"Hwang Hyunjin."
"Lee Felix Yongbok."
- 🌑 -
11. Yüzyılda ülkeyi yöneten bir krallığın 2. prensiydi Felix. Kralın 2. zevcesinden tek oğluydu. Halkın tanıdığı kral dışında tek saray ferdi de oydu. Tercih edilmeyen evlat olarak tek derdi, annesini mamnun edip kral olmaktı.
Kılıç ve dövüş sanatlarında, okçulukta, çeşitli el işlerinde ve siyaset işlerinde oldukça iyiydi. Halkın takdir ettiği geleceğin kralı olacaktı. Bu yüzden yıllarca reşit olana kadar mükemmel olmak için çok çalıştı. Mükemmeldi de zaten. Tek bir kusuru yoktu kimsenin gözünde.
Ancak reşit olduğu gün her şey ne kadar güzel olup, halk tarafından alkışlansa da böyle devam etmemişti. Babası tarafından takdir edilip, veliyaht prens olarak duyurulmayı beklerken, birden kral saraya gelip, erkek kardeşi Seungmin'i veliyaht prens olarak duyuracağını söylemişti. Oysa kördü Seungmin. Halk adını bile bilmiyordu onun. Bir kez olsun saray kıyafetlerini giymemişti bile. Ayçiçek bahçelerinde yardımcısı Hyunjin'le koşuşturmaktan başka yaptığı bir şey yoktu. Onun taht uğruna yaptığı hiç bir şey olmamıştı. Kılıç bile kullanamazdı ki o. Bu hayatını tahta adamış olan Felix'e haksızlıktı.
- Neden kral senin yerine vasıfsız erkek kardeşinin veliyaht olmasını istiyor?
- O benim taş kalpli olduğumu söylüyor.
- Peki şimdi ne yapacaksın?
- Onun canını yakacağım..
Çok dokunmuştu Felix'e kendisi mükemmelken, hiç hakkı olmayan erkek kardeşinin tahta çıkacak olması. Kör kral olur muydu? Düzelecek bir durum da değildi, doğuştan kördü Seungmin. Eğer tahtı çalacaksa, Felix onun mutlu olmasına izin vermeyecekti.
Tüm sırlarını bilen Hwang Hyunjin'i kendine hedef edinmişti. Kendi doğum gününde gizli bir sipariş olduğunu söyleyip, Hyunjin'den yüklü miktarda para vererek en güzel içkisini yapmasını istedi. Hwang Hyunjin en eşsiz içkileri yapardı çocukluğundan beri. Kralın emrinde çalışsa da soylulara nadiren tariflerinden yapardı. İsimsiz bir şekilde ilk defa böyle yüklü miktarda para karşılığında sipariş almıştı dolayısıyla en güzel içkisini hazırlamaya koyulmuştu.
1 hafta içinde hazırladığı beyaz şarap ve hafif çiçek aromalı içkilerini büyük sepetine koydu ve büyük sarayı ziyaret etti. Ancak girdiği gibi bir daha çıkması mümkün olmamıştı. Askerler tarafından büyük salona sürüklenmiş ve patates çuvalı gibi genç prensin önüne bırakılmıştı. Karşısındaki yüzü gördüğünde anlamıştı, bu prens Lee'ydi.
O olduğunu bilseydi asla siparişi kabul etmezdi Hyunjin. Küçüklükten beri Seungmin'le beraberdi dolayısıyla Felix'le de yüz göz oluyordu ancak o ne Seungmin'in, ne kendinin yüzüne hayatta bakmazdı. Ayda yılda bir kez saraya gelir, krala becerilerini gösterir ve geri dönerdi. Kimsenin kendine kötülüğü bulunmadığı halde herkese de düşmanı gibi davranırdı. Seungmin'e yaklaşımı yüzünden sevmiyordu özellikle de Felix'i. Kör olmasından yararlanır, ona yalanlar söylerdi ve Hyunjin karşılığında sesini bile çıkaramazdı.
5 yıl sonra ilk kez görüyordu genç prensi. Küçükken kralın zarif oğlu olarak bilinirdi hep, tüm halk onun güzelliğine aşıktı. Gerçekten güzel olduğu gerçeği değişmiyordu elbette ancak Hyunjin'e göre yalnızca dışı güzeldi. İçi buzlarla kaplıydı onun. Dolayısıyla Seungmin'i çok severdi. O hem narin hem iyi kalpliydi. Şimdi genç prensin bu soğuk bakışlarıyla karşılaşınca anlamıştı. O gerçekten korkutucuydu. Hiç hoşlanmamıştı onun bakışlarının altında kalmaktan.
![](https://img.wattpad.com/cover/309242308-288-k248256.jpg)