle buluştuğunda bir süre sektirdim. Ve Ekin'e dönüp
-"Bu senin için "dedim anında yüzü aydınlandı. Topu elimde kavrayıp gözlerimi potaya diktim ve şutu çembere kılçıksız gönderdim .O anki sevinçle Ekin'in boynuna atladım. Ellerini omzuma koyup beni iyice bedenine bastırdı.-fesat anlamayalım please- Ellerimi boynundan çektiğimde bana sırıtarak
-" Yapabileceğini biliyordum çünkü benim içindi." dedi sırıtması genişleyerek.
Bende sırıtarak
-"Ortaokuldayken takımdaydım. Türkiye finallerine dahi gittim .Harika bir deneyimdi.Ama uzunca bir süredir oynamıyorum. Sanırım ilk kez basketbol topunu elime alıyorum" dediğimde şaşırdı.
-" O zaman bir maça varsınızdır güzellik " dedi. Yine sırıtmadan edemedim sanki 2 saat önceki ağlayan kız ben değildim.
-"Tamam derim. Ezilmeye hazır ol yakışıklı." dedim ve şakadan omzuna bir tane geçirdim.
-"Peki iddaya girmeye var mısın?" dedi. Hayda noluyo fazlamı yüz verdik doksan dördünü gerimi alsak hjvfxfhbf.
Serçe parmağını uzattığında ilkokul çocuklarının iddaya girme tekniğini kullandığımıza hayret etsemde bende onun serçe parmağına parmağımı kenetledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O Benimmm!
Ficção AdolescenteYeni okul....Daha önceki okulumdan eski sevgilimle aramızda yaşananlar yüzünden ayrıldım .ah! Bu arada kendimi tanıtıyım adım Derin lise son sınıftayım. okul değiştirmek biraz zor oldu ama olsun . Bende bir mallık yaptım ve ailemden uzak bir şehre s...