❗❗ smut var❗❗
"Belki bir gün dayanamam itiraf ederim sana... seni sevdiğimi."
- 🌕 -
"Ben bunu itiraf saysam?" Dedi Felix. Korkmuyordu. Dolayısıyla karşısındakinin nefesini hissedeceği mesafeye kadar yaklaşmaktan çekinmedi.
Hyunjin de korkmak istemedi. Tanrı mıydı melek mi? İnsan olarak sevmek tabii hakkıydı, ölümü düşünmek ona düşmezdi ki. Uzun süredir yeterince dizginlemişti kendini. Karşısındakinin sıcak nefesi yüzüne çarparken kendini kontrol edemeden dudaklarını onunkilere bastırdı ve üst dudağını iki dudağının arasına alıp emdi hırsla. Felix'te karşılık verdi.
Bir süre ikili birbirlerinin tatlarını hissetmeye devam ettikten sonra dudaklarını ilk ayıran Felix olmuştu. Derin bir nefes aldıktan sonra gözlerini gökyüzüne çevirip konuştu. "Bu gece yıldızların altında-"
"Bu gece yıldızların altında benim olur musun Felix?" Dedi Hyunjin elini Felix'in beline atıp sertçe kendine çekerek. Gövdeleri birleşmişti. Hyunjin Felix'in hafif kokusunu alabiliyordu. Felix ise Hyunjin'in boynundaki sıcaklığı hissedebiliyordu. Yavaşça kendi Hyunjin'in boynunu öptü ve başını onaylarca sallayıp yavaşça pencereye doğru yaklaştı.
Hyunjin bedenini Felix'ten ayırmadan onu belinden tutarak aşağı indi ve onun başını yastığa koyarak üstünde dururken göz goze gelmelerini sağladı. Şimdi üstlerinde yıldız, bedenlerini saran kırmızı bir ışık vardı.
Bir süre daha Felix'in yüzünü izledikten sonra dudaklarına ufak bir öpücük daha kondurup, dudaklarını boynunda gezdirmeye başladı. Felix'in üzerindeki bluzdan kurtuldu ve eğilip göğüs ucunu da dudakları arasına aldı. Bir süre oyalandıktan sonra Felix'in kısık inlemelerinden tahrik olup doğruldu ve kendi üzerindeki fazlalıktan kurtularak Felix'in de pantolonunu sıyırdı belinden ve çıkarıp bir kenara fırlattı.
Son bir kez dudaklarını kenetlerken parmaklarını Felix'in deliğine soktu ve hafifçe gevşetmeye başladı.
"Ah..." Felix'in gözlerini kaydırarak inlemesiyle dudaklarını ayırdı ve bir süre daha parmaklarıyla gevşettikten sonra penisini onun girişine konumlayarak yavaşça içine girmeye başladı.
Başta yavaşça gel-gitlerine devam ederken artık hızlanmaya başlamıştı. "Mmh H-hyunjin... tanrım." Felix derin inlemelerinin arasından konuştu. Bu kadar ileri gideceklerini hiç düşünmemişti. Hayatı boyunca hayalini bile kurmamıştı böyle bir şeyin. Rüyalarında görmüştü yıllarca bu genci. Hep karşısına çıkarsa isteyeceği tek şey ona sarılmak olurdu diye düşünmüştü ancak başta onu öpmek, şimdiyse onun olmak istiyordu. Bu gece hiç bitmesin istiyordu.
Yıldızlar ve kırmızı ışığın altında iki beden bir olurken, ikisi de yorgunluktan birbirlerine sarılarak bayılana dek birbirlerini hissetmeye yemin ettiler.
Sonunda Hyunjin sınırına ulaşıp, menilerini Felix'in içine bıraktıktan sonra yavaşça kenara kıvrılıp son kez alnına bir öpücük kondurdu. Bir süre Felix'in de soluklanmasına müsade ettikten Sonra bedenini kollarının arasına alıp, odanın yanındaki banyoya girdi. Felix'i küvete bıraktıktan sonra kendi de onun arkasına oturdu ve küvetin sıcak su ile dolmasını bekledi kollarını onun beline dolayarak.
Felix o kadar yorulmuştu ki neredeyse uyuyacaktı. Baygın gözleriyle uyukluyordu. "Ben de seni seviyorum." Hyunjin'in kulağına yaklaşarak fısıldamasıyla açtı gözlerini. "N-ne?!" Kafasını ona çevirerek konuştu Felix.