Af dilemek

119 4 0
                                    

Bir şehir ol.Mesela İstanbul gibi... De ki ; boğazım kuruyana kadar ,seveceğim seni.

Multide Derin var;)

Rüzgar;
Onu öylesine seviyordum ki bu sevginin tarifi imkansızdı. Dudaklarını dudaklarım zor terk ettiğinde onun o utançtan kızarmakta olan yüzüne çevirdim bakışlarımı. Başını yere eğdi ve yanımdan hiçbir şey demeden uzaklaştı. İşte bu tuhaftı. Tokat atmasını bana vurmasını beklemiştim ama o sadece yanımdan ayrılmayı seçmişti. Arkamı döndüğümde arkasını bana dönmüş bar sandalyesinde oturduğunu gördüm. Deniz ve Can ortalıkta yoktu. Nereye kayboldukları umurumda değildi geri gelmesinler yeterli. Derin'in yanına oturup barmenden en ağırından bir içki söyledim .
İçkimin bardağının üst kısmında parmağımı gezdirirken aynı zamanda düşünüyordum. Derin eğer gerçekten Deniz'i seviyorsa ne yapardım. Bununla yaşayabilir miydim? Bilmiyorum.
Deniz beraberinde Can, Beren ve Ekinle geri döndüğünde umursamaz bir tavır takınsamda aslında Beren'i görmek midemi bulandırmıştı. Fazla yapmacık ve neredeyse her gece başka bir erkeğin altına giriyormuşçasına sürtük tavırları vardı.
Boynuma kollarını doladığında ona karşılık vermedim. O ise dudağıma bir buse bırakmıştı. Derin'e dönüp baktığımda gözleri fal taşı gibi açılmış bir bana bir Beren'e bakıyordu. Beren ona yapmacık bir gülümseme gönderip yanımdaki boş sandalyeye oturdu. Ekin ise Derin'e bir bakış atıp mümkün olduğunca uzağa oturdu. Anlaşılan aralarında soğuk rüzgarlar esiyordu. Bir bakıma sevinmeliydim. Beren içkisinden bir yudum alıp yüzünü buruşturdu. Derin'e dönüp
-"Yoksa sen içki içmiyor musun?" dedi onu dikkatle süzerek
-"Hayır'canım' senin aksine ben sarhoş olmak istemiyorum. Artık ne yapacaksan sarhoş olup" dediği gibi bakışlarını bana çevirdi. Ne ima ettiğini anlamamıştım. Ama hem bana hem Beren'e gönderme yaptığı belliydi.
Beren içkisini kafasına dikip heyecanla yerinden sıçradı.
-"Aşkığımm" dedi kolumu tutarak ona dönüp kolumu sertçe çektim. Hareketimden rahatsız olmuş olacakki bana kızgın bakışlarını yolladı. Derin'in karşısında böyle bir şey yapıp onu rezil ettiğim içindi bu kızgın bakışları. Ah bu kadınlar....
-"Hadi dans edelim " dedi dudaklarını büzerek . Az önceki hareketimden dolayı suçluluk duyarak başımla onu onayladım.

Derin;

Beren ve Rüzgar'ın dans edişini izlerken Deniz kulağıma eğildi.
-"Çok mu seviyorsun şu Rüzgar'ı " söylediği sözle yanaklarımın kızarması bir oldu. O ise bana bakmaya devam ederek.
-"Derin seni üzgün görmek istemiyorum... Oyunu seninle oynamayacağım artık. Beni.... değiştirdin. Ne olduğunu anlamadım içimdeki nefret sönmeye başlasada bunu seninle yapmayacağım. Bunu kendi yöntemlerimle çözeceğim " dedi. Söyledikleri üzerine gözlerim şaşkınlıkla açıldı. O sırada Beren ve Rüzgar da yanımıza oturmuştu.

Rüzgar;

1 saat sonra Beren iyice sarhoş olmaya başlamıştı. Ekin'in kendi halinde takıldığını ve Derinle hiç ilgilenmediğini gördüm. Deniz ise Derin'in kulağına birşeyler fısıldıyordu. Derin , onu şaşkınca dinliyordu. Ne konuştuklarını merak etmiştim. Ama öylece soramayacağımı , sorsam bile cevap alamayacağımı biliyordum.
Ayağa kalktım ve çıkışa yönelmeden önce Derin'e son kez baktım. Deniz bana bakarak bir şeyler söylüyordu ama umursamadan Beren'e döndüm kulağına eğilip
-"Ben gidiyorum. İstersen seni de bırakayım." dedim bana bir gülümseme yolladı.
-"Ekin'i yalnız bırakmayayım " dedi . Sarhoş olmasına rağmen Ekin'e verdiği değeri gösterebiliyordu. Tek gerçek yönüydü bu.

Çıkıştan çıktığım sırada yüksek sesten tam olarak duyamasamda adımın seslenildiğini farkettim.
Ses gittikçe yaklaşırken beklemeye başladım.
Karşımda Derin'i görünce şaşırsam da
yüzümü görmesin diye caddeye baktım ona bakmadığım için hemen karşımda durdu.
-"Bana bak Rüzgar" sesi üzgün geliyordu. Başımı ona çevirdiğimde gözleri dolmuştu.
-"Sana neler oluyor, sen böyle değildin. Sen beni severdin. Seven hiç terk edip gider mi sevdiğini?"
-"Ben böyle değil miydim? Beni sen değiştirdin Derin. Ben böyle değildim." dedim sesimi yükselterek.
-"Ben mi seni değiştirdim?"
-"Neden herkes bana bunu söylüyor. Ben sizi nasıl değiştirebilirim?" dedi sesi titreyerek.
-"Herkes?" diye sordum. Sorumu cevaplamadan elimi tuttu.Yeri izliyordu sonra başını kaldırıp

-"Seni Seviyorum... " yutkundu ve devam etti.
-"Ve senden özür dilemek için daha anlamlı bir söz bilmiyorum. " dedi ve elimi bıraktı. Benden özür dilemesi gerekmezdi. Bende onu çok seviyordum. Özür dilemesi gereken kişi bendim onu bırakan , ağlatan kişi bendim. Gözlerinden yaşların süzüldüğünü gördüğümde kalbime bir hançer saplanmıştı sanki. Ona iyice yaklaşıp ellerimle yüzünü kavradım ve akan göz yaşlarından öptüm.
-"Bir daha benim için ağlamanı istemiyorum. " dedim yüzümü yüzüne doğru indirdim ve alınlarımızı birleştirdim. Nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Onu istiyordum herşeyden çok. Dışarda şiddetle esen rüzgar bile üşütmüyordu beni, onun yanında içim ısınıyordu.
-"Özür dilerim Derin. Seni böylesine severken seni terk ettiğim için. Seni Deniz'in kollarına attığım için. Beren'in beni öpmesine izin verdiğim için. Senin için Denizle oyun oynadığım için özür dilerim. Sana deliler gibi aşığım. Seni ölesiye seviyorum. Bu sevgi asla dinmeyecek. Beni affet çünkü af dilemesi gereken kişi benim."
Yüzüme baktı. Hala alınlarımız birbirine değerken benden ayrıldı ve birazcık uzaklaştı. İşte şimdi içime bir korku girmişti. Beni bırakma sırası ondamıydı bunca şeyden sonra.
-"Sen bana aşık mısın gerçekten?" dedi yüzü gayet ciddiydi. Ona bunu daha önce de söylediğimi sanıyordum. Yüzümdeki heyecanı saklayamayarak
-"Evet, köpekler gibi hemde"
Kıkırdadı.
-"Peki ya Beren?"kaşlarımı çattım. Beren mi?
-"Ben sana kızgındım. Beren'i asla sevmedim. Beni hep o öptü ben asla..." sözümü tamamlamama izin vermeden birden beni öpmeye başladı. Şaşkınlığımı üzerimden attığımda hasret kaldığım dudaklarını öpmeye başladım. Ağzından bir inilti çıktığını duyduğumda yüzümde bir tebessüm belirdi. Gözlerim sıkıca kapanmıştı. Bir daha bu rüyadan uyanmamak üzere. Çekildiğinde hala gözlerimi açmamıştım. Nefes nefese kalmıştık ikimizde o ise buna aldırmadan bana sarıldı.
-"Rüzgar" dedi kısık bir sesle. Hala nefes alışverişlerim düzelmemişken
-"Evet?" dedim başı omzumdayken.
-"Bende sana aşığım " dedi bir çırpıda tepkimi ölçmek için sustu ve bu suskunluğu yaklaşık bir dakika kadar sürdü. Yanlış duymadığımdan emin olmak için
-"Ne dedin sen?" dedim.Başını kaldırıp bana çarpık bir gülümsemeyle baktı
-"Sana aşığım dedim" dedi. Evet! Gerçekmiş.
-"Bende!" dedim. Sonra bu sefer onu tekrar öpmeden önce
-"Bende sana aşığım " diye gısıldadım. Ve onun gülümsediği sırada tekrar dudaklarımız birleşti.

1 haftadır Derinle harika zaman geçiriyoruz . Okul açılalı 4 ay olmuştu ve Derinle tanışalı. Onunla rahatça el ele dolaşabiliyoruz. Ve hiç bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyordum. 1 ay sonra yarıyıl tatili olduğu için plan yapıyordum ama Derin'in bundan haberi yok. Sürpriz yapmayı planlıyorum. Aynı zamanda derslere yoğunlaştık. 1 haftadır hergün birlikte ders çalışıyoruz. Birbirimize en iyi olduğumuz derslerle ilgili çalıştırıyoruz. Çoğunlukla o beni çalıştırıyor:) iyi olduğum pek bir ders yok .
Okula gitmek için Derin alacağım için arabama atladım. Yoldayken telefonum çalmaya başladı. Telegondaki ismi gördükten sonra gülümsememe engel olamayarak anında cevapladım.
-"Derin?"
-"Rüzgar bugün beni sen alamayacksın." dediğinde kaşlarım çatıldı.
-"neden? Ne oldu?"
-"Şey beni bir arkadaşım bırakacak çoktan yola çıktık boşuna benim eve doğru gelme diye aradım. Direk okula gel orada görüşelim." dedi ve bir şey demrme izin vermeden kapadı. Sinirlenmiştim. Arabayı son sürat sürerek okula geldim.
İçeri girdiğimde Derin'e bakındım ve yerinde oturduğunu gördüm. Bende hem Beren'den uzaklaşmak için hemde Derinime yakın olmak için onun sınıfa geçmiştim. Tabi hala şu kıl olduğum Deniz bu sınıftaydı. Ben bu sınıfa geçince başka bir öğrenciyi de eski sınıfıma transfer etmişlerdi. İçim rahatladığında hızlı hızlı Derin'in yanına gittim. Beni farkettiğinde o baş döndürücü gülüşünü takınarak.
-"Günaydın" dedi birazcıkta olsun yumuşamıştım.
-"Günaydın!" Dedim.
-"Bana kızgın değilsin değil mi?" dedi üzgünce bana bakarak. Yanına geçip oturdum. Hafif kıskançlık ve hayal kırıklığıyla yanına oturdum ve sordum:
-"Kimmiş bu arkadaşın?" dedim. Yüzü kızardı bu işte bir iş vardı ama ne?
-"Şey..." 'Ne' dercesine ona baktığımda
-"Ekinle konuşmama gerekti uzun zamandır benimle konuşmuyordu. Ve bende onu bana çağırdım. Beni okula bıraktı.
-"Ne!" dedim bağırarak. Kıskançtım. Direk söyleyemesemde kemdi içimde itiraf edebiliyordum.
Sinirimi yatıştırmak için bana sokularak sarıldı.
-"Rüzgar o sadece benim arkadaşım sense benim sevgilimsin. Sen aşık olduğum adamsın. Lütfen bu yüzden kavga etmeyelim" dedi ve daha da sıkı sarıldı.Derin'i bir kavga yüzünden daha kaybedemezdim. Şimdilik bu konuyu bir tarafa ittirip ona karşılık bende sarıldım. Herkes bize imrenerek bakarken Deniz'in bizi dikkatle süzdüğnü gördüm. Bu çocuğun bizden ne istediğini biran önce öğrenmeliydim.

~Sınavlar BiTTi!!! Yazmaya devam etmeyi düşünüyorum;) Okuduğunuz için teşekkürler~

O Benimmm!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin