27✧ bir uçurumun dibi kadar uzak

1K 169 122
                                    

wooyoung okula girer girmez gözlerini etrafta dolaştırmış, san'ın arabasını görebilmeyi ummuştu. ve umduğunu bulunca günün ilk başarısını elde etti. dersleri spor salonunda olacağı için vakit kaybetmeden soyunma odasına koştu. yunho'nun dolabını bildiğinden hemen oraya yöneldi ve henüz giyinmeyi yeni bitirmiş olan arkadaşına kaş göz işareti yaptı. yunho alması gereken mesajı almış, odadaki kalabalığı dakikalar içerisinde boşaltmıştı.

artık içeriden tek bir ses geliyordu: san'ın dolabını açıp kapatmaları. wooyoung oraya yöneldi ve üstü çıplak adamın kolunu tuttu. önce kendine çekmiş, ardından dönmesini sağlayıp sırtını dolaplara çarpmıştı. kafasını çevirmesini umursamadan yaklaşabildiği kadar yaklaştı yüzüne. elleri gezinmeye başladı çıplak teninde.

"kayıt sildirme gibi bir aptallık yapmayacaksın değil mi? bana yanlış gördüğümü söyle."

hiçbir şey söylememişti. wooyoung derin bir nefes aldı ve elini sevdiği adamın boynuna çıkardı. yavaşça kafasını çevirmesini ve kendisine bakmasını sağladı.

"dans yarışması çok yaklaştı, hem çok çalıştığımız için hem de moral olması için dans kulübünde olanlara bir kamp tatili hazırladı okul. birkaç gün sürecek. bari ona katıl. gitmeden önce sevdiklerinle son vakitlerini geçirirsin."

san'ın dudaklarına yerleşen alaycı gülüş 'sevdiğim kimse yok' der gibiydi. tek kelime etmiyor, sesini bile esirgiyordu ondan. alaycıydı gülüşü fakat taşıdığı o kırgın ifadeyi de görebilmek mümkündü. üstündeki elleri sertçe itip kurtuldu ve tişörtünü hızlıca giyindi. dolabının kapağını kapatıp kapıya yöneldi.

"bekle"
wooyoung elindeki son kozu kullanmadan önce göreceği tepkiden korktuğu için gözlerini kapattı.
"peki çok sevdiğin biri ölmek üzere desem? onu kurtarabilmek için kim olduğunu bilmen gerekiyo-"

cümlesini tamamlayamadan sırtını dolaplara çarpmanın acısını hissetmişti. san tam dibinde sinirle soluyor, bir zarar vermemek için kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.
"yalancısın."

"eğer bana inanmıyorsan seonghwa'ya sor."

seonghwa'ya bile güvenemiyor oluşunun acısı ilk defa çarptı kalbine.
"hepiniz yalancısınız."

o an anladı wooyoung, kimsenin bir gücü kalmamışken güçlerini birleştirmeye çalışmanın faydasızlığını.
san önünden çekilip gidiyorken arkasından bağırdı.
"eğer o kişinin kim olduğunu öğrenmek istiyorsan kampa gel!"

kapının çarpma sesini işitmenin ardından kendi kafasını dolaba birkaç kez çarptı. içi düşüncelerle dolu olan bu beynini akıtmak, kurtulmak istiyordu.








•••







wooyoung
uyudun mu

wooyoung
oğlum gözlerinin önünde çok üzülüyorum lan
hiç demiyor musun yazık bu ibneye diye

wooyoung
her gece "acaba yarın okula gelecek mi" düşüncesi yüzünden gözlerime uyku girmiyor benim

san
gelmeyeceğim
cevabını aldın uyuyabilirsin

wooyoung
bu cevapla beni kaç geceye mahkum ettiğinin farkında mısın

san
hiçbir bilgiyi hatırlamıyorum, sınav çok yaklaştı
zaten benim okul hayatım bitti wooyoung

san
bitirdin

wooyoung
ne yapacaksın peki

fleur de cerisier 🌸 woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin