Çoook uzun bir zaman sonra bu kitaba bölüm yazmak heyecanlandırdı. Umarım yorum yaparak fikirlerinizi öğrenmemi sağlayabilirsiniz
***
Hoseok şaşkınlıkla Jimin'e bakmış bir sür cevap vermeyi unutmuştu. Jimin sabırla bekledi onu.
-Şey...
Bir yanı bunun olması gerektiğini düşünüyordu. Kendini güçsüz ve yalnız hissediyordu. Her şeyden nefret ediyordu üstelik. Hayat dolu adam gitmişti resmen. Saatlerce ağlamak kendini yaralamak istiyordu.
Bunlar sağlıklı düşünceler değildi. Bu yüzden alakasız şekilde yakınlık hissettiği bu adama güvenecek en azından bir süreliğine onda kalacaktı. Tek endişesi rahatsızlık verecek olmasıydı. Fakat bu durumda biraz bencil olacaktı.
Çünkü hiç hissetmediği kadar berbat ve tükenmiş hissediyordu. Her uyandığında kalbinin sesini duymuyor olmak onu adeta boğuyordu.
-Rahatsızlık vereceğini düşünüyor olsaydım teklif dahi etmezdim, emin olabilirsin.
-S-sen nasıl? Sen-
-Evet evet aklından geçenleri belirli bir odaklanma süresince okuyabiliyorum. Artık hazırlanmaya ne dersin?
Hoseok hazırlanmaya geçtiğinde Jimin balkona çıkmış ve Namjoon'u arayarak anlatmıştı olan biten her şeyi. Haklı olarak karşı çıkmıştı arkadaşı ama eninde sonunda onu anlayacağını ve yanında olacağını biliyordu. Öyle de oldu. Yeji ve Hyunjin evde değildi bu yüzden onlara sürpriz olacak olsa da sonradan anlatmaya karar verdi ve çoktan hazır olan Hoseok'un yanına geri döndü.
Cebindeki ilacı içmesi için ona uzattı.
-Bu ne?
-Güneş karşısında teninin yanmasına ve parlamasını istemiyorsan bunu iç.
Hoseok korkuyla yuttu hapı. Aslında yanma, tam olarak yanma değildi. Sadece acı hissediyorlardı fakat bunu o an açıklama gereği duymadı.
Arabaya bindiler ve Jimin sürmeye başladı. O sırada Jungkook aradı ve arabaya bağlı olan telefondan hemen açtı.
-Kardeşim, ben artık o barda çalışmıyorum. Sizin oradaki büyük bar var ya adını unuttum vallahi. Oradayım artık. Bugünkü ilk konserime gelin tamam mı?
-Tamam, hayırlı olsun Goo. Misafirimizle geleceğiz.
-Kim o?
-Anlatırım, görüşürüz.
-Pekalaaa, öpüldün.
***
Hoseok Namjooon ile kısa bir tanışmanın ardından, yine Namjoon tarafından hazırlanan odasına geçmişti. Jimin ise Namjoon ile son gelişmeler hakkında konuşuyordu. Do-hyun hala ortalarda yoktu ve bu onun daha büyük bir plan ile çıkması demekti bir nevi.
-Jimin, bak şu an sinirlenmenin hiçbir manası yok, biliyorsun. Eninde sonunda o adamı bulacağız ve onu alt edeceğiz tamam mı? Şimdi buna kafa yorma ve akışına bırak. Çocukların ve dahası herkesin sana ihtiyacı var. Güçlüsün biliyorum ama yine de, güçlü kal.
Jimin minnettarca gülümsedi ve omzunu pat patladı arkadaşının.
-Teşekkür ederim, ben bir Hoseok'a bakayım.
-Ah ısınamadım ben o adama.
Jimin yukarı çıktığında Hoseok'un uyuduğunu gördü ve çıkarken eline aldığı ilaçlarını komodinin üzerine koyarak çıktı odadan.
Onun ne kadar zorlandığını, neler düşündüğünü tahmin edebiliyordu.
Kardeşim dediği çocukta kendini öldürmeye çalışmıştı, gözleri önünde çünkü.