fleur de cerisier 🌸 woosan

18✧ gülümseyerek verdiğim sözleri ağlatarak çiğnettin bana

başlangıç cinsellik içeriyor. okumak istemeyenler için bittiği yere işaret (✧) koydum. oradan başlayabilirsiniz bölümü okumaya. medyayı işaretten sonra dinlemeye başlayın lütfen.

san, bacaklarında yatan sevgilisini uyutmak için bir gece klasiği olan kitabını okuyordu. hiç kimseyi sokmadığı kütüphanesinde her gün onunla birlikte uyuyor, uyanıyordu. fakat bu gece küçüğüne uyku hiç uğramamıştı. yaramazlık isteği ile kafasını diğer yöne çevirdiğinde san'ın erkekliğiyle karşılaştı. dudaklarının kenarı yukarı kıvrılarak aklından geçen kirli düşünceleri somutlaştırdı. heyecanına teslim olduğundan 1 haftadır bu konuda adım atamayıp san'ın adımlarını da geri çevirmişti. şimdi düşündüğünde bile heyecandan dolayı kalbinin ritmi bozulmuş, belinden terler akmaya başlamıştı.

önündeki fermuarı yavaşça aşağı indirdi. açtığı aralıktan, penisi saklandığı yerden çıkardı ve parmaklarını sardı. dilini başına sürttüğünde sonunda sevgilisinin ilgisini kazanmıştı. her ne kadar kitap yüzünü perdelese de okumayı kesmesinden anlaşılıyordu bu. beklemediği için şaşırdığı da kesindi.

san hiçbir şey olmamış gibi okumaya devam ettiğinde tahmin ettiği gibi bu küçüğünü kızdırmıştı. dilin ıslaklığı kasıklarına kaymış, oradan yukarı yönelmeye başlamıştı. kasıklarında merdiven çıkar gibi çıktığında arkasında bıraktığı ıslaklığa sıcak nefesi değiyor, san'a cennetin de ne kadar yakabileceğini gösteriyordu. bir kedi misali emekleyerek sırnaşırken dizini ileri götürmüş, san'ın erkekliğine yaslamştı. ufak hareketlerle okşayıp bastırıyor, kolay tahrik olduğunu bildiği sevgilisine karşı büyük oyunlar oynuyordu.

dili göğsüne geldiğinde göğüs ucunu dişleyip çekiştirdi. o an önce yere düşen kitap sesini duymuş, ardından saç diplerine sertçe yerleşen parmakları hissetmişti. açtığı fermuarı geri kapattıktan sonra kucağına yerleşti ve tişörtünün eteklerini tutup üstünden çıkardı. bakışları, geniş omuzlardan ince bele doğru yavaşça kayarken hayran kalıyordu vücudunun her bir zerresine. öpmeye kaldığı yerden devam etmek için kasıklarına yöneldi. fakat tam dudakları sevdiği bedeni okşayacağı sırada aniden donakalmıştı.

✧

böyle anlarda sabırsız olurdu san. devam etmesi için elini ensesine indirdiğinde sertçe itilmesi, koca sessizlikte yankılandı. şaşkınlıkla bakışlarını sevdiğine yönelttiğinde hep aşkla bakan gözlerde öyle bir boşluk gördü ki, gözlerindeki uçurumdan atmak istedi kendini.

"biliyordum..."

wooyoung'un ses tonundan dökülen gözyaşlarını duyabiliyordu, fakat gözükmediği için silmesi imkansızdı. korkuyla doğrulmaya çalıştığında, sevgilisi az önce öperek en eşsiz köşesinde zambak açtırdığı kalbe sert bir yumruk atmış, kalkmasına izin vermemişti.

"benimle oynadın..."

düşüncesini kabullenişle dışarı vurduğunda artık gözüküyordu gözyaşları, çığlık atarcasına hızla süzülüyordu yanağından. san titreyen ellerini bir bebek misali ağlayan adamın yanaklarına yerleştirmeye çalıştı. o an kapalı gözler aralanarak perdelediği kini göstermiş, eti dişlerinin arasına sıkışacağı şekilde sert bir yumruk atmıştı.

kendisine dokunmasına izin vermeyen wooyoung, parmak uçlarını san'ın kasıklarına giden bölgedeki benlere değdirdi.
"bunları yeonjun'un bana attığı çıplak fotoğraftan hatırlıyorum..."

san'ın az önce heyecandan dolayı tüm odada yankılanan kalp atışları ölü sessizliğine büründü şimdi. onu kaybetmenin korkusu tüm duyguların üstüne çökmüştü. parmakları içeri kıvrılıp örtüyü avuçları arasına sıkıştırdı ve çekiştirip wooyoung'un bakışlarını alamadığı benlerinin üstünü örttü. örtünün altından benlerini tırnaklıyor, sanki çıkarmak mümkünmüş gibi kazımaya çalışıyordu.